Fiili Cihad Değil, Ruhi Cihad!

Abone Ol

Efendimiz Sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki;

“Allah Teala, sizden birinizin yaptığı işi, en iyi şekilde yapmasından hoşnut olur.”

(Taberânî, el-Mu’cemü’l-Evsat, 1/275)

Ufkumuzu açan önderimiz Sallallahu aleyhi ve sellem bizlere bu hadisi Şerif’i ile kurtuluşumuzu haber vermiştir. Yaptığımız işleri en iyi şekilde yapmak iyi bir niyetle mümkündür. Kalbi hastalıklı olan bir vücudun sıhhati nasıl düşünülemiyor ise kalbi hastalıklı bir amel de düşünülemez.

Batı ile Cihad kavramları bir arada nasıl bulunamıyor ise Müslüman ve Cihadsız kavramında aynı şekilde yan yana bulunamaz. Bu mücadele “benden bize” doğru halka halka yayılmalı ve şanlı tarihimizde olduğu gibi yine dünyaya adalet ve refah sunan bir medeniyetin varlığı ile sonuçlanmalıdır ve sonuçlanacaktır. Medeniyet kavramı islama yakışır şekilde yüceltilecek ve batının yok olması seyredilecektir.

Bir işi “Allah’ın rızasına uygun en güzel şekilde  yapmak” onu ihlaslı başlatmak, şeriata muvafık yapmak, israftan ve gösterişten arındırmak, sebeplerine sarılmak, gereken gayreti göstermek ve tevekkül etmekle mümkün olur. Yaptığımız her işte bu şartlara riayet edersek cihadı hayatımızın her safhasına, her anına hâkim kılabiliriz. Ümmet-i Muhammed’in sallallahu aleyhi ve sellem zulmü ile imtihan edildiği şu günlerde hakkın galibiyeti ve batılın mağlubiyeti için, adaletin abad zalimin berbad olması için yaptığımız en ufak bir işi önemsemek ve fiili cihad denilmeden evvel ruhi ve ufku cihad’ı benimsemek, hayatımıza yansıtmak asli ve birinci vazifemizdir.

Kalplerimizi dünya sevgisinden arındırarak dört elle dünyaya sarılmak zorundayız.

İhlaslı bir niyet gözetildikten sonra;

Annenin salih ve saliha evlat yetiştirme hususundaki gayreti-fedakârlığı-vefakarlığı cihaddır. Babanın helal kazanç mücadelesi, ehli iyâl’inin boğazından haram lokma girmeme mücadelesi cihaddır. Müderrisin ders saatini en faydalı şekilde değerlendirmesi ve bu saat dilimleri arasında İmam Gazali yetiştirme hevesi ile can hıraç çalışması cihaddır. Bir talebenin tekamül edebilmek için enerji sarf etmesi, yorulması, İmam Gazali olma ufku cihaddır. Beytlerimiz, meslek çalışma alanlarımız, medreselerimiz cihad meydanıdır.

Müderris murâd-ı ilahiyi en iyi şekilde anlayıp en iyi şekilde anlatmak mecburiyetinde, hukukçumuz (kadımız) adâletin tesisi için gafletten uzak olmak zorunda… Mühendisimiz en iyi mühendis, doktorumuz en iyi doktor… Ustamız en iyi usta, çırağımız en iyi çırak… Velhasıl Müslümanlar her alanda en iyi olmadığı takdirde kafire boyun bükmek, zalime el açmak zorunda kalmaya mahkumuz.

“Gevşemeyin! Üzülmeyin! İnanıyorsanız üstün gelecek olan sizsiniz.” (Âl-i İmrân/132) Ayetindeki ‘Gevşemeyin’ emrini hep es geçen bir millet olduk. Rahata düşkün rahatlığından taviz vermeyen bir insan zümresi olduk. Canı ve malı ile mücadele eden ashaba ‘Gevşemeyin!’ dendiğine göre bize ne denir?

“Cihad meydanını Müslümansız bırakma Allah’ım” diyen Müslümanlar cihad meydanının pehlivanı olmak için gayret etmediği sürece oynanan oyunu seyretmekten öte geçemeyiz. Bizim asli vazifemiz önce ruhi cihattır. Ruhu cihada hazır olmayan insan Avcı tarafından avlanmaya mahkumdur.

Allah’ın vaadi haktır. Elbette Allah, nurunu tamamlayacaktır. Batıl zail olup Hakk galip gelecektir.

Peki biz nerde olacağız?

Sahada mı?

Bu galibiyette bizim payımız ne olacak?

Elimiz taşın altında mı başımız yastığın üstünde mi olacak?

Ruhi bir cihad için karar hepimizin.