Türkiye ve Filistin, aralarındaki deniz sınırını belirleyecek bir anlaşma imzalasa İsrail’in Gazze Şeridi’ne yıllardır uyguladığı abluka deniz yoluyla kırılabilir mi?
Müstafi Amiral Cihat Yaycı bunun mümkün olduğunu savunuyor ve Türkiye’nin Libya’yla yaptığı deniz yetki anlaşmasının bir benzerini Filistin ile de vakit kaybetmeden imzalaması çağrısında bulunuyor.
Söz konusu anlaşmanın imzalanması hâlinde Antalya-Gazze Koridoru’nun Türkiye ile Filistin’i denizden komşu hâline getireceğini söylüyor.
Konu gündeme gelmişken önemli birkaç noktaya değinmek gerek.
Türkiye ve Libya arasındaki anlaşma uluslararası toplum tarafından Libya’nın meşru temsilcisi kabul edilen Trablus’taki hükûmetle imzalandı.
Filistin’in şu an meşru temsilcisi olarak -ne yazık ki- Mahmud Abbas başkanlığındaki yönetim ve Ramallah’taki hükûmet görülüyor.
Hamas’ın böyle bir anlaşma yetkisi olsaydı o anlaşma zaten çoktan imzalanmıştı.
Abbas yönetiminden ABD, İsrail ve Mısır’a rağmen Türkiye’yle böyle bir anlaşma imzalaması beklenmemeli.
Nitekim Yaycı da Filistinli yetkililerin, teklifini kabul etmediklerini söylüyor.
Türkiye ve Mısır arasında deniz yetki alanı anlaşması imzalanırsa ancak o zaman Filistin’le de benzer bir anlaşmanın yolu açılabilir.
Ablukanın deniz yoluyla kırılması meselesine gelince…
İsrail’in 17 yıldır karadan, havadan ve denizden uyguladığı haksız ablukanın amacı Gazze Şeridi’ndeki Hamas yönetimini devirmek.
Refah Kapısı’nı İsrail’in izniyle açıp kapatan Mısır’ın da destek verdiği ablukadan Ramallah’taki yönetim gayet memnun.
Gazze Limanı faaliyete geçse iki milyonu aşkın Filistinli hiçbir ülkeye muhtaç olmadan deniz yoluyla doğrudan dünyaya bağlanmış olacak.
Limanın açılması Hamas’ın ve Refah Kapısı’nda aşağılanan, kötü muameleye maruz kalan Gazze Şeridi sakinlerinin de çok istediği bir şey.
Ancak Kahire ve Ramallah, Gazze Limanı’nın faaliyete geçirilmesine şiddetle karşı.
İsrail dahi bir ara ablukayı hafifletmek için Gazze Limanı’nın belli koşullarda kullanılmasını düşünmüşken Mısır rejimi ve Abbas yönetimi, limanın faaliyete geçmesini ve ablukanın deniz yoluyla aşılmasını çıkarlarına aykırı görüyor.
2014 yazındaki savaşın Gazze Şeridi’ndeki kötü ekonomik koşullar yüzünden patlak verdiğini düşünen İsrailli askerî ve sivil yetkililer, 2016’da Gazze Limanı’nın açılmasını tartışmışlardı.
Hatta o günlerde liman açıklarında yapay bir ada oluşturma önerisi gündeme gelmişti.
Deniz yoluyla Gazze Limanı’na gönderilen mallar önce o adaya indirilecek ve kontrol edilecek, daha sonra Gazze’ye ulaştırılacaktı.
Dönemin İsrail İstihbarat Bakanı Yisrael Katz da planı destekliyordu.
Mısır, Gazze Şeridi’nin dünyaya açılan tek kapısı olma özelliğini ve bu kartı istismar etme fırsatını kaybetmek istemiyor.
Ramallah’taki yönetim de limanın Gazze Şeridi’ne hükmeden Hamas’ı güçlendireceğini ve üzerindeki abluka baskısını kaldıracağını biliyor.
Dolayısıyla Gazze Şeridi’ne uygulanan ablukayı kırmak için Abbas yönetimiyle deniz yetki alanı anlaşması imzalama fikri şu an için havada kalıyor.
Savaş ve abluka sebebiyle zor durumda olan Gazze Şeridi sakinlerinin yaralarını sarmak ve sıkıntılarını hafifletmek için Ramallah’ın kapısını çalmanın ve Abbas’la konuşmanın yararı yok.