İsrail’in Gazze’de yaptığı “soykırıma” karşı ortak bir tavır belirlemek, ortak bir tepki göstermek, dünyaya güçlü bir mesaj vermek üzere Suudi Arabistan’da İslam İşbirliği Teşkilatı’na üye 57 ülke ile Arap Birliği’ne üye ülkeler tarihinde ilk kez ortak bir zirvede buluştular.
Zirveden sonra da içi boş bir ortak bildiri yayınlayıp dağıldılar!
Bir kez daha görüldü ki, İslam dünyasının İsrail’in saldırı, katliam ve “soykırımını” durduracak gücü yok. Birlik olmadan bu mümkün görülmüyor. Birlik olmak için de “patronları” ABD ve İngiltere izin vermiyor.
“Soykırımcı” Netanyahu’nun zirve sonrası; “Arap liderlerine söylüyorum. Eğer iktidarınızı korumak istiyorsanız yapabileceğiniz tek şey var. O da sesinizi kesmek” tehdidi, Arap ülkelerinin içinde bulundukları zilletin tüm dünyaya ilanı oldu.
Bu durumu kabul edip artık İsrail ve ABD’ye karşı birey ve halklar olarak neler yapabiliriz; bunu konuşmamız ve hayata geçirmemiz lazım. Medya paylaşımları, protesto gösterileri ve en önemlisi “soykırıma” destek veren ülkelerin ürün ve markalarına karşı yapacağımız “boykota” devam edeceğiz. Birey ve halklar olarak maalesef elimizden başka bir şey gelmiyor.
Peki İsrail, Gazze’de dünyada eşi benzeri görülmemiş bir “soykırım” yaparken bu çocuk katili vampir sürüsünü kim durduracak?
EBREHE’NİN FİLLERİ, NETANYAHU’NUN BOMBALARI
Fil suresini biliyorsunuz. Orada anlatılan olayın detayları hakkında farklı kaynaklarda geçen bilgilerden günümüze ulaşan ortak noktalar var.
Ebrehe’nin Kâbe’yi yıkmak istemesi, ordusunda fillerin bulunması; Allah’ın, Ebrehe’nin ordusunun üzerine gönderdiği ebabil kuşlarının Ebrehe’nin ordusunu taş yağmuruna tutması, ordunun helak olması ve Kâbe’yi yıkamaması...
Benim fil vakasını hatırlatarak asıl anlatmak istediğim başka bir şey. Ebrehe, Kâbe’yi kuşattığında Peygamber Efendimizin (sav) dedesi Abdulmuttalib’in develerine el koyar.
Mekke’nin lideri Abdulmuttalib, Ebrehe’ye giderek develerini vermesini ister. Mekke’nin liderinin bu talebine şaşıran Ebrehe, “Ben Kâbe’yi yıkmaya geldim, sen develerini istiyorsun” der. Burada İsrail’in Gazze’de yaptığı “soykırıma” sessiz kalan, ülkelerinin çıkarlarını düşünen İslam ülkelerinin liderleri aklıma geldi.
Bu yazı, Abdulmuttalib’in şu ibretlik cevabını dikkatlerinize sunmak için yazıldı: “Ben develerin sahibiyim. Develerimi korumaktan sorumluyum. Kâbe’nin de sahibi var.”
Bildiğiniz gibi Kâbe’nin sahibi de gönderdiği ebabil kuşlarıyla Ebrehe ve ordusunu helak etmişti.
Evet, bugünse herkes kendi halkının ve devletinin menfaatlerini, koltuklarını korumanın derdinde!
Gazze’nin, Kudüs’ün ve Mescid-i Aksa’nın sahibi, Kâbe’yi yıkmaya gelen Ebrehe’nin ordusunu helak ettiği gibi Gazze’yi yerle bir eden Yahudi “soykırımcılarını” durduracak bir kurtarıcı da gönderecektir.
İsrail’in yaptığı “soykırım” ve ona sınırsız destek veren emperyalist güçlü ülkeler karşısında benim başka bir ümidim kalmadı. Dünyanın İsrail’e desteği ve sessizliği, İslam ülkelerinin ise zayıflığı ve korkaklığı karşısında Gazzeli çocukların yardımına ebabilleri bekliyorum.
Dünyanın içine düştüğü acze bakar mısınız? 8 milyar insan, 200 ülkenin gücü; 25 milyon Yahudi ve bir terör devletine yetmiyor.
Bu da insanlığın utancı olsun!