Filistin adlı çocuk

Abone Ol

Peygamber Efendimiz (sav), sokakta oynayan çocuklara katılmayarak köşede mahzun bir şekilde oturan çocuğa neden oyuna katılmadığını sorar. Babasının Uhud Savaşı’nda şehit düştüğünü, annesinin başka biriyle evlendiğini ve yalnız kaldığını söyleyen çocuğa “Muhammed baban, Aişe annen, Hasan ve Hüseyin kardeşlerin olsun istemez misin?” diye sorar. Çocuk memnuniyetle kabul eder. Hz. Peygamber ailesinin bir ferdi olan o çocuğun adı FİLİSTİN’dir.

Diyanet İşleri eski Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez Hoca, bu sahabenin isminin İmam-ı Buhârî’nin et-Târîhu’l-Kebîr’inde Beşir Bin Makrebe el Filistinî diye geçtiğini ifade ediyor. Kendisinden çok istifade ettiğimiz Mehmet Hoca, kısa bir çekimle meseleyi anlatmış ve bugünün Müslümanlarına Hz. Peygamber’in Filistin’le kurduğu ilişkiyi hatırlatmış.

Bir avuç soysuz katil karşısında ümmetin durumu maalesef içler acısı… 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nde Gazze’de durum şöyle: 13 bin 600 kişi şehit oldu. Bunların 5 bin 600’ü çocuk, 3 bin 550’si kadın. 201 doktor ve sağlık görevlisi, 60 gazeteci şehit oldu. 31 bin yaralı var. Siz bu yazıyı okurken inşallah sayılar artmaz.

Dünya Çocuk Hakları Günü, şehit 5 bin 600 Filistinli çocuğumuzun kanı, canı ve ailesi yok sayılarak tüm dünyada kutlandı ve biz film gibi seyretmek zorunda kaldık… Filistinli çocukları ailemize katamadık. Onlar orada çaresiz, biz burada çaresiz; bu nasıl imtihandır ya Rabbi?

Dünyanın vicdanlı, koca yürekli insanları yok değildi; meydanları doldurdular. Savaşın başlangıcında sessizlik karşısında umutsuzluk vardı ama sonra dünyanın her yerinden sesler yükselmeye başladı.

Bu kadar tepkiye, feryada rağmen vicdansız, katil, soykırımcı İsrail ve Amerikan yönetimi kılını kıpırdatmadan katliama devam ediyor. Aslında bu hâl, dünyayı yönetenlerin nasıl tezgâhlar kurarak sistemi ele geçirdiklerini gösteriyor. İnşallah bu acılar uyanışa vesile olur.

Enkaz yığınları arasında ve toz toprak içindeki Filistinli çocukların videolarını izliyorum. Aman ya Rabbi! Birçoğunu izlemeye yüreğim dayanmıyor. Haber izlemeyi de bıraktım. Kendimi fena suçlu hissediyorum. Biliyorum Allah’tan umut kesilmez ama bu soykırıma şahit olmak yüreğimi kanatıyor, içimi daraltıyor. İnsanlık adına gösterilen tepkiler umutlarımı artırdı ama yönetimlerin bu kadar basiretsiz olması çok canımı sıkıyor.

Demokrasi, cumhuriyet, insan hakları, evrensel insan hakları beyannamesi, uluslararası insan hakları mahkemesi, birleşmiş milletler gibi kavram ve kuruluşlara karşı hiç saygım kalmadı. O yüzden hepsinin baş harfini küçük harfle yazmayı tercih ediyorum. İşe yaramayan metinler, işe yaramayan kurumlar…

Vicdan sahibi, merhametli bilim insanlarının, münevverlerin oturup yeniden bu konularda kafa yormaları gerekir. 5 bin 600 çocuk yok oldu… 5 bin 600 Filistin!

Filistin’de çocuklar büyümüyor çünkü öldürülüyorlar. Onlar doktor olma, öğretmen olma hayalleri kuramıyorlar. Hangi bombanın, hangi dakikada gelip onları bu dünyadan alacağı anı bekliyorlar sanki. Sağ salim, dipdiri iken ölümü beklemek… Nasıl hâldir?

Depremden daha beter yıkıntıların arasındaki çocuklar, bazen o kadar vakur duruşlarıyla o kadar olgun cümleler kuruyorlar ki… Bir de esir çocuklar var İsrail hapishanelerinde…

Eli kanlı katiller siz de yok olun, kahru perişan olun, elleriniz kurusun inşallah!