Gündem

FETÖ’nün mahrem imamı emniyetteki yapılanmayı anlattı

Abone Ol

Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması‘nın (FETÖ/PDY) “mahrem” nitelikli sözde emniyet teşkilatı yapılanmasına ilişkin iddianamede, kendisi de bu yapının içinde yer alan gizli tanık “Garson”un beyanlarına yer verildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca hazırlanan iddianamede, terör örgütünün “mahrem” nitelikli sözde emniyet teşkilatı yapılanmasında üst düzey görev üstlenen bir kişinin, 18 Nisan’da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat ederek, örgütün “mahrem imamlarıyla” ilgili açıklamada bulunmak istediğini beyan ettiği, cep telefonu ve örgütsel işleyiş ile mensuplara ilişkin birçok bilgi içeren iki hafıza kartı verdiği anlatıldı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat eden kişinin “Garson” adıyla Tanık Koruma Kanunu prosedürü uygulanarak “gizli tanık” sıfatıyla ifadesinin alındığı belirtilen iddianamede, bu gizli tanığın beyanlarına yer verildi.

Buna göre, 2011’den beri FETÖ/PDY silahlı terör örgütüyle ilgili birçok bilgi edindiğini, bu kapsamda örgütün özellikle emniyet teşkilatı içerisinde yer alan mensuplarıyla ilgili fikir sahibi olduğunu söyleyen gizli tanık, bahsettiği kişilerle örgütün hareket ve strateji tarzıyla ilgili ayrıntılı bilgilerin hafıza kartlarında ve telefonunda olduğunu kaydetti.

Gizli tanık, zaman zaman yapılan toplantılarda örgütün bölge sekreteri olarak tanımladıkları kişilerin bu bilgileri getirdiklerini belirterek, şöyle devam etti:

“Ayrıca şahsen tanıdığım kişileri de bu kartlara yazdım. Bu kartlarda bildiğim kadarıyla 4 bin 700 civarında FETÖ mensubunun bilgileri vardır. İlk aklıma gelen kişiler Temel Alsancak (Emniyet teşkilatındaki FETÖ mensubu şahısların en üst düzey sorumlusudur.), Hamza Sevinç (Bu kişi Temel Alsancak’dan önce emniyet teşkilatındaki FETÖ üyesi kişilerin üst düzey sorumlusudur.), Mehmet Alıç (İstanbul emniyet teşkilatındaki FETÖ mensubu şahısların en üst düzey sorumlusudur.), Ercan Şahin (Erzurum emniyet teşkilatındaki FETÖ mensubu şahısların en üst düzey sorumlusudur.), Yavuz Kaya (İzmir emniyet teşkilatındaki FETÖ mensubu şahısların en üst düzey sorumlusudur.) Söylediğim gibi benzer şekilde binlerce FETÖ mensubu ile ilgili bilgi kartlarda bulunmaktadır. Ben darbe teşebbüsü ve daha önceki süreç içerisinde bu örgütün gerçek yapısını anlayıp devlet için oldukça tehlikeli bir oluşum olduğuna kanaat getirdiğim için kendi irademle başvurma gereği duydum.”

“Mahrem yapıda yer aldım”

Gizli tanık “Garson”, 27 Nisan’da savcılıkça alınan ifadesinde ise gençlik yıllarında muhafazakar bir çevrede yetişmiş olma ve maddi imkanlarının yetersiz kalması nedeniyle o zamanlar dini cemaat gözüyle baktığı bu yapıya dahil olduğunu söyledi.

Bu yapının evlerinde kalarak sohbetlerine katıldığını, çeşitli kuruluşlarında çalıştığını anlatan gizli tanık, şunları kaydetti:

“Yaklaşık 8-9 yıl kadar önce de emniyet mahrem yapısı olarak nitelendirdiğimiz yapıya dahil oldum. Bu yapı, Türkiye Cumhuriyeti emniyet teşkilatıyla ilgili polis okulları ve polis akademisine girişlerin takibi, giren cemaat mensuplarının davranış ve strateji tarzlarının belirlenerek uygulanması, okuldan mezun olarak emniyet görevlisi sıfatıyla işe başladıktan sonra da bu kişilerin takibini gerçekleştirir. Bu doğrultuda toplantılar düzenleyerek örgüte mali kaynak sağlanması ve örgüt içerisinde yer alan emniyet görevlilerinin gerektiğinde görevlerinin gereğine aykırı olarak örgüt talimatları doğrultusunda ve örgütün hedeflerini gerçekleştirmesine yönelik işlemleri yürütür. Bu kişiler benim dahil olduğum süre zarfında sivil kişilerden oluşmaktaydı. Bu şahıslar kod isimleriyle anılırlardı. Beni mahrem hizmetler yapısına dahil eden kişi ise o dönemde İzmir’de öğretmenlik yaptığını hatırladığım Ertuğrul kod ismini kullanan Temel Alsancak’tır.”

Mahrem hizmetlerin Marmara (İstanbul), Ankara, Ege (İzmir), Gaziantep ve Erzurum olmak üzere 5 bölgeye ayrıldığını, Alsancak’ın o dönemde Ankara bölgesi mahrem yapılanmasının en üst düzey sorumlusu olduğunu ifade eden gizli tanık, “Bu yapıya mensup kişiler aynı zamanda himmet olarak tabir edilen örgüte maddi yardım niteliğindeki kaynağı toplayıp iletmekteydi. Zaman içerisinde bu şekilde bazı mahrem imamlar tarafından toplanan kaynağın kişisel amaçlar doğrultusunda kullanıldığını ve insanların sömürüldüğünü düşünmeye başladım. Bu şekilde örgütten soğumaya başladım. 17-25 Aralık sürecinden sonra da bu örgütü daha fazla kendi içimde sorgulamaya başladım. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra da örgütle irtibatımı tamamen kopartmaya karar verdim.” diye konuştu.

Ankara’da “mahrem imamlar” toplantısı

Mahrem imamlar olarak genellikle Ankara’da ayda bir olmak üzere toplantılar düzenlediklerini, bu toplantıya 5 bölgenin sorumlularının katıldığını, kendisinin de bu toplantılarda yer aldığını dile getiren gizli tanık, örgüt tarafından emniyet teşkilatı içerisinde yer alan herkesin örgüte yakın veya uzak olup olmadığına, örgütle ilgili kanaati, mezhebi, dünya ve siyasi görüşüne göre sınıflandırmalar yapıldığını anlattı.

Bu 5 bölgeye bağlı küçük bölge olarak adlandırılan alt bölgeler olduğunu, bunların sorumlularının da “mahrem hizmetler” sınıfında yer aldığını kaydeden gizli tanık, “Alt bölgelerden toplanan bilgiler, ‘himmet’ olarak tabir ettiğimiz paralar 5 bölgenin üst düzeydeki temsilcilerine aktarılır. Bu şekilde bir bilgi ve maddi kaynak havuzu oluşturulmuştur. Tüm personelle ilgili bilgiler de bu şekilde kayıt altına alınmıştır.” beyanında bulundu.

Personel bilgileri kodlarla belirtildi

Emniyet Genel Müdürlüğüne bağlı çalışan tüm personelin çeşitli kodlarla belirtilerek haklarındaki bilgilerin tespit ve kayıt altına alındığını belirten gizli tanık, verdiği “Güncel Lise Kitabı” başlıklı dosyada Türkiye’de görev yapan tüm polis memurlarıyla ilgili bilgiler olduğunu, “2015 Mart alan” başlığı içerisindeki dosyada örgüt içinde yer almayanların “AD”, daha önce sohbetlere katılmış ancak irtibatını kesenlerin “C”, örgüt üyesi olmayan ancak muhafazakar olduğu değerlendirilerek örgüte dahil etme potansiyeli görülen kişilerin de “Dil” ibaresiyle ifade edildiğini anlattı.

Herhangi bir zaaf ve eksiği görülmeyen, tamamen kendisini örgüte teslim etmiş ve örgütün talimatlarından kesinlikle çıkmayacağı değerlendirilen kişilerin “Saya”, idarecilik vasfı olmayanların “Say”, yöneticilik vasfı olan, kendisini örgüte teslim etmiş, sivilin olmadığı durumlarda sohbet hocalığı yapabileceği değerlendirilenlerin de “Sayv” ibaresiyle belirtildiğini anlatan gizli tanık, “SC” ibaresiyle 17-25 Aralık sürecinden sonra örgütten kopmuş olan ancak tekrar örgüte dahil edilmeye çalışılan kişilerin kastedildiğini kaydetti.

Gizli tanık, “2015 Mart alan dışı” sütunundaki “EBL” ibaresiyle Alevi kişilerin, “MİSYON” ibaresiyle örgüt mensubu olup misyon koruma görevinde olanların, “MNML” ibaresiyle diğer cemaatlere mensup kişilerin, “ZAAF” ibaresiyle örgüt mensubu çeşitli zaafları olanların “A-D-S” ibaresiyle örgüt mensubu olup hem karşı cins zafiyeti olan hem dersleri aksatan hem de sigara içen kişilerin, “H-D” ibaresiyle örgüt üyesi olup himmeti ve dersleri aksatanların, “ARA YAPI + İZDİVAÇ” ibaresiyle hem ümitlerle hem de izdivaçla ilgilenen kişilerin, “ASİSTAN” ibaresiyle okul hizmeti, yani hala okullarda öğrenci olan kişilerle ilgilenenlerin belirtildiğini kaydetti.

“17/25 Aralık’tan sonra 18 milyon lira toplandı”

İfadesinde FETÖ/PDY terör örgütünün mali yapılanması ile ilgili bilgiler de paylaşan gizli tanık, “FETÖ’nün Emniyet Genel Müdürlüğündeki mali yapılanmasının iki ana ayağı vardır. Birincisi buradaki FETÖ üyelerinden toplanan paralar, diğeri ise sivil kaynaktan yani dışarıdan gelen paralardır. FETÖ üyesi polis memurlarından 110, meslekten geçme amirlerden 160, amir ve müdürlerden ise 220 lira aylık ‘himmet’ adı altında para alınması esastır.” dedi.

Yapılan ödemelerin “Sabit Giderler” isimli dosyada yer aldığını ifade eden gizli tanık, şu bilgileri verdi:

“17/25 Aralık süreci sonrasında özellikle polis memuru örgüt üyelerinin örgütten koparak himmet vermemesiyle örgütün gelirlerinde azalma olmuştur. Açık, ihraç ve avukat giderlerinin artmasıyla toplanan para yetmemeye başlamıştır. Örgütün elebaşı Fetullah Gülen’in talimatıyla yeni gelir elde edebilmek için bir kez her örgüt üyesinden çeyrek altın, 2 defa kurban organizasyonu ve 1 defa da fitre organizasyonu yapılarak 18 milyon lira toplandı. Bu para 15 Temmuz 2016’ya kadar örgütün gelir gider bilançosundaki eksiklik için kullanıldı. 2015’in ilk çeyreğinde 6 seferde ‘Türkiye emniyet imamı’ Hamza Sevinç’in bilgisi dahilinde 6 milyon dolar sivil yapılanmadan destek olarak alındı. Bu paranın 3,5 milyon doları 2016 Ağustos ve 2017 Mart arasında kullanıldı. Şu an tahmini olarak FETÖ emniyet organizasyonun 2,5 milyon doları bulunmaktadır.”

4 bin 672 kişi mahrem yapıda yer aldı

İddianamede, gizli tanığın verdiği dosyaların incelenmesinde, 4 bin 672 kişilik emniyet teşkilatının mahrem yapılanması içerisinde yer alan üst düzey şahıslara ve ailelerine ait kimlik bilgileri, terör örgütü içerisinde kullandıkları kod adları, medeni halleri, eğitim durumları, çalıştıkları özel ve kamu kuruluşları, adres ve irtibat numaraları, örgüt içerisindeki konumları ve sorumluluklarına ilişkin bilgiler içeren verilerin elde edildiği anlatıldı.

Tespiti yapılan 4 bin 672 kişinin bin 448’inin söz konusu terör örgütüyle ilgili yapılan soruşturmalar kapsamında tutuklu olduğu, 579’nun firari konumda bulunduğu, 489’nun serbest bırakıldığı, 283’ünün ise adli kontrol kaydıyla serbest bırakıldığı belirtilen iddianamede, yine tespit edilen tüm şahıslardan 3 bin 660’ının münhasıran terör örgütü mensuplarınca kullanılan “ByLock, Talk And Chat” isimli program kullanıcısı olduğu, 2 bin 157’sinin terör örgütü liderinin talimatıyla olduğu bilinen örgütün finans kuruluşu Bank Asya’da 17-25 Aralık 2013’ten sonra hesap açma veya hesap artışı hareketinin bulunduğu kaydedildi.

İddianamede, 152 kişinin de “KPSS’de usulsüzlük” soruşturmasının şüphelisi olduğu, 2 bin 989 hakkında ise yurt genelinde terör örgütüne yönelik soruşturmalarda işlem yapıldığının tespit edildiği bildirildi.