Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, geçenlerde Tataristan’ın başkenti Kazan’da yapılan BRICS zirvesinin ardından Hürriyet’ten Hande Fırat’a Türkiye-Suriye ilişkilerini değerlendirdi.
Ankara ve Şam arasında müzakere sürecinin yeniden başlamasını aktif bir şekilde teşvik edeceklerini belirten Lavrov, Şam yönetiminin Türk askerinin Suriye’den çekilmesinde ısrar etmesinin ve Türkiye’nin bu konuyu daha sonra ele almayı teklif etmesinin ardından müzakerelerin durduğunu söyledi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da Londra ziyareti sırasında yine aynı gazeteciye yaptığı açıklamada, Ankara-Şam müzakerelerine Türkiye’nin bakışını anlattı.
Beşşar Esed liderliğindeki rejimin muhaliflerle anlaşması ve Suriye halkına güvenli ve istikrarlı bir ortam sağlaması gerektiğini ifade eden Fidan, Beşşar Esed’in ve ortaklarının muhalefetle anlaşmaya ve büyük bir normalleşmeye, belli sorunları çözmeye hazır olmadıklarına işaret etti.
Fidan’ın Lavrov’a cevap niteliğindeki açıklamaları Suriye gerçeğini diplomatik bir dille anlatıyor.
Türkiye’nin Suriye rejimiyle anlaşıp mültecileri geri göndereceği ve Beşşar Esed’in Türkiye’yle birlikte bölücü terör örgütüne karşı savaşacağı rüyası gören hükûmet yanlısı gazeteciler ve yazarlar umarım uyanmışlardır.
Suriye rejiminin ülkenin toprak bütünlüğünü koruma, muhalefetle anlaşıp normalleşme, halka güvenli ve istikrarlı bir ortam sağlama gibi dertleri yok.
Koltuğunu korumaktan başka bir amacı olmayan Beşşar el-Esed şu an Putin’in “İran-İsrail gerginliğine sakın müdahil olma” direktifini yerine getirmekle meşgul.
Rusya Dışişleri Bakanı, Türk askerinin çekilmesini Suriye rejiminin talep ettiğini söylese de bu aslında Moskova’nın arzusu.
Türkiye’de birçok kişi PKK/YPG’nin Suriye’de sadece ABD tarafından korunup kullandığını sanıyor.
Rusya’nın terör örgütünü himaye ettiğinden ve Rus askerlerinin teröristlerle birlikte devriyeye çıktıklarından pek söz edilmiyor.
Ankara ve Moskova arasındaki görüş ayrılıklarından biri de Ukrayna’nın toprak bütünlüğüyle ilgili.
Ankara, Rusya’nın Kırım’ı işgalini tanımıyor, asla tanımayacağını söylüyor ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü savunuyor.
Moskova ise Kırım’ın Rusya’ya ait olduğunu öne sürüyor ve Türkiye’nin Kırım konusundaki tavrını “Rusya’nın toprak bütünlüğüne yönelik tehdit” kabul ediyor.
Lavrov, Mayıs 2021’de bir Rus gazetesine yaptığı açıklamada, “Ukrayna’nın Kırım konusundaki agresif girişimlerini cesaretlendirmenin Rusya’nın toprak bütünlüğüne kastetmek ile eş değer olduğu görüşümüzü Türk meslektaşlarımıza son derece açık bir şekilde iletiyoruz.” demişti.
Rusya Dışişleri Bakanı’nın Türkiye ve Ukrayna arasındaki askerî-teknik iş birliğinden duydukları rahatsızlığı dile getirip “Türk silahlarının Rus askerlerini öldürmek için kullanıldığını” söylemesi ise tam anlamıyla arsızlık.
Teröristlerin yıllarca Türk askerine ve polisine saldırırken, vatandaşlarımızı öldürürken kullandıkları Rus silahları ne olacak?
Hangi ülkeyle nasıl iş birliği yapacağımızı Moskova’ya mı soracağız?
Rusya Türkiye’yi NATO’dan uzaklaştırıp kendine bağımlı hâle getirmeye çalışıyor ve Suriye konusunda Ankara’yı oyalıyor.
Fidan’ın açıklamaları Türkiye’nin bu oyuna gelmeyeceğini ve kendi politikasını uygulayacağını gösteriyor.