Ülkemiz son bir hafta içerisinde çok önemli ekonomik gelişmelerle karşı karşıya kalmıştır.
Döviz, altın ve borsa da ciddi bir aşağı yönlü fiyatlama yapılan açıklamalar sonrasında ortaya çıkmıştır.
Bakanlar kurulundan sonra yeni bir mevduat metodu vatandaşımızın kullanımına sunularak dolarizasyonun önlenmesi neticesinde Türk Lirası’nın güçlendirilmesi amaçlanmıştır.
Amaçlanan sistem eğer planlandığı gibi oturursa ülke ekonomimize nefes aldıracak bir yöntem olarak ekonomi tarihimizde yerini alabilecektir. Bunun için zamana ihtiyaç vardır.
Yeniden kullanıma sunulan sistemlerin oturması için biraz zamana ihtiyaç duyulduğundan öncelikle sistemi kullanacak olan vatandaşa iyi anlatmak ardından da kullanıcı hacmini yukarılara çıkarmak için çalışmaların yapılmasını sağlamak son derece önemlidir.
Sistemin işlerliliğine insanları hazırlamak ve sonrasında da sistemin içine dahil etmek için tüm kurum, kuruluş, organizasyon ve de ilgililerin çok ama çok verimli çalışmaları gerekmektedir.
Fakat sistem hızlı bir şekilde uygulanılmaya başlanırsa iş dünyası ve vatandaş rahat bir nefes almaya başlayacaktır ki bu durumda ekonomimizin geleceği için hayati öneme sahip bir konudur.
Çünkü iş dünyası yeni bir yılın başlayacağı şu günlerde yeni yılın yatırım planlarını, üretim programlarını ve 2022’de atacağı tüm adımları planlamanın arifesinde bulunmaktadır.
Kurun geleceğinin kestirilebilmesi iş adamları için tüm planlamalarda en önemli husustur.
Bir diğer önemli konu ise döviz fiyatlarındaki bu düşüşe rağmen hala ürün fiyatlarında neden bir gerilemenin başlamadığı konusudur.
Kimi perakendeciler kısmen fiyatlarını güncellemiş olsalar dahi dişe dokunur bir indirimin raflara yansıdığını vatandaş görebilmiş değil.
Tabii burada ürünlerin tedarik zinciri sürelerinin göz önünde bulundurulması fiyat düşüşlerinin zamanlamalarıyla ilgili bize çok önemli ipuçları verecektir.
Ama işin bu tarafı varken bir de kur yükselişlerinin hızlı olduğu günlerde günlük fiyat değişimlerinin etiketlere nasıl da hızlıca yansıtıldığını da unutmamak gerekiyor.
Yani elinde daha düşük fiyattan aldığı ve dövizle çokta ilgisi olmayan ürünlerin fiyatını doların yükselişinin bahane ederek artıran insanımız dolar kurunun düştüğü şu günlerde aynı hızda neden davranmaz konusunu anlamak aslında hiçte zor değil.
Bunun aslında tek bir yanıtı var o da daha fazla kazanma ve daha fazla kar elde etme hırsı.
Bu şekilde davranarak aslında insanımız kendi kendine ediyor çünkü herkes sonuçta bir müşteridir.
Fiyatını hızlıca geri çekmeyerek zamana oynayan perakendeci dışarıda yaptığı her alışverişte bir müşteri olduğunu aklından çıkarmadan hareket etme yetisine sahip olursa tüm bu konular çok kolay bir şekilde rayına girer.
Fiyatların değişimiyle ilgili tüm birimler denetlemelerini daha hızlı yapar ve caydırıcı bir şekilde konunun üzerine giderlerse fiyatların artış hızıyla düşüş hızının paralel bir seyir izleyeceğine inancımız tamdır.
Vatandaşımızın bu konuda haklı olarak bir beklentisi vardır ve her geçen gün de bu beklenti artmaktadır.
Beklenti karşılığında hiç kimsenin ama hiç kimsenin insanımız ve ekonomi üzerinden fırsatçılık yapılmasına asla ama asla müsaade edilmemelidir.
Her iki konuda en ufak bir müsaade emaresi bile insanların güven duygularında tarifi mümkün olmayan yaralar açarak finansal anlamda istikrarın önü kapanacaktır.