Filistin’de gazeteci olmak

Abone Ol

Filistin Gazeteciler Sendikası, işgalci terörist İsrail’in Gazze saldırılarında 66 gazetecinin öldürüldüğünü, ikisinin kayıp olduğunu ve 31 gazetecinin ise İsrail hapishanelerinde tutulduğunu açıkladı. Bütün dünya meslek örgütleri bu cinayetleri kınadılar. Ama sonuç değişmiyor. İsrail bir taraftan gazetecileri öldürüyor diğer taraftan kendisini destekleyen basın kurumları aracılığıyla yalan haberler yaymaya devam ediyor.

Burada Türkiye’deki basın yayın kuruluşlarını tebrik ediyorum. Filistin konusunda çok başarılı bir imtihan verdiler. Kamu yayıncıları TRT, Anadolu Ajansı, dezenformasyona karşı olağanüstü başarılı çalışma yapan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı yalan haberci İsrail’i perişan ettiler. Özel yayın kuruluşlarının da insanüstü çabaları takdire şayandı. Bu durumun farkında olan işgalci hainler, Türk gazetecileri tehdit ve sindirme yoluyla çalışamaz hâle getirmeye çalıştılar ama onlar; canla başla doğruları dünyaya duyurdular.

Özellikle Amerika ve Avrupa basınında sermaye sahipleri siyonist olan ya da onların kontrolündeki kuruluşlarda çalışan haberciler zor durumdalar. Bir taraftan gerçeği görüyorlar diğer taraftan ekmek teknelerini terk etmek istemiyorlar. Bu korkunç dram karşısında dayanamayıp patlayarak birkaç cümle edenler, aykırı soru soranlar kendilerini kapının önünde buluyorlar.

Bu sindirme hareketleri sadece haberciler için geçerli değil, medyanın bütün alanlarında aynı durum yaşanıyor. Amerika’da Filistin’e destek verdiği için Susan Sarandon oyuncu kadrosundan çıkarıldı. Sarandon, sosyal medya hesabından çok anlamlı bir mesaj yayınlamış; “Gazze’de olanları önemsemeniz için Filistinli olmanıza gerek yok. Filistin’in yanındayım. Herkes özgür olana kadar kimse özgür değildir.” Yine Meksikalı oyuncu Melissa Barrera, Filistin’i desteklediği için Çığlık 7 filminin kadrosundan çıkarılmış. Barrera’nın açıklamaları da ders niteliğinde; “En çok ihtiyacı olanlar için konuşmaya; barış ve güvenliği, insan hakları ve özgürlüğü savunmaya devam edeceğim.” Barrera’ya destek vermek amacıyla Jenna Ortega da filmin kadrosundan ayrılmış. Keşke bu oyuncular kadrodan çıkarılırken diğer arkadaşları da onları destekleseydi.  

Yukarıdaki bilgileri Anadolu Ajansı’nın “Ayrımcılık Hattı”ndan aldım. Çok kıymetli bir iş yapılmış. Maalesef ben de yeni fark ettim. Bu hattın kurulma amacı şöyle ifade ediliyor; “Anadolu Ajansı, yayın politikası ve ilkeleri ışığında yeryüzündeki tüm ayrımcılık vakalarına dikkat çekmeyi, bu konuda farkındalık yaratmayı önemli bir misyon olarak görüyor.” İşte gazetecileri öldüren anlayışla mağdur, mazlum ve gariplerin yanında duran diriltici anlayış arasındaki fark bu olmalı.

İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde Filistinli Nevres Ebu Salih’in yönettiği Büyük Gelen Palto filmini seyrettik. Filistin’de yaşananları anlamak açısından önemli bir yapım. Gazze’de yaşananları her gün televizyonlardan seyredince filmde anlatılanların hafif kaldığını düşündüm. Film hakkında yönetmen Nevres ile sinema eleştirmeni İhsan Kabil bir söyleşi yaptı. Keşke daha çok Filistin temalı film çekilse. Maalesef Filistin’in en önemli savunucularından Türkiye’de Kurtlar Vadisi Filistin adlı filmden başka yapılmış bir çalışma yok. Filistinlilerin yaptığı çalışmalar da gösterime girme fırsatı bulamıyor. Hem daha çok film, belgesel yapma hem de yapılanları insanlarla paylaşma zamanı. Ey koca yürekli Türkler! Bu iş yine size düşer.