AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra birçok ilde FETÖ Borsası kurulduğunu söylüyor.
Tayyar, Yürütülen FETÖ soruşturmaları ve yargılamalarında özellikle kamu kurumlarında çalışan birçok kişiye haksızlık yapıldığını belirterek kritik isimleri kurtarmak için bazı avukatlarla anlaşma sağlandığını da iddia ediyor.
Yeni değil bu…
Herkes gibi ben de yaşadığım şehirde FETÖ Borsası kurulmuş olabilir mi diye düşünür haldeyim.
Çünkü Şamil Tayyar’ın dediklerinin aynısının tezahürü olarak bizim burada da bazı FETÖ’cü iş adamları kefaletle serbest bırakılıyor.
Hatta desek yeridir ki: “İçeride neredeyse üst düzey FETÖ’cü kalmadı.”
Evet, Samsun’da da FETÖ soruşturmalarında şüpheli işadamları tahliye edilirken öğretmenler, sendika üyeleri, hemşireler hüküm giyiyor, işlerinden ihraç ediliyor.
Bazı FETÖ’cü iş adamları ise beraat ettiriliyor.
Türkiye’nin hemen hemen her ilinde durum böyle…
Tayyar iddialarını daha da ileri götürüyor ve
Varlıklı bazı iş adamlarının FETÖ’nün kritik isimlerini cezaevinden kurtarmak için yargı mensuplarını satın aldığını ileri sürüyor.
Bakın şimdi;
Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı’nın eski Samsun Valisi’ni hakkında yürüttüğü FETÖ üyeliği soruşturmasına verdiği takipsizlik kararı basına aksetmişti.
Kullandığı cep telefonuna, 5 Ocak 2016 tarihinde ByLock programı yüklendiği tespit edilmişti.
Savcılık eski Samsun valisi hakkında “Telefonuna ByLock programı yüklenmiş olduğu fakat yapılan incelemelerde mesaj, mail vs. içeriklerine rastlanmadığının Ankara Emniyet Müdürlüğü’nce tespit edildiği, FETÖ terör örgütüne üye olma suçundan kamu davası açılmasını gerektirir yeterlilikte, kesin, somut, şüpheden uzak, inandırıcı ve yeterli delil elde edilemediği” gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar vermişti.
Şamil Tayyar defalarca;
“Hem İbrahim Şahin’de, hem de eşinde Bylock var! Yüzde yüz doğru bilgi…” demiş olmasına rağmen görüyorsunuz ki, farklı ve tuhaf kararlar çıkabiliyor.
Sistem, FETÖ’cülerin aklanmalarının ardından FETÖ’cüleri ortaya çıkarmak ve devlete yardımcı olmak için risk alarak yazan, çizen gazetecilerin cezalandırılması üzerine kurulmuştur.
Benim gibi, Sabahattin Önkibar, Şamil Tayyar, Cem Küçük, Bülent Karslıoğlu, Banu Avar, Zafer Tahiroğlu gibi isimler de Samsun eski valisi hakkında yazdıklarından dolayı mahkemelik olmuş durumdalar.
Hatta Odatv Bülent Karslıoğlu ceza aldı.
Şimdi sıra bende;
Önümüzdeki aylarda Samsun eski valisi hakkında iki ayrı davadan duruşmaya gireceğim.
Birleşik kaplar nazariyesine göre o taraf aklanıyorsa bu taraf ceza yiyecek demektir.
Bir de şöyle tuhaf bir vaziyet var;
Eski Samsun Valisi’nin avukatı bir internet sitesi kurmuş (künyesinde ismi var) davayı kaybedenleri hedef alarak “İftiracıya yargı tokadı” şeklinde başlıklar atıyor.
Yargıtay’a giden 100 davanın 62’sinde yerel mahkemenin verdiği karar değişiyor.
Demek ki, yerel mahkemelerin verdiği kararların yarısından fazlası hatalı…
Neden acaba?!