Çok iyi biliyoruz ve gördük ki 15 Temmuz’da ilkin meydanlara inen, taşın altına ellerini koyanlar, ehli sünnet cemaat ve tarikatlara mensup insanlardı.
FETÖ terör örgütünün ifşa edilmesinin akabinde ehli sünnet hareketlere (cemaatler, tarikatlar) yönelik toptancı bir yaklaşım sergileyen bir kesim türedi. İslam’a mesafeli cepheler tarafından pompalanan bu algının tuzak olduğu, İslami ana omurgayı, dinamikleri zayıflatmak, pasifize etmek, hatta güçleri yeterse çökertmek, lağvetmek olduğu realitesi gün gibi ortadadır.
Bütün ehli sünnet hareketlere toptancı yaklaşımı salık verenlerin nihai hedefi AK Parti çizgisini, Recep Tayyip Erdoğan’ın temsil ve önderlik ettiği hareketin ayağını taşa değdirmek, tökezlettirmektir. İslama mesafeli cephenin gazına gelen bir kısım Müslüman kimliğe mensup kişiler de (bilmeden) bu amaca hizmet ediyorlar. Zaten FETÖ’yü tasarlayan küresel Siyonist güçlerin hedefi de İslam’ı, İslam görünümlülerle yıkmak; Müslümanı, Müslüman görünümlülerle etkisizleştirmek değil miydi? 28 Şubat’ta bütün ehli sünnet İslami hareketleri “irtica” kılığına sokup öcüleştiren, törpüleyen fakat FETÖ’ye dokunmayan, sinsice devletin içine sızmasına olanak veren, ses çıkarmayan kimlerdi? Tam olarak hâlihazırda ehli sünnet hareketlere toptancı yaklaşımı sergileyenlerin zihniyet dünyası değil miydi? “Siyasal İslâm” diye tanımladıkları Erbakan Hocamız ve Reis-i Cumhurumuz Erdoğan’ın temsil ettiği siyasî hareketin milletimiz nezdinde teveccüh görmesini asla kabullenemediler, sindiremiyorlar. Ehli sünnet hareketler ile birlikte, bu siyasî hareketi de ellerinden geldiğince zayıflattılar. Bu siyasî harekete olan kinleri hiç bitmedi, bitmeyecek.
Aynı zevat bir yandan ehli sünnet hareketleri hedef tahtasına koyarken bir yandan da ısrarla “cihat”ı, “savaş, kavga, silah, kılıç, öldürme…” gibi kavramlarla aynı tutmaya, hafızalara, insanların bilinçaltına bu şekilde yerleştirmeye çalışıyor. Cihat falan hikâye, hesapları direkt olarak İslâm ve Allah iledir. Cihadı bahane edip İslâm’a saldırıyor, Allah ile (haşa) hesaplaşmak istiyorlar.
Ressam Bob, “Şuraya da bir yandan İslam’a sövüp bir yandan İslamilere yol göstermekten de geri durmayan maymundan evrilen bir canlı türü çizelim” demiş midir? !
Not: Cemaatlerin, cemaatçiliği değil İslam kardeşliğini temel akide kabul etme prensibini benimsemeye devam etmeleri gerekir. Mensup olunan hareketin Şeyhi veya “Önder”i tek keramet sahibi görme anlayışından uzak durulmalıdır. Ayrıca son zamanlarda “dünyevi”, maddi hasletlere meylettikleri yönde eleştirilere de maruz kalanlar var. Ehli sünnet hareketler “Müslüman yetiştirme” dairesinde kalırlarsa vazifelerini yerine getirmiş olurlar, diğer alanlara tevessül etmek FETÖ’ye özenmek olur!