Eski adıyla Ulusal Cephe (FN) olan partinin 27 mevcut ve eski üyesi yargılanıyor. Bu isimler arasında eski cumhurbaşkanı adayı Marine Le Pen ve partinin kurucularından babası Jean-Marie Le Pen de yer alıyor.
Suçlananlar, maksimum 10 yıl hapis ve 1 milyon euroya kadar para cezası riskiyle karşı karşıya. Ayrıca beş yıl süreyle vatandaşlık haklarının ellerinden alınması gibi bir ceza da söz konusu; bu, onların seçimlere katılma hakkını kaybetmelerine neden olabilir. Bu durum, Marine Le Pen'in 2027 seçimlerinde olası dördüncü cumhurbaşkanlığı adaylığını tehlikeye atabilir.
Suçlamalar, kamu fonlarını zimmete geçirmek, buna yardım ve yataklık etmek ya da gizlemekten oluşuyor. Yargılananlar arasında Avrupa Parlamentosu üyeleri, uzun süreli politikacılar ve parti için çalışan birçok isim var.
Parti, 2004-2016 yıllarını kapsayan suçlamaları reddederek mahkemede savunmalarını yapacaklarını belirtti. Euronews'in partiden yorum isteğine hemen yanıt alınamadı.
Konu, partinin "Avrupa fonlarını, Avrupa amaçları yerine sadece partizan ya da ulusal amaçlar için kullanıp kullanmadığına" dayanıyor. Lyon 2 Üniversitesi'nde kamu hukuku öğretim görevlisi Christophe Chabrot, Euronews'e verdiği demeçte, bu tür vakaların "çoğunlukla kişisel kazanç için değil, bir siyasi partiyi finanse etmek için" yapıldığını belirtti. Ayrıca, 2010'larda Ulusal Cephe'nin şiddetli bir mali kriz yaşadığını hatırlattı.
Bu yıl itibarıyla Avrupa Parlamentosu üyeleri, parlamenter asistanlarının işe alınmasıyla ilgili masraflar için aylık 29.557 euroya erişebiliyor.
Dava Öncesi Gelişmeler Nelerdi?
Soruşturma, dönemin Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz'un, partiye ait parlamenter asistanlar için ayrılan fonların olası usulsüz kullanımı konusunda Fransız yetkilileri uyarmasıyla 2015'te başladı. Schulz ayrıca, Marine Le Pen'in parlamenter asistanlarının çalışmalarını zaten araştıran Avrupa Dolandırıcılıkla Mücadele Ofisi'ni (OLAF) da bilgilendirdi.
Fransa'daki yolsuzluk soruşturmacıları, 2015 yılında şüpheler üzerine incelemelere başladı ve sözleşme belgelerinde tutarsızlıklar buldu. Paris savcılığı, 2016 yılında güveni kötüye kullanma ve örgütlü dolandırıcılık şüphesiyle adli soruşturma başlattı.
Marine Le Pen, 2018 yılında, fonların kötüye kullanımı nedeniyle Avrupa Parlamentosu'na yaklaşık 300.000 euro ödeme yapmaya mahkûm edildi. Fransız mahkemesi tarafından 27 eski ve mevcut parti üyesine yönelik dava ve suçlamalar ise geçen yıl duyuruldu.
OLAF, Avrupa kurumlarının fonların geri ödenmesini talep etmelerini desteklemek amacıyla soruşturma yapabilse de bu süreç "Avrupa ve esasen mali bir prosedür" olarak kalmaktadır. Chabrot, Fransız davasının kamu parasını zimmete geçirme konusunda cezai bir yargılama olduğunu vurguladı.
Avrupa Parlamentosu, davada "mali ve itibar zararları için tazminat elde etmek amacıyla" sivil taraf olduğunu doğruladı. Bir parlamento sözcüsü, hem AB vatandaşlarının hem de Fransız vergi mükelleflerinin bu davada mağdur olduğunu belirtti. 2018'de bildirilen bir tahmine göre zarar neredeyse 7 milyon euro olarak belirlenmişti, ancak bu tahmin o zamandan beri güncellendi.
Daha Önce Bu Tür Zimmete Geçirme Olayları Yaşandı mı?
Bu yılın başlarında, başka bir Fransız siyasi partisi de kamu fonlarını zimmete geçirmekle suçlandı. Emmanuel Macron'un Rönesans partisi ile koalisyon içinde olan merkezci Demokrat Hareket (MoDem), parti fonlarını finanse etmek için Avrupa Parlamentosu üyelerinin fonlarını kullandığı için 300.000 euro ödemek zorunda kaldı. Partinin bazı eski milletvekilleri ve üyeleri ertelenmiş hapis cezaları ve on binlerce euro para cezasına çarptırıldı, ancak parti lideri François Bayrou beraat etti.
Ayrıca, parlamento asistanları için ayrılan AB fonlarının yanlış kullanıldığına dair yakın zamanda başka örnekler de oldu. Avrupa savcıları geçen ay, bir Litvanyalı parlamento asistanıyla ilgili olarak "parlamento asistanının gerçek görevlerinin yerine getirilmemesi ya da taklit edilmesi" nedeniyle 500.000 eurodan fazla sahte ödemeyle ilgili bir soruşturmayı genişletti. Bu yılın başlarında, İtalyan Avrupa Parlamentosu üyesi Stefania Zambelli ve dört parlamento asistanından 170.000 euro olası dolandırıcılık nedeniyle el konuldu.
Avrupa Kamu Savcılığı Ofisi, elde edilen delillere göre dört personelin ya işe alındıkları işle ilgili faaliyetleri yerine getirmediğini ya da kısmen yerine getirdiğini ve faaliyetlerini Avrupa Parlamentosu'na sahte bir şekilde belgelediğini belirtti.