CHP’nin referandum için davet ettiği Şilili reklamcı Ferrada, ‘Ben bir haftadır buradayım, ‘Hayır’ oyunun ne önerdiğini anlamış değilim.’ dedi. Güzel…
Francisco Garcia Ferrada’ya ben anlatayım. CHP’nin ve yandaşlarının ‘Hayır’ı bir şey önermiyor, mevcudu korumayı amaçlıyor. CHP’nin millet lehine önerdiği bugüne dek hiçbir şey yok zaten. Türkiye siyaseti bugüne kadar hep dizayn edildi. Milletin kime ne oy verdiğinin önemi olmadı. Devletin sahibi olduklarını düşünenler, çoğu zaman kendi milletine elindeki silahı, tankı ve topunu gösterip tehdit etti. Olmadı, işlerine gelmeyen siyasi partileri kapattılar. 15 Temmuz alçak darbe ve işgal kalkışması bardağı taşıran son damla oldu. Millet tüm bu baskılara karşı liderleri Recep Tayyip Erdoğan’ın yanında durdu ve müdahale etti.
Bak Ferrada, CHP’nin savunduğu mevcut sistemde neler oldu özetle anlatayım mı sana…
Türk Anayasa’nın 68/4 maddesinde, parti kapatma nedenlerinden biri olarak “laik Cumhuriyet ilkelerine aykırılık” olarak belirlendi. Laiklik ilkesi ’ne aykırılık nedeniyle Milli Nizam Partisi, Huzur Partisi, Refah Partisi ve Fazilet Partisi kapatıldı. 2008’de ise aynı nedenle, iktidardaki AK Parti hakkında kapatma davası açıldı. Ancak parti küçük bir farkla kapatılmaktan kurtuldu.
1960 Darbesiyle iktidardan uzaklaştırılan Demokrat Parti inançlar konusundaki hoşgörülü tutumu nedeniyle darbeyi yapan cuntacılar tarafından gericiliğe taviz vermekle suçlandı. Dolayısıyla laiklik ilkesi gerek darbenin gerekse iktidar partisinin kapatılmasının gerekçesi olarak kullanıldı.
Aralık 1995 seçimlerinde aldığı yüzde 21 oyla birinci parti olan Refah Partisi, Haziran 1996’da DYP ile koalisyon hükümeti kurdu. Bu hükümet döneminde, Başbakan Necmettin Erbakan’ın bazı söylemleri bahane edilerek özellikle medya, asker ve akademi camiası tarafından hükümet üzerinde yoğun siyasi baskı oluşturuldu. 28 Şubat 1997’de hükümeti devirdiler.
Kapatma davasında, Erbakan’ın Başbakan olarak yürüttüğü birçok politika ve icraatları suçlama nedeni olarak gösterildi. Fazilet Partisi (FP) 1999 seçimlerinde yüzde 15 oy alarak TBMM’de 111 sandalye kazandı. Bu dönem içerisinde FP İstanbul Milletvekili Merve Kavakçı’nın başörtülü olarak milletvekilliğini icra etmek istemesiyle yine bir gerginlik havası yaratıldı. Bülent Ecevit ‘Haddini bildirim’ diyerek ortalığın daha da karışmasına öncülük etti. Ardından radikal laikçi siyasal söylem ve baskılarla birlikte FP’nin kapatılması için Mayıs 1999’da dava açıldı. İddianamede, FP Genel Başkanının eğitim ve kamu hizmetlerinde başörtüsü özgürlüğünü savunması, Kavakçı’nın başörtüsüyle Meclise girmesi gösterildi.
2007 Genel Seçimlerinde aldığı yüzde 46.6’lık oy oranıyla ve TBMM’de kazandığı 341 Milletvekiliyle iktidara gelen AK Parti’nin kapatılması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından Mart 2008’de dava açıldı. “Laiklik ilkesine aykırı fiillerin odağı haline geldiği” gerekçesiyle açılan dava, 30 Temmuz 2008 tarihinde kapatmayı gerektirecek kadar ağır olmaması nedeniyle hazine yardımından mahrumiyet yaptırımının uygulanması kararı verildi.
İktidara gelemeyen CHP hep bu durumları lehine çevirmenin peşine düştü. Şimdi CHP neden mevcut sistemi savunup, yüzde 50’nin üzerindeki halkın iradesi ile kurulacak Cumhurbaşkanlığı sistemine ‘Hayır’ dediğini anladın mı Ferrada?