Gençsel Dönüşüm: Anadolu gençliğinden zombi gençliğine

Abone Ol

Kentsel dönüşüm gerekliliğinin bolca konuşulduğu ülkemizde, bilfiil herkesin muhakkak üzerinde bir görüşünün olduğu bu alandan biraz soluklanıp daha önemli meselemiz olan gençsel dönüşüm meselesini incelememiz gerekir. Gençlik alanında çalışma yaptıkça önümüze yeni çalışma alanları çıkmakta ve bu çalışmaların bir ön izlemesini sizlere buradan sunuyorum, değerli yorumlarınızı alıyorum. Kentsel dönüşümün yanında gençsel dönüşümü ihmal ediyoruz. O dönüştürmüş ya da dönüştüreceğiniz kentleri, dönüştüremediğiniz gençler gün gelir tahrip eder.

Modernleşen Anadolu gencinin hazin yolculuğunu anlattığımda yukarıda söylemiş olduğum durumları daha net olarak anlayacaksınız. Burada modernleşmenin kötü olduğunu falan anlatmayacağım. Modernleşme adı altında yutturulan uygulamaların vermiş olduğu zararların bileşkesini göreceğiz.

Dönüşen bu gençlerin vasıfları ve zihniyetleri nedir?

İnternet, sosyal medya, kahve, hazır gıda, dışarıda yemek ve bilgisayar oyunu gibi bağımlılıkları var. Aidiyetleri yok. Bu yüzden milliyetçilikten uzaklar, aileleri ve arkadaşlarıyla bağları çok zayıf, kalabalıkta kaybolmak istercesine hareket ediyorlar. Yalnızlar, bakışları donuk, sanki her şeyden kaçıyorlar. Meseleler üst üste gelince intihardan ve şiddetten çekinmiyorlar. Dünya vatandaşı olmayı hedefliyorlar. Dinlere ve ideolojilere karşı soğuklar. Ama hayvan, çevre ve insan haklarına karşı hassaslar. Sözde aktivistler. Algılara çok açıklar, kendi fikirleri yerine algılarla gelen fikirlere kapılıyorlar. Evlenip tek bir kişi ile ömür geçirmeye sıcak bakmıyorlar. Evlenirlerse de devam ettiremeyip, birkaç yılda boşanıyorlar. Çocuk sahibi olmaya da sıcak bakmıyorlar. Anı yaşıyorlar. Yukarıda bahsedilen tavır, Gezi Parkı hadisesinde meydana çıkan ve hepimize “bunlar da kim” sorusunu sorduran gençlerin tavrı. Fransa’yı, Macaristan’ı, Brezilya’yı ve İran’ı da şu anda değişime zorlayan aynı gençler. Onlar aslında her yerde isyanla değişimi getirmeye hazır “gönüllü ordular”. Kendilerini idare edenlerin maksatlarını anlamak gibi bir dertleri yok. Sonunu göremedikleri maceralara hazırlar. Daima daha fazla hak ve özgürlük talep ediyorlar. Bunlar kim mi? Filmlerde görmeye alıştığımız “Zombiler”.

Bugün “Anadolu Kültürü” yok olma sürecine girmiştir. Şu an önümüzdeki tüm dosyaları bir kenara bırakıp yeni bir anlayış, yeni bir yaklaşım, yeni bir ruh, yeni bir “kültür hareketi”, yeni bir seferberlik başlatarak bu gençliği “yeniden inşa” edeceğiz. Daha dün Müslüman mahallesinde salyangoz satıp, bugün değişen şartlarla birlikte kabuk değiştirenlerle bu işi yapamazsınız. Kendi öz çocuklarınızla yeniden inşa sürecini başlatmalısınız. Ya da yakın zaman içerisinde evinizdeki çocuklarınızın zombileştiğine şahit olacaksınız.