Hayat

Gizemli gece yaratıkları yarasaları 'farekulakları' ile hiç gördünüz mü?

Türkiye'de 40 yarasa türü yaşıyor, bunlardan 13'ü farekulaklı yarasa grubuna ait. Bu küçük memeliler ekosistemin dengesini sağlarken, yaşam alanlarına yönelik tehditlerle karşı karşıyalar.

Abone Ol

Yarasalar, uçabilen tek memeli hayvan grubudur ve ekosistemde hayati bir rol oynarlar. Gece aktif olmaları nedeniyle sıklıkla gözden kaçan bu canlılar, hem böcek popülasyonunu dengede tutar hem de bitki tohumlarının yayılmasına katkı sağlarlar.

Türkiye’de yaşayan yarasa türleri arasında en fazla çeşitlilik gösteren grup ise farekulaklı yarasalar (Myotis) olarak bilinir. Toplamda 13 farklı türü barındıran bu grup, özellikle uzun ve geniş kulakları ile tanınır. Ancak bu gizemli canlıların varlığı ciddi tehdit altındadır.

Farekulaklı tehlike! Türkiye'deki 40 yarasa türünden 13'ü farekulaklı yarasa grubuna aittir. Bu yarasalar, düz burunlu yarasa ailesi (Vespertilionidae) üyeleri olup, boyları 3,5 cm ile 10 cm arasında değişir.

Türkiye'de yaşayan farekulaklı yarasa türleri şunlardır: büyük farekulaklı yarasa, küçük farekulaklı yarasa, farekulaklı su yarasası, uzunayaklı yarasa, sakallı yarasa, bıyıklı siyah yarasa, bıyıklı kahverengi yarasa, Nepal bıyıklı yarasası, Balkan bıyıklı yarasası, kirpikli yarasa, büyükkulaklı yarasa, saçaklı yarasa ve İran saçaklı yarasası.

Ancak tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yarasaların yaşam alanları giderek daralıyor. Mağaraların tahrip edilmesi, tarımda kullanılan kimyasallar, kış uykusu dönemlerinde rahatsız edilmeleri gibi etkenler, farekulaklı yarasaların popülasyonlarını ciddi şekilde tehdit ediyor. Özellikle bu türlerin soylarının %25'inin tehdit altında olduğu biliniyor.

​​​​​​​Yarasaların ekosistemdeki önemi ne?    Farekulaklı yarasalar, böceklerle beslenerek tarım alanlarında doğal bir pestisit görevi görürken, meyve yiyen yarasa türleri bitki tohumlarının yayılmasına yardımcı olur. Bu türler sayesinde doğal döngüler korunmakta ve bitki örtüsü dengede tutulmaktadır.

Farekulaklı yarasalar, Türkiye’nin biyolojik çeşitliliğinin önemli bir parçası olmasına rağmen, farkında olunmayan pek çok tehditle karşı karşıyadır.

Bu canlıların korunması, ekosistemin dengesi açısından kritik öneme sahiptir. Tarım ilaçlarının bilinçli kullanımı ve mağaraların korunması gibi adımlarla, bu yarasaların soyunu kurtarmak mümkün olabilir.