Güncel

Atatürk'ün telgraflarında gizli kalan Büyük Taarruz'un şifreleri

Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı'nda muhafaza edilen telgraflar, 26 Ağustos 1922'de başlayan Büyük Taarruz'un tüm detaylarını gözler önüne seriyor. Mustafa Kemal Atatürk'ün elinden yazılmış bu tarihi belgeler, Kurtuluş Savaşı'nın en kritik aşamasını günümüze taşıyor.

Abone Ol

MUSTAFA KEMAL PAŞA'NIN RAUF BEY'E GÖNDERDİĞİ TELGRAF Başkumandan Mustafa Kemal Paşa, Rauf Bey'e gönderdiği telgrafında şu bilgileri aktarmaktadır: "… Beş gün süren ve cepheyi yırtarak başlayan meydan muharebesi 36 saat sürmüş, Afyon güney mıntıkasında Birinci Ordu tarafından yapılan yarma faaliyetiyle 100 kilometrelik bir hattın düşman işgalinden temizlendiğini bildirmiştir." Mustafa Kemal, bu arşivlerde "Piyadelerin kısa ateş muharebeleri sonrası gündüz ve gece süngü hücumları ve bomba baskınlarıyla düşman karargahlarına girdiği; düşmanın ricat hatlarındaki süvari birliklerinin bir taraftan topçularını kullanırken diğer taraftan yalın kılıçla saldırdığı; savaş ve keşif uçaklarımızın havadan bomba ve makineli tüfekle saldırdığı; bu yıldırım etkisi yaratan saldırılar sonucunda düşman ordusunun büyük kısmının mağlup olduğu, birbiriyle karışarak ikiye parçalandığı ve iki buçuk fırka kadarının Dumlupınar istikametinden batıya atıldığı" şeklinde savaş sahasını canlı bir biçimde tasvir etmiştir.

SAVAŞTA YAŞANANLARI ANLATTI Mustafa Kemal Paşa, 31 Ağustos sabahı cephede yaşananları şöyle anlattı: "Düşmanın dört fırklık diğer kısmı, Birinci Ordumuzla süregelen taarruz karşısında Kızıltaş Deresi'ne itildi. Eğret–Altıntaş hattından ilerleyen birliklerimiz, Dumlupınar mevzilerini düşmandan önce tutuldu. Süvarilerimiz savaş meydanının kuzeybatıya giden yollarına hakim oldu. Kızıltaş Deresi'nde sıkışan düşman, gece boyunca savunma yaptı. Güneşin batışıyla birlikte, bu hattı saran birliklerimiz düşmana hücum etti. Hezimete uğrayan düşman, her şeyini bırakarak derelere ve ormanlara kaçtı; yüzlercesi teslim olmaya başladı."

Mustafa Kemal'in telgrafında, Türk Ordusu'nun hızlı hücum harekâtında Yunanlara ait çok sayıda cephane ve askeri mühimmat ele geçirdiği, Yunanların batıya ve kuzeye doğru kaçarak perişan bir durumda olduğu belirtilmektedir.

Tarihçilere göre, Mustafa Kemal Paşa, düşman kuvvetinin kuzey yönüne çekildiği ve hem bu kuvvetin hem de Eskişehir'deki diğer düşman birliklerinin imhası için önlemler alındığını aktarmış, karşısındaki tüm düşman unsurlarının mevzilerini terk ederek geri çekilmeye başladığını vurgulamıştır. 26 Ağustos-30 Ağustos sürecinin, Milli Mücadele'nin en önemli safhalarından biri olduğu ve Mustafa Kemal Paşa'nın kaleminden çıkan bu belgenin, Kurtuluş Savaşı'nın özeti olarak değerlendirilmesi mümkündür.