Çankaya Köşkü’nde medya mensupları ile bir araya gelen Başbakan Binali Yıldırım, üst aklın talimatıyla 15 Temmuz’da darbe girişimine kalkışan Fethullahçı Terör Örgütü’nün Türkiye’deki 40 yıllık yapılanmasına yönelik devam eden operasyonlara ve görevden almalardaki kriterlere değindi. Medyanın hain girişim karşısında takdir edilesi bir davranış gösterdiğini belirten Başbakan Yıldırım, Başkomutan Erdoğan, medya ve millet üçgenin krili planı bozduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:
Başarıyla bastırdık
“Darbeye karşı, Sayın Cumhurbaşkanı’mızın koyduğu net dirayet, Hükümetimizin, bizlerin bu konudaki kararlılığı ‘Asla öyle bir şeye izin vermeyeceğiz ve de sorumluları da hesap verecek’ tarzındaki duruşumuz ve milletin işe sahip çıkması, belki işin sihirli tarafı bu. Darbecilerin veya darbeye kalkışanların hesaplamadığı tek alan bu ve medya diye düşünüyorum. Burada hesapları tutmadı. Dolayısıyla hem millet olarak hem medya olarak hem Hükümet olarak hem Cumhurbaşkanı’mız hep beraber olduk, kenetlendik ve dünya darbeler tarihinde belki de emsali hiç görülmeyecek bir işi gerçekleştirdik. “
Türkiye’yi Mısır zannettiler
Darbe girişimine sessiz kalan ve FETÖ’cü teröristleri korumak adına 40 takla atan AB ve ABD’nin 7 Ağustos’taki tarihi miting sonrası tavrını değiştirmek zorunda kaldığını ifade eden Yıldırım, “Bunu bir Mısır gibi görmek istediler başlangıçta, Türkiye’deki bu girişimi. Mısır gibi değerlendirmek istediler ama olmadı. Burası Mısır değil burası Türkiye. O farkı hesap edemediler. Şimdi artık işler onlar açısından da normale döndü” diye konuştu.
Uzlaşı devam edecek
Türkiye’nin son istiklal savaşında tek vücut olan siyasi partilere de değinen Yıldırım, siyasetteki uzlaşmanın devam edeceğini söyleyerek, “Siyasi partiler de başta Cumhuriyet Halk Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi olmak üzere burada çok net duruş ortaya koydular darbeden, tanktan tüfekten yana değil demokrasiden yana bir dayanışma içine girdiler. Bizi hemen aradılar, görüştük, desteklerini verdiler hatta bu süreç, darbe girişiminden sonra da devam etti. ‘Yenikapı’dan sonra da biz bunu, bu birlikteliği gözümüz gibi koruyacağız’ diye milyonlara taahhüdümüz var” değerlendirmesinde bulundu.
50 binin üzerinde isim var
Devlet daireleri ve özel sektördeki FETÖ’cü hainlerin tespitine yönelik 17-25 Aralık darbe girişimini ölçü aldıklarını ve çalışmaların aralıksız sürdüğünü aktaran Yıldırım, “Bizim için ölçü 17-25 Aralık sonrasıdır. 17-25 Aralık sonrasındaki örgütle ilişkilerde eğer bilerek ve isteyerek bizatihi örgütün, bizatihi ekonomik faaliyetlerine, sosyal faaliyetlerine, siyasi faaliyetlerine katılmışsa bunları tespit edecek araçlarımız var. Bu bir ölçü. Buna bakıyoruz. Bunların kendi kurdukları iletişim ağları var, özel. Yani hiç kimsenin kullanmadığı bir iletişim altyapısı kurmuşlar, o iletişim altyapısında 50 binin üzerinde isim var. Bunlar üzerinde gidiliyor” diye konuştu.
Yöneticiler cezalandırılacak
Başbakan Yıldırım, hainlerin deşifre edilmesinde MİT ve Devlet Denetleme Kurumu’nun önemli rol üstlendiğini ifade etti. “FETÖ’nün finans ayağına değinen Yıldırım, kurumların değil yöneticilerin cezalandırılacağını ve mekanizmaların terörden arındıktan sonra üretime devam edeceğini dile getirerek, Bunlarla hakikaten iç içe girmiş yöneticileri, sahipleri bunlarla isteyerek, yahut istemeyerek hareket ediyor fakat firma da ülkenin bir değeri olmuş” dedi ve şöyle devam etti:
Ekonomi olumsuz etkilenir
“Binlerce çalışanı var. Burada da ölçümüz şu; kurumları değil kişileri esas alacağız. Cezalandırmayı kuruma değil kişiye yapacağız. Tıpkı bizim parti kapatma konusundaki bakışımız gibi. Partinin bir mensubu yanlış yaptı diye partiyi kapatma fikri ne kadar demokratik değilse veya hukuki değilse burada da durum aynı. Orada kişiler hedef alınacak, onlar ayıklanacak. Kurum çalışmaya, üretmeye devam edecek. Aksi halde ekonomi de olumsuz etkileniyor.