Bir kanaldaki evlendirme programında -gerçi bu programlara çiftleştirme programı demek daha yerinde olur- başı örtülü(!) ama edebi ve hayâsı çırılçıplak bir kadın, taliplisinin kendine hediye ettiği Tarkan CD’si ile kendinden geçiyor. CD’yi öpüp başına koymalar, yere diz çökmeler, höykürerek ağlama numaraları… Ne günlere kaldık Rabbim!.. Örtü dindarlığın, hassasiyetin, “Bana bakma!” demenin sembolü iken ne hâle getirildi. “Ahlak örtüsü olmayanı başörtüsü dindar yapmaz.” diyordu Nureddin Yıldız Hocamız ya böylelerini gördükten sonra söylemiş olmalı bu sözü… Belki şöyle tamamlamak lazım sözü: Başörtüsü, kadını dindar yapmaz ama dindar kadın da başörtüsüz olmaz.”
Bu çiftleştirme programları ile ilgili de devlet kurumları ne zaman adım atacak acaba? Yetkili ve etkili kişiler, bakıyorsunuz şikâyetçi bu rezaletten ama atılan hiçbir adım yok. Sizi sıradan vatandaşlar gibi şikâyet edin, ağlayıp sızlayın diye mi getirdiler o makamlara? “Vatandaş da izlemesin.” gibi saçma bir savunma da yapılmasın. Yetkisi dâhilinde olan konularda şikâyetçi olup da yaptırım uygulamamak, bizim ülkemize has olsa gerek… “Zırva tevil götürmez.” atasözü bu durum için iyi gider sanki…
İstanbul Kartal’da sahil yolunda trafikte hafriyat kamyonu sürücüsü, bir cip sürücü ile tartışıyor. Cip sürücüsü, telefonla arkadaşlarına haber vererek hafriyat kamyonunu takip ediyor. Trafikte yaşanan kovalamaca sonunda dayak yiyeceğini anlayan kamyon şoförü, hafriyatı yola döküp yolu trafiğe kapatıp kaçarak dayaktan kurtuluyor. Güzel ülkemin güzel insanları, sıkışınca pratik çözümler üretmekte çok mahir gerçekten. Dünyanın hiçbir milleti bu konuda elimize su dökemez.
Türkiye’nin çeşitli yerlerinde etek giyip kaçan PKK’lıları görmeye alışmıştık. Bir erkeğin cesaretini ortaya koymak yerine, korkunun esaretine teslim olup anasının entarisini üstüne geçirip kalleşlik yapan teröristleri garipsemez olmuştuk. Bu defa garipseyeceğimiz bir manzarayla karşılaştık: Adana’da PKK yandaşları ile polis arasında çatışma çıkıyor. Polis üç erkeği gözaltına alıyor ama o da ne? Gözaltına alınan üç erkek, kadın çıkıyor bu defa. Her yerde etek giyip tüyen PKK’lı oğlanlar yerine, Adana’da PKK’lı kadınlar, erkek kılığına girip polise saldırıyor. Ülkemizin havasından mıdır, suyundan mıdır nedir bir gariplik var ama…
Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bülent Arı, PKK’ya destek veren ve terör operasyonları için “Bu suça ortak olmayacağız.” diyen akademisyenlerle ilgili soruyu yanıtlarken okuma oranı arttıkça kendisine afakanlar bastığını söyledi ve cahil, okumamış halka daha çok güvendiğini ifade etti. “Ben daha çok cahil ve okumamış, tahsilsiz kesimin ferasetine güveniyorum bu ülkede. Çünkü zihinleri berrak, üniversite ve sonrası durum çok vahim… Çünkü gidişatı okuyamıyorlar, zihinleri bulanık.” dedi. Bir profesörden bunları duymak garip belki ama çok daha garip olan, Bülent Hoca’nın tespitlerinin çok yerinde olması… “Cehalet mutluluktur.” sözü de pek boş söz olmasa gerek bu durumda…