Osmanlı’dan Günümüze 9 Ramazan Geleneği

<p>     </p>

<ul> <li>Ramazan ayı karşılanırken, mutfak alışverişi topluca yapılırdı.</li> <li>Tüm ay boyunca ihtiyaç duyulacak gıda malzemelerini temin etmek için büyük alışverişlere çıkılırdı.</li> <li>Maddi durumu iyi olan aileler bu alışverişi yoksul olanlar için de yapardı.</li> </ul>

<h3>2) <a href="https://www.dirilispostasi.com/haberleri/ramazan" class="tag-link" title="Son dakika Ramazan haberleri" target="_blank">Ramazan</a> Ayı Eğlenceleri</h3> <ul> <li>Tüm gün tutulan orucun ardından afiyetle yenilen yemekler, kılınan teravih namazlarından sonra şenlikler başlardı.</li> <li>Sokaklarda<span> </span>Karagöz-Hacivat oyunlarını izlemek için heyecanlanan çocuklar koşuştururdu.</li> <li>Dışarı çıkılmasa bile, evlerde toplanılır ve büyüklerin anlattığı hikayeler dinlenirdi.</li> </ul>

<h3>3) İlk Kez <a href="https://www.dirilispostasi.com/haberleri/oruc" class="tag-link" title="Son dakika Oruç haberleri" target="_blank">Oruç</a> Tutan Çocuklara Hediyeler</h3> <ul> <li>Dini olarak artık aklı başına ermiş olarak kabul edilen, yanı ergenliğe ilk adımını atmış çocukların ilk oruçları büyük bir ilgiyle karşılanırdı.</li> <li>İlk kez oruç tutacak olan çocuklara özel hediyeler alınır ve iftarda paylaşılırdı.</li> <li>Çocukları oruç tutma konusunda teşvik eden ve destekleyen bu hediyeler, ramazanın önemini anlatmak için oldukça etkili bir yöntemdi.</li> </ul>

<h3>4) Oruca Direk Vurma</h3> <ul> <li> <a href="https://www.dirilispostasi.com/haberleri/oruc" class="tag-link" title="Son dakika Oruç haberleri" target="_blank">Oruç</a> tutma ibadetiyle sorumlu tutulamayacak kadar küçük yaştaki çocuklar için de elbette bir gelenek mevcuttu.</li> <li>Onları hem bu duruma alıştırmak, hem de sevmelerini sağlamak için“oruca direk vurma” adı verilen bir yöntem uygularlardı.</li> <li>Öğlen vakti gelince, küçük çocuklara yemek yedirilirdi.</li> <li>Bu yemek arasına ise oruca direk vurma denirdi.</li> </ul>

<h3>5) Pişi Dağıtmak</h3> <ul> <li> <a href="https://www.dirilispostasi.com/haberleri/ramazan" class="tag-link" title="Son dakika Ramazan haberleri" target="_blank">Ramazan</a> menüleri içine dumanı üstünde tüten pişiler de mutlaka eklenirdi eski zamanlarda…</li> <li>Günümüzde, özellikle kahvaltılarda ve ara öğünlerde sıkça yapılıp tüketilenpişilerin ramazan ayında yeri bir ayrıydı.</li> <li>Evlerin hanımları, pişileri tepsi tepsi hazırlayarak eşe, dosta, komşulara hatta esnafla davulculara kadar dağıtırdı.</li> </ul>

<h3>6) Diş Kirası</h3> <ul> <li>Osmanlı Dönemi’ne dayanan<span> </span>bir gelenek ise diş kirasıydı.</li> <li>Maddi geliri yüksek olup “zengin” olarak adlandırılan kişiler, evlerinde bir çeşit ziyafet verirdi. Çeşit çeşit yemeklerin bulunduğu sofralarını, halka açarlardı.</li> <li>Bu evlere gelen misafirler ise Tanrı misafiri olarak adlandırılır ve büyük bir heyecanla karşılanırdı.</li> <li>Hatta<span> </span>misafirler evi terk etmeden evvel, bir kesenin içerisinde hediyeler ya da altın paralar takdim edilirdi.</li> </ul>

<h3>7) Çat Kapı Gelen İftar Misafiri</h3> <ul> <li>İftar sofralarının en büyük neşelerinden biri de çat kapı gelen misafirlerdi.</li> <li>Hatta bu misafirler, en çok el üstünde tutulanlardı.</li> <li>Öyle ki, sevilen ve sayılan bir kişiye ansızın misafir olmak saygı belirtisi olarak görülürdü.</li> <li>Misafiri memnun etmek için elden gelen yapılır, büyük bir sevinçle koyu sohbetlere dalınırdı.</li> </ul>

<h3>8) Güllaç İkramı</h3> <ul> <li>Geçmişten günümüze ramazan gelenekleri denince damaklarda ferah bir gül kokusu canlanır…</li> <li>Güllaç, ramazan ayı ile özdeşleşen bir tatlıydı. Hala bazı yerlerde bu gelenek devam etse de eskisi kadar yaygın değil.</li> <li>Geleneksel Türk tatlılarından biri olan güllaç, hafif bir lezzete sahip olduğu için ramazan ayına uygun görülmüş.</li> <li>O zamanlar,<span> </span>3 ihlas 1 fatiha okunmadan ateşe verilmeyen güllaçlar, sofraların epey kıymetli lezzetlerindendi.</li> </ul>

<h3>9) Mahya Sanatı</h3> <ul> <li>Ramazanın en büyük habercilerinden biri de<span> </span>camilerde gördüğümüz mahya sanatıydı.</li> <li>Şu anda belirli yerlerde hala devam ediyor olsa da, tüm ülke genelinde ne yazık ki geçerliliğini kaybetmiş bir gelenek.</li> <li>Bu sanatın ustaları her geçen gün azalıyor ve yerine yenileri gelmiyor.</li> <li>Oysa ki geçmişi tam 400 yıl önceye dayanan mahya sanatı, Türk kültürü içerisinde önemli bir yere sahip.</li> </ul>

<p><span><strong>ZİMEM DEFTERİ</strong></span></p> <p>Ramazan’ın en güzel geleneklerinden biri de Zimem Defteri denilen uygulamadır. Yine yardımlaşmanın önemine vurgu yapan bu uygulamada zengin kişiler esnafların dükkanlarına uğrar ve veresiye defterlerine bakıp, bu defterde borcu olan durumu iyi olmayan kişilerden birinin borcunu rastgele seçip silerdi.<span> </span></p>