AK Parti’nin aldığı oy üzerinden herkes bir özeleştiri yapmalı diyoruz, bu özeleştiri çok gecikmeden, kırmadan, dökmeden, kişiler üzerinden değil genel anlamıyla yapılmalı ki hatalardan ders çıkarılabilmeli.
Şimdi elimizi vicdanımıza koyalım, parti ve kadrolarla ilgili eleştirilerimizi yaparken gazeteler ve gazeteciler ile ilgili eleştirilerimizi yapmayacak mıyız? Bu medya düzenini sorgulayamayacak mıyız?
AK Parti’yi destekleyen bu medya düzeni yanlış kurgulanmış bir medya düzeni. Samimi olmayan insanların ciddi paralarla yöneticilik, yazarlık yaptığı bir ortamda hareketin, kamuoyu yüzü olarak öne çıkarılan çoğu kişilerin AK Parti tabanı ile aralarındaki tek bağ nargile kafelerindeki muhabbet yada çağrıldıkları konferanslardaki birliktelikleri. Bu insanların ne oturdukları mahalle AK Parti’nin esas kitlesinin mahallesi, ne geçmişleri bu insanlarla beraber nede hayal ettikleri dünya bu insanların istedikleri dünya.
AK Parti’nin medyasının teslim ettiği insanların çoğunda bir Ertuğrul Özkök, bir Ahmet Hakan olma hastalığı var.Bunlar 12 yıl boyunca adam yetiştirmediler, üç beş kişi adeta bir çete görüntüsü verdiler asla ekip olamadılar.
Bu hareketin kaymağını yiyenlerle çilesini çekenler arasındaki farkı görmeyen yöneticilerin kendilerine yakın gazetecileri her gün söylediklerini onaylama mekanizması olarak kullanmaları artık son bulmalıdır. Hiçbir vasfı olmayan sadece “Yağdanlık” yapan, fikir üretemeyen, tetikçilikten ileri geçemeyen bu insanlarla inandırıcı olamazsınız.
Kendinizi kandırmayan, milleti de kandırmayın ve o paraları çarçur ederek yalan bilgiler vermeyin. Dürüst olun, satmadığınız gazetelerin tirajlarını şişirerek devletten aldığınız ilan paraları haramdır.
Sizde itiraz ettiğiniz sistemin çarkına girdiniz ve yalanlarla, haramla oluşturduğunuz gazetelerde millete dürüstlük dersi vermeye kalkışıyorsunuz ama samimiyeti olmuyor, etkisi olmuyor bunu görün artık. Dönün bir kendinize, niye hala bu kadar imkâna rağmen bir Hürriyet değilsiniz, niye bir NTV, CNN veya Habertürk gibi etki gücünüz yok, hiç düşündünüz mü?
Daha düne kadar AK Parti’ye saydıran sizler uçaklara binince ne çabuk değiştiniz, madem Suriye politikası başta olmak üzere durduğunuz yer doğru ise, madem AK Parti’yi Amerikalılar kurdu ise madem AK Parti’den bir şey olmaz ise siz niye size verilen görevleri kabul ettiniz, niye sabah akşam inanmadığınız bir hareketin kaymağını yediniz, şimdi gemiyi terk etmeye kalkıyorsunuz…
Suç sizde değil sizi bu emektar, cefakar, inanmış milletin karşısına çıkaranlarda. Pırlanta gibi gençleri dururken, soldan, liberallerden olsun da daha iyi olur diyenlerde, eziklik içerisine girenlerde…
Seçim tablosunu yazdığımızda bizi paralel, Kürtçü, Şeriatçı ilan eden sizler olmadınız mı? Yüzümüze söyleyemediğinizi arkamızdan bir Müslüman’a yakışmayacak şekilde yukarılara taşımadınız mı? En ufak bir eleştiriyi bu davanın çilekeşleri yaptığında, “Onların kafası geri” demediniz mi? Milliyetçilikten arınamadınız, ümmetçi olmadınız, çoğulculuğu içselleştiremediniz, özgürlüklerde geri kaldınız dolayısıyla sizler AK Parti’yi yönettiğiniz medya ile her gün gerilettiniz, çünkü gerisinden geldiniz.
Sadece protokol uçaklarına binerek gazeteci olduğunuzu zannettiniz. Sizler anket firmaları sahipleri ile birlikte gerçeği milletten sakladınız, hoşuna gitsin diye yayınladığınız anketlerle AK Parti’yi yanıltarak davaya kötülük ettiniz.
Binlerce samimi insanı ağlamaklı hale getirip hayal kırıklığına uğrattınız. Şimdi aklınızı başınıza alın, ders çıkarın. Öyle kafa göz dalmakla, fikri alt yapısı olmayan ucuz tetikçiliklerle, inanmadığını sırf koltuk ve makam için savunmakla seçim kazanılmıyor.
Bir devrin adamı olmaktan vazgeçin, ilkeli olun her devrin adamı olmaya çalışın. Bu ilkeyi korumak için de, soldan gelip en dindar gazetemizde yazmayı bırakın, bize her gün yalan söylemeyin, kendinize de eziyet etmeyin. Sizde bizde fazla acı çekmeden lütfen yerlerinize dönün. Üzerimizden geçinmeyi bırakın.
Basının karar mercileri siz ne zaman nezaketen de olsa başarısızlıklarınız için istifa etmeyi düşünüyorsunuz, ne zaman ilkeli olmayı düşünüyorsunuz? O nedenle şimdi çıkıp konuşurken ilk önce tövbe ederek başlayın…