Spor

Türkiye'de oynamış en iyi yabancı futbolcular

Türk futbolu yüz yılı aşkın sürede onlarca efsaneye sahne oldu. Kimi unutulmaz işlere imza atarken kimi de bekleneni veremedi. Bizde sizler için Türkiye'de oynamış en iyi 20 yabancı futbolcuyu sıraladık.

Abone Ol

<p><strong><span class="inline-paragraph__text">20.Stephen Appiah</span></strong></p> <p><span class="inline-paragraph__text">Ülkemizi “</span><span class="inline-paragraph__text inline-paragraph__text--emphasized">box to box orta saha</span><span class="inline-paragraph__text">” tabiriyle tanıştıran adam dersek abartmış olmayız. Stephen Appiah’ı da özel kılan şey bu. Bugün hala iki ceza sahası arasında oynayan, çift yönlü orta saha tarif edildiğinde “</span><span class="inline-paragraph__text inline-paragraph__text--emphasized">Appiah gibi</span><span class="inline-paragraph__text">” denir. O dönem Juventus’tan direkt olarak transfer edilmesiyle de dikkat çekiyor aslında. Bugünlerde 25 yaşında bir oyuncuyu oralardan almak çok güç. Kattığı yüksek enerji, attığı kritik gollerle Fenerbahçelilerin kalbinde ayrı bir yeri olduğu kesin.</span></p>

<p><strong><span class="inline-paragraph__text">19.Mario Jardel</span></strong></p> <p><span class="inline-paragraph__text">Sadece Süper Lig’den değil, <a href="https://www.dirilispostasi.com/haberleri/dunya" class="tag-link" title="Son dakika dünya haberleri" target="_blank" rel="noopener"> <a href="https://www.dirilispostasi.com/haberleri/dunya" class="tag-link" title="Son dakika dünya haberleri" target="_blank">dünya</a></a> futbolundan geçmiş en “saf golcüler" arasında. Yani mesleği futbolculuk değil, direkt olarak golcülüktü. <a href="https://www.dirilispostasi.com/haberleri/galatasaray" class="tag-link" title="Son dakika Galatasaray haberleri" target="_blank" rel="noopener"> <a href="https://www.dirilispostasi.com/haberleri/galatasaray" class="tag-link" title="Son dakika Galatasaray haberleri" target="_blank">Galatasaray</a></a>’a <a href="https://www.dirilispostasi.com/haberleri/transfer" class="tag-link" title="Son dakika Transfer haberleri" target="_blank" rel="noopener"> <a href="https://www.dirilispostasi.com/haberleri/transfer" class="tag-link" title="Son dakika Transfer haberleri" target="_blank">transfer</a></a> olduğunda takımın geri kalanıyla arasının iyi olmadığı ve pek pas almadığı aşikardı. Buna rağmen genelde 30’un üzerinde gol attı. Pek tabii ki en unutulmazları<span> </span></span><span class="inline-paragraph__text inline-paragraph__text--emphasized">Real Madrid</span><span class="inline-paragraph__text">’e hem Süper Kupa hem de Şampiyonlar Ligi’nde attığı gollerdi.</span></p>

<p><strong><span class="inline-paragraph__text">18.Pablo Martin Batalla</span></strong></p> <p><span class="inline-paragraph__text">Süper Lig tarihinin en özel anlarından biri, Bursaspor’un kazandığı şampiyonluktu. Ve tam da bu sebeple, Pablo Martin Batalla yukarıdaki kriterlerin birkaçını hiç karşılamamasına rağmen bu listede olmayı hak ediyor. Başarılarının dışında İtalyanların “</span><span class="inline-paragraph__text inline-paragraph__text--emphasized">trequartista</span><span class="inline-paragraph__text">” dediği, orta sahaya ve forvete eşit miktarda destek veren, komple 10 numaraların da harika bir örneğiydi.</span></p>

<p><strong>17.Şota Arveladze</strong></p> <p><span class="inline-paragraph__text">Süper Lig tarihinin<span> </span></span><span class="inline-paragraph__text inline-paragraph__text--emphasized">ilk yabancı gol kralı</span><span class="inline-paragraph__text">. Aynı sezon, yani<span> </span></span><span class="inline-paragraph__text inline-paragraph__text--emphasized">1995-96</span><span class="inline-paragraph__text">’da Trabzonspor’un kıl payı kaçırdığı şampiyonluk yarışında da oldukça etkili olmuştu. Şota, belki Türkiye’ye geldiğinde<span> </span></span>dünyanın en iyi futbolcuları<span class="inline-paragraph__text"><span> </span>arasında değildi, daha sonra Avrupa’nın sayılı santrforları arasına girdi ancak “no name” olarak ülkeye gelmiş ve büyük fark yaratmış oyuncuların başını çekiyor. Yabancı transferinde ilk scouting başarısı olarak da görülebilir sanki.</span></p>

<p><strong>16.Ricardo Quaresma</strong></p> <p><span class="inline-paragraph__text">Dünyanın en iyi kulüplerinde forma giymiş olsa da Quaresma’nın Quaresma’laşabildiği iki forma vardı:<span> </span></span><span class="inline-paragraph__text inline-paragraph__text--emphasized">Porto</span><span class="inline-paragraph__text"><span> </span>ve<span> </span></span><span class="inline-paragraph__text inline-paragraph__text--emphasized">Beşiktaş</span><span class="inline-paragraph__text">. Takım oyununa değil de daha çok gözlere hitap eden tarzı en çok bu iki kulüpte işledi. Yine de onun için rahatlıkla “dünya çapında futbolcu” diyebiliriz. Günümüzün en büyük yıldızlarından<span> </span></span><span class="inline-paragraph__text inline-paragraph__text--emphasized">Mbappe</span><span class="inline-paragraph__text"><span> </span>bile antrenmanda ayak dışıyla gol atınca “Ricardo Quaresmaaa!” diyerek seviniyor.</span></p>

<p><strong>15.Nicolas Anelka</strong></p> <p><span class="inline-paragraph__text">Büyüleyici bir yetenek. Hem her anlamda santrfor özelliklerini taşıyıp, üstüne bir de kadife bilek denilecek tekniğe sahip olmak nasıl bir şeydir? Şöyle bir şey: En bitik halinle bile <a href="https://www.dirilispostasi.com/haberleri/transfer" class="tag-link" title="Son dakika Transfer haberleri" target="_blank">transfer</a> rekoru kırıyorsun. Anelka da<span> </span></span><span class="inline-paragraph__text inline-paragraph__text--emphasized"> <a href="https://www.dirilispostasi.com/haberleri/fenerbahce" class="tag-link" title="Son dakika Fenerbahçe haberleri" target="_blank">Fenerbahçe</a></span><span class="inline-paragraph__text">’ye gelene kadar öyleydi. Gittiği dev kulüplere tam anlamıyla damgasını vuramayınca oldukça genç yaşta sarı-lacivertli formayı giydi. Hatta burada hayat da buldu diyebiliriz, sonraki döneminde<span> </span></span><span class="inline-paragraph__text inline-paragraph__text--emphasized">Premier Lig</span><span class="inline-paragraph__text">’de kariyerinin en iyi sezonlarını geçirdi.</span></p>

<p><strong>14.Daniel Amokachi</strong></p> <p><span class="inline-paragraph__text">Beşiktaşlılar için “ikon” kelimesinin direkt karşılığı. Yıldız transferlerine,<span> </span></span>ünlü futbolcular<span class="inline-paragraph__text"><span> </span>görmeye pek de alışık olunmayan dönemde, Nijerya formasıyla Dünya Kupası’na çıkmış, Olimpiyat Oyunları’nda final oynamış Daniel Amokachi bir gün ansızın imzayı atmıştı. Korkutucu driplingleriyle “Kara Tren” lakabına tam olarak oturan efsane '98'deki sakatlığını yaşamasaydı bu listede çok daha üst sıralarda yer alırdı.</span></p>

<p><strong>13.Felipe Melo</strong></p> <p><span class="inline-paragraph__text">Bir defansif orta saha düşünün, bölgenin gereksinimlerini karşılamasının dışında bir 10 numara kadar topla yetenekli. Hatta hiç adım atmadan 40 metreye öyle uzun toplar atıyor ki, tek başına sıfırdan atak başlatıyor. Dünya Kupası 2010’da gördüğü kırmızı kart, </span><span class="inline-paragraph__text inline-paragraph__text--emphasized">Juventus</span><span class="inline-paragraph__text"> döneminde kötü oyuncu olarak anılmaya başlamasıyla birlikte düşüşe geçen kariyeri Galatasaray için büyük fırsat olmuştu. Oynadığı dönemde hem sahada yaptıkları hem de savaşçı karakteriyle taraftarların da vazgeçilmeziydi.</span></p>

<p><strong>12.Jay-Jay Okacha</strong></p> <p><span class="inline-paragraph__text">Onu tek bir kelimeyle özetlemek gerekse “sihirbaz” deriz. "Afrika kıtasının gelmiş geçmiş en teknik 10 numarası” öte yandan. Ve böyle bir oyuncuyu biz Süper Lig’de izledik. Fenerbahçe formasıyla topu ayağına aldığı her anında şiir yazan, bizi “</span><span class="inline-paragraph__text inline-paragraph__text--emphasized">Okocha çalımı</span><span class="inline-paragraph__text">”yla tanıştıran efsane, aynı zamanda ülkemizden Avrupa’ya yüksek bonservis bedeliyle geçiş yapmasıyla da farklı bir kapı açıyordu. </span></p>

<p><strong>11.Wesley Sneijder</strong></p> <p><span class="inline-paragraph__text">2010 yılında Şampiyonlar Ligi şampiyonu olan<span> </span></span><span class="inline-paragraph__text inline-paragraph__text--emphasized">Inter</span><span class="inline-paragraph__text">’in yönetmeniydi. Aynı zamanda 2010 Dünya Kupası’nda final oynayan Hollanda’nın her şeyi. "Aslında o yıl Ballon d’Or Sneijder’e gitmeliydi!” diyen insanların sayısı hiç de az değildi. Zirvede olduğu öyle bir dönemin sadece üç yıl sonrasında Galatasaray’a imza attı. Elbette büyük fark yaratacaktı. Zoru kolay gösteren plase gollerinden bolca izlettirdi.</span></p>

<p><strong>10.Toni Schumacher</strong></p> <p><span class="inline-paragraph__text">82, 86 Dünya Kupalarında final oynayan Almanya’nın kalesindeydi. Aynı şekilde Euro 80’de ülkesinin kazandığı şampiyonlukta da öyle… Döneminde<span> </span></span>en iyi futbolcular<span class="inline-paragraph__text"><span> </span>arasında yer alıyordu. Böyle bir eldiven,<span> </span></span><span class="inline-paragraph__text inline-paragraph__text--emphasized">1988</span><span class="inline-paragraph__text"><span> </span>yılında<span> </span></span><span class="inline-paragraph__text inline-paragraph__text--emphasized">Fenerbahçe</span><span class="inline-paragraph__text">’ye transfer oluyordu. 103 gollü efsane şampiyonlukta takımın en önemli isimlerinden biriydi. Karşı karşıya pozisyonlarda kendine has stili ve elbette şapkasıyla hafızlarda yer etti. Fenerbahçe’den sonra da<span> </span></span><span class="inline-paragraph__text inline-paragraph__text--emphasized">Borussia Dortmund</span><span class="inline-paragraph__text">,<span> </span></span><span class="inline-paragraph__text inline-paragraph__text--emphasized">Bayern Münih</span><span class="inline-paragraph__text"><span> </span>gibi devlerin kalesini korudu.</span></p>

<p><strong>9.Mario Gomez</strong></p> <p><span class="inline-paragraph__text">Beşiktaş Çarşısı’na indiğinizde herhangi birine “Eyşan kimdir?” diye sorun, alacağınız cevap Ezel dizisi karakterinden çok Mario Gomez olur. Bir yıl oynadı ama her şeye rağmen Beşiktaş tarihinin en iyi, en net golcüsü olmayı başardı.<span> </span></span><span class="inline-paragraph__text inline-paragraph__text--emphasized">Bayern Münih</span><span class="inline-paragraph__text"><span> </span>formasıyla üst seviyeye çıkardığı santrforluk sanatını en iyi seviyesine çok yakın bir kıvamda burada da sergiledi. Gol kralı olması pek de zor olmadı.</span></p>

<p><strong>8.Gheorghe Popescu</strong></p> <p><span class="inline-paragraph__text">“</span><span class="inline-paragraph__text inline-paragraph__text--emphasized">Topu oyuna sokan stoper</span><span class="inline-paragraph__text">” tabiri hayatımıza onunla birlikte girdi. Barcelona görmüş bir 4 numara olduğu yeni açığın en arka sırasından bile belliydi. Ligde dört yıl üst üste şampiyon olan, üzerine UEFA Kupası’nda şampiyonluğa koşan Galatasaray’ın en gerideki oyun kurucusuydu.<span> </span></span><span class="inline-paragraph__text inline-paragraph__text--emphasized">Bülent Korkmaz</span><span class="inline-paragraph__text">’la harika bir ikili oluşturmuşlardı. Öyle bir tandem kalitesini bulmak çok çok zor</span></p>

<p><strong>7.Guti Hernandez</strong></p> <p><span class="inline-paragraph__text">Dünya üzerinde son 20 yıla damga vurmuş üç pasör varsa, onlardan biri de Guti Hernandez’di. 40-50 metreye öyle uzun toplar atıyordu ki, pas attığı oyuncunun koşu hızını bile hesaplıyordu.<span> </span></span><span class="inline-paragraph__text inline-paragraph__text--emphasized">Real Madrid<span> </span></span><span class="inline-paragraph__text">dışında forma giydiği tek kulüp<span> </span></span><span class="inline-paragraph__text inline-paragraph__text--emphasized">Beşiktaş</span><span class="inline-paragraph__text">’tı. Belki burada net bir başarıya imza atmadı ama çarpık yapılanmış takımın içinde bile sivriliyor, tek başına bir maçı domine edebiliyordu.</span></p>

<p><strong>6.Samuel Et'o </strong></p> <p><span class="inline-paragraph__text">Süper Lig’e geldiğinde yaşı sebebiyle kendisine biraz şüpheyle bakılıyordu. Ama oynadığı futbolla çok kısa zamanda büyük takımlara “keşke bizde olsa” dedirtti.<span> </span></span><span class="inline-paragraph__text inline-paragraph__text--emphasized">Barcelona</span><span class="inline-paragraph__text">,<span> </span></span><span class="inline-paragraph__text inline-paragraph__text--emphasized">Real Madrid</span><span class="inline-paragraph__text">,<span> </span></span><span class="inline-paragraph__text inline-paragraph__text--emphasized">Inter</span><span class="inline-paragraph__text"><span> </span>görmüş oyuncunun kolay kolay yaşlanmayacağını kanıtladı. Özellikle Antalyaspor’daki ilk yılında sadece bir santrfor değildi, sahanın her yerine ayak basan, atak yönlendiren bir liderdi.</span></p>

<p><strong>5.Roberto Carlos</strong></p> <p><span>Zamanında defterlere dünyanın en iyi 11’i yazılırdı. İşte o 11’in konusu “gelmiş geçmiş en iyi 11” olunca sağ ve sol bek pek tartışılmazdı, sağa Cafu, sola da Roberto Carlos yazılırdı. İşte o efsane kısa bir süre de olsa Fenerbahçe formasını giydi. Sezon ortasında sakatlanmış olsa da takımını Şampiyonlar Ligi çeyrek finaline taşıyanlar arasındaydı.</span></p>

<p><strong>4.Claduio Taffarel</strong></p> <p><span>94 ve 98 Dünya Kupası’nda Brezilya’nın kalesini koruyan Taffarel, iki kez dünya finali gördü, birini kazandı. O büyük turnuvalarda özellikle kurtardığı penaltılarla akılda kaldı. Ancak Galatasaray döneminde asıl farkını topu oyuna sokma yeteneğiyle gösterecekti. Eski bir forvet olan Taffarel, bize kalecilerin sadece kurtarışlardan ibaret olmadığını öğretti. Thierry Henry’nin UEFA Kupası finalindeki kafa vuruşunu Street Fighter karakteri Dhalsim gibi uzayarak çıkarışı, akıllardaki en belirgin Taffarel sahnesi.</span></p>

<p><strong>3.Didier Drogba</strong></p> <p><span class="inline-paragraph__text">Süper Lig’deki ilk maçında oyuna sonradan dahil oldu. Maçtan sonra Galatasaray’ın rakibi Akhisar’ın teknik direktörü şöyle bir açıklama yapacaktı: “Oyunda her şey istediğimiz gibi gidiyordu, ta ki Drogba sahaya girene kadar.” Gerçekten de o maçta yarattığı “</span><span class="inline-paragraph__text inline-paragraph__text--emphasized">haksız rekabet</span><span class="inline-paragraph__text">” daha sonra da devam edecekti. Komple santrforun sözlük karşılığı Drogba, tek başına rakip savunmanın tamamını hayattan soğutabiliyordu. Futbolculuğu kadar profesyonelliği ile de damga vurdu.</span></p>

<p><strong>2.Alex de Souza</strong></p> <p><span class="inline-paragraph__text">2004 - 2012 yılları arasında formasını giydiği Fenerbahçe ile şahane bir trequartista (golcü özellikli 10 numara) örneği sundu. Sadece Fenerbahçelilerin değil, herkesin saygı duyduğu gerçek bir sporcu olarak akıllarda kaldı. İstatistik olarak (344 maçta 172 gol) ülkenin gördüğü en istikrarlı, en “</span><span class="inline-paragraph__text inline-paragraph__text--emphasized">tabela bozan</span><span class="inline-paragraph__text">” yabancı futbolcuydu. Topu sol ayağına aldığında, çerçeve de radarına girdiyse onun için gol atmak dünyanın en basit olayıydı.</span></p>

<p><strong>1.Gheorghe Hagi</strong></p> <p><span>'90’larda "dünyanın en iyisi" tartışması iki isim arasında geçmiyordu, “dünyanın en iyileri” başlığı altında birçok aday vardı. Onlardan biri de Gheorghe Hagi’ydi. 94 Dünya Kupası’nda topa vuruşlarındaki büyüyü gördükten sadece iki yıl sonra, henüz 31 yaşındayken Galatasaray’a imza attı. Barcelona ve Real Madrid görmüş bir 10 numaraydı. Yaptıklarını tekrar hatırlayınca gerçek bir ikon olduğu tekrar tekrar anlaşılıyor. Hele ki topa vurma konusunda benzeri gelmedi, hatta yanına yaklaşanı bile olmadı.</span></p>