Feth-i İstanbul 567 ve teşekkürler Erdoğan!

Abone Ol

Bugün Ayasofya günü…

Unutulmayacak bir gün…

Eminim ki gazeteler ve sosyal medya hep onunla dolacak…

Sadece memleketimiz değil bütün dünya.

Kimileri sevincini, kimileri de kinini dillendirecek.

Şüphesiz ki kalbinde nifakı olmayan ehl-i iman yepyeni bir fetih gibi görecek.

Gerçekten de “Bizans’ın ikinci çöküşü” gibi bilecek. Öyle görenler var zaten.

Ama görüntü Müslüman olduğu halde, içten nifakı olanlar çeşitli bahaneler uyduracak.

İşte imtihan dünyası…

Ehl-i küfür zaten belli.

OLMAZLARI OLDURAN ALLAH (CC)

Bir umut beliriyor bazen insanın gönlünde.

Bir heyecan dile geliyor.

Olmazları olduran Allah’a yalvarıyor insan.

Ve bakıyorsunuz ki olduruyor Rabbimiz!

Ayasofya da öyle oldu.

Bu yıl bir coşku vardı gönüllerde sanki.

Fetih Günü Ayasofya’da Fetih Suresi okunmaz mı?

Demek ki niyetten öte bir hazırlık varmış.

Yazılara ve dillere dökülüverdi artık bolca.

Sonra baktık ki bir anda en yetkili ağızdan,

Ümit ifadeleri dökülüverdi.

Anladık ki gelmişti zamanı.

İlâhi takdir gerçekleşecekti.

Hadiseler böyle gelişecekti…

Öyle de oldu.

İşte bugün, o gün…

Gün olsun, Mescid-i Aksa günü de olsun!

YÂ FETTÂH!

Aç kapısını Ayasofya’mızın YâFettâh,

Hamdolsun okuttun Sûre-i Fethi YâRâb!

Dönüşsün artık hüzünler sevince,

Coşsun gönüller Ayasofya dolunca…

Diriliş olsun Ümmetin evlâdına,

Teselli olsun asra yakın firakına…

Yürekler hâleleşsin muhabbetinle,

Kaynaşsın şu gençlik meleklerinle…

               FETH-İ İSTANBUL 567

Bir müjde gelmişti “Âlemlere Rahmet”ten,

Haber vermişti çok önemli bir Fetihten,

Koşturdu niceleri mazhar olmak için,

“Ne güzel kumandan ve asker olmak için…”

Sancaktar-ı Nebî de o askerlerdendi,

Yaşına rağmen cihad eden erlerdendi,

Onu keşfeden Akşemseddin Velî idi,

Asırlardır İstanbul’umun gülü oldu.

Murat Han Fethi açınca Bayram Velî’ye,

Lûtfedilecek şu Çocuk ile Köse’ye,

Yıllar geçtikçe âteş düştü Şehzâde’ye,

“Nasib olur mu Rabbim Fetih” diye diye…

Gün gelince zaman perdesi çekildi,

Ufuklarda Fethin müjdeleri belirdi,

Gökkuşağı gibi hedefe kilitlendi,

Peygamberimizin beşareti serildi…

İşte bugün cuma, artık hasret bitiyor,

Fatih’im Ayasofya’da İmam oluyor,

Sûre-i Fetih kubbede yankılanıyor,

Mücahitlerin âmînleri yükseliyor.

29.5.2020

AÇIL ARTIK AYASOFYA’M!

Fetih ve Fatih!

Birer semboldür gençliğime…

Yüreklere bir inşirah sunar,

Bunda nice hikmetler var…

(5 Haziran’da gazetemizde.)

HAYDİ AYASOFYA’M!

Açıver kapılarını!

Çok bekletme gayrı!

İlk cumanı tahayyül ediyorum!

Anadolu, su misâli akmış!

Caddeler ve sokaklar almamış!

O heyecan ki gökleri kaplamış!

Lutfet Allah’ım göster ne olur!

Habibinin müjdesini adetâ,

Bu nesle de yaşat ne olur!

(10 Haziran)

FATİH MİSALİ GİRECEKSİN

Artık yaklaştı yaklaşacak olan.

Mü’min, sen şimdiden hedefe kilitlen!

İşte önünde Ayasofya kapıları…

Fatih misâli gireceksin.

Nasıl da küffarı dize getirecek, göreceksin!

Sadâları inletirken gök kubbeyi,

Melekler eşlik edecek semalarda…

Bu bir Feth-i Mübindir unutma!

Eşsiz bir miras bırakıyorsun evlâtlarına!

(11 Haziran)

FATİH’İN MİRASI

Fethin müjdesini yaşayan o kıymetli ecdâdımızı hayırla yâd ederken,

Ayasofaya’mızın Fatih’in bıraktığı mirasa tez zamanda yeniden kavuşması için duâ ediyoruz.

Şüphesiz ki ehli iman onun Cami olarak hizmetine dönmesine sevinirken,

Kalbinde nifak bulunanlar çatlarcasına karşı çıkacaklardır.

Biz inandık iman ettik.

Rabbimize öylece kavuşmak için niyaz ederiz.

Onlar da âkıbetlerini düşünsünler.

(11 Haziran)

AYASOFYA’M!

Senindi üzerine nice marşlar yazılan,

Adına onlarca mitingler yapılan,

Bir umut idi zincirlerin kırılmak,

İşte kırıldı, hürsün Ayasofya’m!

 

TEŞEKKÜR VE DUÂ

Allah razı olsun Başkanım.

Daha nice fetihlere vesile kılsın Rabbimiz.

Duâcıyız hem de çok.

“Artık surda bir gedik daha açıldı.

Tekerlek de tümsekten indi.”

Dâvâ sahibi büyüklerimizin mücadelesi taçlandı.

Onlar, şimdi uhrevî âlemde, ne kadar da bahtiyar.

Şükürler olsun Rabbimize, binler şükürler…

(10 Temmuz 2020 Cuma)

BİR İMTİHAN Kİ!

Ayasofya’nın açılışı sanki bir iman, nifak ya da küfür üçlüsünü açığa çıkaran bir ölçü oldu.

İnsanları tanımaya vesile oldu.

Kalbinde şüphesi olmayanlar coşkuyla karşılayıp desteklerken,

Diğerleri kırk dereden kırk su getirerek bahane üretiyorlar.

Bir de ‘inançlara saygım var aslında ama’ ifadelerini ekliyorlar.

Ehli iman, Allah’ın hükmüne her zaman,

Sadakatle bağlılığını hem lisanen hem de fiilen gösterir.

Rabbimiz onlardan eylesin cümlemizi.

(12 Temmuz)

İşte nasip. Rahmetli Erbakan’ın Fetih mitinglerini hepimiz biliyoruz.

Hani Hacı Bayram Velinin dediği gibi, Erbakan’a değilse de onun talebesine nasip oldu.

Aynı yol, aynı dava, aynı heyecan!

Necip Fazıl ve benzerlerinin şiirleri, konferansları ve hitabeleri ise onlara hep bu davanın mayası oldu.

Allah bu yolda gayret edenlerin hepsinden razı olsun!

Siyaset ve dava adamlarının…

AYASOFYA MARŞI

Fetihler ve Fatih’ler gerek bugün bize,

Uyan Mü’min, haydi küffârı getir dize.

Fatihleri yetiştiren analar gerek,

Kulluğa çırpınan Mücahideler gerek.

Gönüller yeniden fetihlerle donansın,

Allah ve Rasûl’ünün aşkıyla boyansın.

Nerde ecdâd, canları Cennete atanlar,

Hakk’ın Cemaline doyumsuzca bakanlar!

Hasret kaldık, yeter artık uyanıp şahlan,

İmanla davran, Allah’ın nuruyla paklan!

Gönüller fethet ki, Fatih’lerden olasın,

Bir çağ kapatıp, yepyeni bir çağ açasın.

Küfür zinciri Ayasofya’yı kapatmış,

Her gönül, Ayasofya misâli kapanmış.

Evvelce gönüllerin zinciri kırıla,

Artık Ayasofya kapıları açıla.

Sen ki Ayasofya’m, Fethimin sembolüsün,

Genç Sultanım Fatih’imin emanetisin.

Ezanların inletirdi nice zamanlar,

Bilmem ki acep sana nasıl kıydılar?

Haydi Fatihler, aşkla gönüller fethine,

İslâm ahlâkı ile Allah sevgisine!

Açılacaktır Ayasofya kapıları,

Kahredecek hem de o zalim düşmanları.

Kırılacak o zaman küffârın elleri,

Aşk-ı İlâhî kaplayacak gönülleri.

İşte bir Fetih ki; hem gönüller, hem vatan,

Her Mü’minin gönlünde, bu aslandır yatan!

Fetih Neslim, inanan gencim, gel sevdalım,

Gönlünde Hakk, gözünde yaş, Rabbe koşalım! (1993)

 

Şimdi bir not düşüyoruz tarihe…

Bu farklı bir not!

Başkanımızın hislerine tercüman olan inşallah…

Rabbimiz hayırlı ve bereketli ömür ve nice başarılar versin!

 

CUMA SABAHI BİR ADAM!

RECEP TAYYİP ERDOĞAN!

Bir cuma sabahı İstanbul’dan,

Heyecanla uyanır bir adam,

‘Hayata geçti yılların birikimi,

Lûtfetti Rabbim hamdolsun dileğimi…’

Bugün ayrı bir güzelsin İstanbul,

Mavi mi, yoksa kırmızı mı bir gül!

Adına şiirler okumuştum yıllarca,

Süleymaniye, Sultan Ahmed, Ayasofya…

Nasıl bir heyecandı ki bu, doyumsuz,

İnlerdi salon ve meydanlar sonsuz!

Gelirdi aklıma zincirlerin kırılacak,

Yoksa bu fetih, bana mı nasip olacak?

O da ne? Yaşlar mı iniyor gözlerimden,

Bugün Cuma mı, Temmuz  yirmidördünden!

Sen de miyiz ey Ayasofya’m Cuma Namazında,

Samimiyet mi vardı, Rabbim Sana yakarışımda?

Bugün bin heyecanla geldik Ayasofya’m,

Beraberiz dedem Fatih ve Akşemseddin hocam,

Erenler, evliyalar dolduracak ey Fethiyem,

Üzülecek birileri, sevinç dolacak mü’minler…

Şimdi gamzelerle ne olur bir gül,

Kalkıyor artık üzerindeki alevden tül!

Tekbirlerle coşarken açılacaksın gül gül,

Çekilecek gelinliğindeki beyaz tül!

Şükürler olsun Rabbim, Fethi Mübîn verdin,

Düşman tuzaklarını bir biryere serdin,

Lûtfet gerisini yardımın daim eyle bize,

İslâmbol olsun her mekân memleketimize…

Bir seferdir bu, deryaları da aşan,

Akıncıları Allah için durmayıp koşan,

Gönülde Hak, dilde Hak diye coşan,

Haydi durma, katıl bu sefere genç adam!