Birkaç gün önceydi, kadim dostumla meşhur bir dönercide yemek yiyorduk…
Konu Türk tarihi, Osmanlı, hızla ırkçılığın arttığı Almanya ve barbar Amerika’ydı…
Zira insanlığa güzel şeyleri konuşacak baharlar bırakmadılar…
Zalimlerin galebe çaldığı çağın çocuklarıydık kimimiz, kimimiz de dibine kadar savaşın acılarını yaşayan…
Yan masada yemek yiyen abi konumuza direkt dahil oldu…
Çok ayıp değil mi bir hayli dinlemiş bizi öyle söyledi, konuşmalarımız çok hoşuna gitmiş…
Sonrasında anlayacağız ki örtülü insanları pek bilgili bulmayanlardanmış o yüzden şaşırmış…
Tabii ya biz ne bilelim Japonya’yı atom bombasını, ne bilelim Endülüs’ü…
Bazı konularda bize katılıyormuş bazı konularda katılmıyormuş…
Kendisi ile fikir alışverişinde bulunmamıştık ama o fikrini ille bize söylemek için can çekişiyordu…
Sonuçta bir Kemalist olarak ezip geçmek istiyor keyif almak birkaç laf söyleyip rahatlamak istiyordu…
“Hayırdır neye katılacak neye katılmayacaksınız abicim?”
Yani siz katılın diye sohbet etmemiştik bu bir, ikincisi fikrimizin avukatı da değilsiniz üstelik diyecektik tam ama nezaket var ya ah o nezaket bizde kalsın…
Ancak dinleyelim sizi buyurun zira tanıyoruz sizleri, size karşı pek bir şerbetliyiz bizler dedik…
Başlıyor Abdülhamid dönemindeki toprak kayıplarının hesabını bizden sormaya, onun topraklarıymış ya o topraklar babadan kalmış nasıl kaybedermiş…
Bulsa Sultan Abdülhamid’i yakasına yapışıp “hürriyet” diye bağıracak sandım ama yok içki fabrikalarını falan anlatıyor…
“İyi de içerim” diyor abi, peki abi neye karşı kafamız çok karıştı…
Öyle ya iddiasına göre içki fabrikası kuran Abdülhamid’e çok öfkeli…
Düşünün Erdoğan içki fabrikalarını kapatsa bunlar ülkeyi yakarlar Allah korusun ama Sultan Abdülhamid’i nereden ve nasıl kime karşı nasıl kötüleşeceğini çok iyi biliyor bu Kemalistler…
Halkın gözünde yeniden tarihteki hak ettiği yeri alan adama takmışlar niye abartılı seviliyor diye…
Sabredin biraz dedik, yani çok haksızlıklar edildi, açık kapansın rahat olun sevilsin size zararı yok dediysek de tek doğrusu Filistin toprakları konusundaki tavrıydı onun diyor…
Yani Sezar’ın hakkını veririm diyor adamın tüm hakkını çalmış kişi…
Yav bilmiyor mu binlerce projesi hayat buluyor hâlâ o kadar zeki bir adamdı Abdülhamid Han biliyor abi ama gâvurluğundan yok sayıyor…
Her Kemalist gibi o da Atatürk ile Abdülhamid kıyası yapıyor…
Bizi teraziye koymaya zorluyor, hepsi bizim diyoruz, ancak onlar illa birini tutmamızı diğerine vurmamızı istiyor adres yanlış abi…
Size Murat Bardakçı bile izah edemediyse bu durumları biz nasıl izah edelim…
Bu ülkedeki her değer bizim ortak değerimiz…
Abi dedik ya siz bu topraklara gökten mi geldiniz?
Siz biz kimiz?
Nasıl yok sayarsınız köklerinizi?
Nasıl minnacık görürsün kendini?
Dediysek de boş, abi kronik Osmanlı düşmanı…
Takmış lüks arabalı örtülü kızlara, diyoruz ki sahiller hep zengin Kemalistlerin onlara hiç kafayı taktınız mı?
Hiç sordunuz mu?
Nereden bu değirmenin suyu?
Abi çok öfkeli; geliyor mu sohbet Erdoğan’ın idam edilme arzusuna…
İşte orada filim kopuyor, tüm restoran artık seslerimizle sarsılıyor…
Sizin bilinçaltınızda yıkamadığınız her adam idam edilsin di mi?
Siz Adnan Menderesi idam etmenin pişmanlığını hâlâ yaşamıyorsunuzdur bile derken biz tamam ama hak etmedi mi o da diyor vicdansız…
Kalbim sarsılıyor, abi diyoruz sizler bu ülkeyi Tayyip Erdoğan yönettiği için değil Anadolu insanı yönettiği için öfkelisiniz…
Anadolu’yu yurt yaparken ecdadımıza kimler kin biliyorsa, kimler o günü unutamıyorsa sizler o adamların çocuklarısınız…
Böyle yabancı olmanız anormal değil…
Siz hep yabancıydınız, hep buralı görünme numarası yaptınız…