Fatih Sultan Mehmed, İstanbul’u fethedip Bizans İmparatorluğu’nu tarihten silince “Orta Çağ kapanıp, YeniÇağ” başladı. Torunu Erdoğan, 24 Haziran’da “Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sisteminin” ilk Cumhurbaşkanı seçilince Türkiye’de “Milletsiz Cumhuriyetdevri kapanıp Milletin iktidarı devri” başlamıştır. “Milletin İktidarı Devri” öncelikle kahraman, vefalı, cefakar Milletimize; her köşesi cennet vatanımız Türkiye’mize; işgal ve zulüm altında inleyen İslam coğrafyasına; “güçlünün zayıfı yediği” dünyaya umut olması ve kurtuluşun ilk adımı olması dileğiyle hayırlı olsun…
Türkiye’de yazılan tarih, tüm dünyayı etkisi altına alacak ve dünyanın rotasını yeniden gözden geçirecek gelişmelere vesile olacak öneme sahip.Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mecliste yemin ettikten sonra Külliyede düzenlediği törenin fotoğraflarına bir kez daha bakın. Mazlum dünyanın, mağdur coğrafyaların, sömürülen kıtaların, emperyalizmin zulmü altında inim inim inleyen ülkelerin devlet başkanlarını en önde otururken göreceksiniz. İşte o zaman Erdoğan’ın kimlere nasıl bir umut verdiğini daha iyi anlamış olduk…
*
Türkiye ve dünyada yeni bir tarih yazmak için yola çıkan Erdoğan yemin etmek için meclise geldiğinde CHP, HDP ve İP; TürkiyeCumhurbaşkanı’nın önünde ayağa kalmadılar. Ayaklarındaki prangalar, sırtlarına binmiş vesayetçilerin ağırlığı alında ezilip, oturdukları yerden kalkamaz oldular.İpleri emperyalistlerin ve terör örgütlerinin elinde olan; AB, ABD, İsrail, FETÖ ve PKK’nın sırtına bindiği partilerin Türkiye Cumhurbaşkanı’na saygı göstermesini beklemeyi artık bırakın.
Bu partilerin derdi Erdoğan ile değildir. Bu partilerin derdi Türkiye’nin varlığı, birliği ve toprak bütünlüğüyledir. Siz zannediyor musunuz ki, Erdoğan değil de AK Parti’den başka bir isim Cumhurbaşkanı seçilseydi tavırları değişik olacak?İstiklal Marşı okunduktan sonra salona gelenler, Türkiye’nin varlık ve birliğini temsil eden Cumhurbaşkanı Meclise geldiğinde ayağa kalmayanlar, yemin ederken mal mal bakanların sorunu bu ülke ve bu milletledir…
*
Dokuz Temmuz 2018’de “Milletsiz Cumhuriyet devri kapandı.” “Millete rağmen devleti yönetenler” tarihin tozlu sayfalarına gömüldü. On yılda bir darbe yapıp, devletin tepesine çöken Genelkurmay Başkanları devri kapandı. Genelkurmay Başkanları milletin seçtiği Başkan’ın kabinesinde “Bakan” olarak görev alarak “Millet iradesine” saygı gösterdiklerini ve milletin emrinde olduklarını ilan ediyorlar artık.
Hulusi Akar Paşa, 15 Temmuz hain darbe girişimine direnerek Türk ve dünya tarihine adını altın harflerle yazdırmıştı. Şimdi de Erdoğan’ın kabinesinde yer almayı kabul ederek “milletin gönlünde” yeniden taht kurdu.Hulusi Paşa’nın asker üniforması üzerindeyken bakan olmayı kabul etmesi “millete” ve “orduya” çok önemli bir mesajdır.
15 Temmuz’da “millet iradesine” darbe yapmak isteyen FETÖ terör örgütüne direnip, Türkiye’de tarihin akışını değiştiren birinci aktörErdoğan ise ikinci aktör Hulusi Paşa’dır. Bundan sonra “ordu/millet” birlikteliği geçmişin arızalı hatıralarındankurtulacak. “Ordu/millet” dayanışmasının sağlıklı birlikteliğiyle Türkiye’nin geleceğe güvenle ve sağlam adımlarla yürümesinin önündeki önemli bir eşik aşılmıştır.
*
Türkiye yeni bir yola girdi. Dünyada tarih yeniden yazılıyor. Bizi bu yoldan saptırmak isteyenler, yazılan tarihin önemli aktörü olmamızı istemeyenler mutlaka olacaktır. İçimizdekiler mecliste ayağa kalkmadı, dışardakiler de külliyedeki törene katılmaya cesaret edemedi. Ancak ok yaydan çıktı…
Ya olacağız, ya öleceğiz, ya da hedefi 12’den vuracağız!..