Formalarımız çok güzel lakin futbolumuz değil…

Abone Ol

Lig tarihinin en kötü başlangıcını yapan Fenerbahçe ligde oynadığı ilk üç maçtan sadece bir puan çıkartabildi. UEFA Avrupa Ligi’ne de bir puanla başlayan temsilcimiz grubun ilk maçında  kendinden katbekat zayıf Ukrayna ekibi Zorya ile deplasmanda 1-1 berabere kaldı. Henüz oyunun 40. saniyesinde rakibine rahatça pozisyon veren Fenerbahçe’de neler oluyor?Neden ve niçin, kimler bu koca çınarı sıradan silik bir takım haline getirmek istiyor? Taraftar kızgın, taraftar küskün, stada gelmiyor bir kenarda dursun kafelerde bile izlemek istemiyorlar.Neden çünkü oynanan oyun mutlu etmiyor dahası Fenerbahçe taraftarı artık inanmıyor haklılarda…

Gelin çok da uzun olmayan bugün bile gündemde olan yani 3 Temmuz 2011’den bugüne kadar olan süreci kısaca bir yâd edelim. O dönem takımın başındaki şahsiyet, adam gibi adam olan futbolun efendisi sevgili Aykut Kocaman idi. Tüm olumsuzluklara rağmen takım başarılımıydı? Evet başarılıydı.Taraftarlar tribüne geliyormuydu? Evet geliyorlardı; tribündelerdi ve mutluydular. Sonrası Ersun Yanal’ın şaşalı bir şekilde açık ara şampiyon yaptığı dönem başladı yine tribünler dolumuydu? Evet doluydu yine  tüm Fenerbahçeliler mutlumuydu? Sanırım bazıları hariç cefakarlar mutluydu. Bugünkü sürece  gelene kadar neleri yitirmiş Fenerbahçe? Çok basite indirgeyerek herkesin anlayacağı bir dilde ele alacağım konuyu. Herşey yolunda giderken önce Aykut Kocaman  ve sonrası başarılı bir sezonun ardından  Ersun Yanal ile kimler istemediği için neden devam edilmedi. Dedim ya hep sudan bahanelerle çok basit nedenler öne sürülerek başarılı olan her iki teknik adamlada yollar ayrıldı.Tüm bunlar Fenerbahçe’nin başarısından mutlu olmayanların çabasıyla oldu. Ne gariptir ki bunlara neden olanların birçoğuda bugün Fenerbahçe camiasının içinde değiller; artık onlarda o yada bu nedenle gönderildiler. Bu süreçte iki sezon şampiyonluk bağıra bağıra iki ezeli rakibe Galatasaray ve Beşiktaş’a hediye edilmiş oldu. Ersun Yanal’dan sonra İsmail Kartal ve ardından VitorPereira ile dikiş tutmadı hele hele Pereira döneminde onca eurolar ödenerek yapılan havalı transferlere rağmen. Yani başarılı hocalar ile hep sudan bahanelerle ve kişisel kaprislerle yollar  ayrılmış takım kaderine terk edilmiş desek yeridir. Başarılarla dolu o  günlerden bugünlere getirilen Fenerbahçe’ye bu sezonda UEFA fairplay adı altında transfer kısıtlaması kelepçesi takılınca koca çınar bugün bu hale getirilmiş oldu elinize kolunuza sağlık övünün şimdi eserinizle. Sizler Fenerbahçe taraftarını diğer takımların  taraftarlarıyla karıştırdınız bu taraftarın takımları için yaptıkları fedakârlıkları çok çabuk unuttunuz bile bile bu taraftarı  çubukluya mahrum ettiniz egonuzla kaprisinizle inatçı kişiliğinizle. Kısıtlı bütçeyi unutup transfer politikanıza intikam duygusunu yerleştirip vitrininize süs eşyası alır gibi İsmail Köybaşı transferini yaptınız. Bunca kısıtlı bütçeyle bir planınızın  olmadığı yapılan yanlış transfer seçimlerinizle gün gibi ortaya çıkıyordu. Bunca fedakârlıklar bu basit oyun içinmiydi? Her maç sonrası kahrolan bu cefakâr taraftara hep aynı teraneler anlatılıyor vay efendim hoca yeni takımı tanımaya çalışıyor vay efendim zamana ihtiyaç var  vay efendim hep aynı tip oyuncu grubu iyide şimdiye kadar aklınız neredeydi bu takımı bizmi kurduk kardeşim? Korkmayın beyler, yalnız emin olunki biz bile üç beş taraftar bir araya gelsek bir takım kursak bundan daha kötüsü olmazdı ha valla emin olabilirsiniz. Orta alanda takımı sırtlayacak oyunu rakip kaleye yıkacak takıma liderlik yapacak bir oyuncu alsaydınız yada Emre Belözoğlu’nu göndermeseydiniz bugün bunlar yaşanmazdı. Bakın böylesine basit bir hamlede bile takımınız daha iyi daha verimli futbol oynayacağı gibi takım içinde Ozan Tufan ve Salih Uçan gibi genç oyuncuların gelişiminde Emre’nin ne kadar çok katkı yapacağını bir düşünün. Gelelim diğer bir konuya  Kadlec gibi efendi formasına takımına camiasına saygılı bir adamı stoper sol bek hatta ön libero da oynayabilen üstelik elinizdeki bir oyuncunuzken ve maliyeti İsmail Köybaşı’ndan Rus oyucu Roman’dan daha hesaplı iken neden bıraktınız. Sağ bek olarak aldığınız Weel’in Şener’e göre fazlası varmı, gören oldumu,ben görmedim. BrunoAlvesi bile arar olduk birader.

Hesap yapmak bu kadar basitken yani kısıtlı bütçen ile akıllı transfer politikası izlenebilir durumu varken elinin altındaki oyuncularınıda kaçırırsan geleceğin nokta ancak burası olurdu olduda… Artık yeter kapris nefret ve kininiz için Fenerbahçe’yi ateşe atmayın beyler. Bu takım 3 Temmuz’da dosta düşmana karşı ayakta kalmış deyim yerindeyse kendini külünden yaratmışken sizler 25-30 milyon taraftara kahır çektiremezsiniz. Bizler her sezon öncesi hangi formamız daha güzel olmuş diye Fenerium mağazalarına koşarken takımımızın başarısından şüphe duymazdık yani emin olurduk takımımızdan gözümüz arkada kalmazdı. Sizler eski köye yeni adetler getirmeyin aklınızı başınıza alın. 

Bu arada bu sezonda formalarımız çok güzel olmuş lakin futbolumuz değil…