Şaşırmak, bir şeyin neden yapıldığını bilmemektir.
Kestirmemek, hayret etmektir şaşırmak.
Bu yüzden de ben, AK Parti ile beraber, bu toplumun huzur ve güvenine yönelik yapılan kirli hamlelerin hiçbirine şaşırmıyorum.
Eminim siz de şaşırmıyorsunuz!
1915’te Ermenilerin “Osmanlı bize soykırım yaptı” sözüne ve iddiasına şaşırmamak gerek!
Batı’nın “Evet Osmanlı Ermenilere soykırım yapmıştır” yalanına da şaşırmamak gerek!
Tıpkı, sırf Müslüman olduğu için bu topraklarda Osmanlı’yı işgal etmelerine şaşırmadığımız gibi!
Tıpkı ta cehennemin dibinden gelip Antep’i, Urfa’yı, Maraş’ı, işgale yeltenen İngiliz, İtalyan ve Fransızlara şaşırmadığımız gibi!
Çünkü biz, Batılıların en büyük hedefinin, bu ümmetin birliğini ve dirliğini sağlayan tek merci olan Osmanlı’yı ortadan kaldırmak olduğu biliyorduk!
Tıpkı bu alçakların, Araplara “Osmanlı yıllarca sizin topraklarınızı işgal etti” demelerini bildiğimiz gibi!
Oysa bugün Osmanlı’nın yadigârlarına sahip çıkanların Suriye’ye ve Ortadoğu’ya ne kadar destek verdikleri apaçık ortada.
Hem de büyük bedeller ödeyerek.
Hem de hesap etmeden, haritaya bakmadan devam ederek.
Dün şaşırmadık, bugün de şaşırmıyoruz.
Batı yine aynı şeyi yapmaya çalışıyor.
Yani bugün de bir işgal söz konusu.
Dikkat ederseniz bugün diyorum!
Çünkü ortada yine büyük bir tehlike var.
Ortada, Osmanlı’yı yeniden diriltecek bir Recep Tayyip Erdoğan var.
Ortada, onlar için büyük tehlike arz eden, Ümmeti Muhammed’i yeniden bir araya getirme çabası ve projesi var.
Toplanma ve toparlanma var ortada!
Bu yüzden topyekûn saldırıyor ve savaşıyorlar.
Savaş malzemelerinin içinde sadece silah yok!
İşte bunlara hiç mi hiç şaşırmıyorum!
Size tavsiyem, siz de şaşırmayın!
Ben Ermenilere ve Batılılara değil, o gün Osmanlı işgale uğradığında bu ülkeyi içerden yıkmaya çalışan ve hala piyasa, din, vatan, millet, özgürlük ve adaletten bahseden bu yerli zihniyetin, yüzyıldır bu ihanetini hala nasıl muhafaza ettiklerine şaşırıyorum.
Dikkat ederseniz, o zihniyet bugün de, başta sözde Ermeni soykırımı olmak üzere Suriye, Mısır, Filistin ve buna benzer tüm konularda Batı ile beraber hareket ediyor.
Bugüne kadar bu coğrafyayı ateşe veren, Ortadoğu’nun gayri meşru çocuğu İsrail’e her platformda gizli ve açıktan destek veriyor.
Batı’nın Ortadoğu’da son piyonları olan Sisi ve Esed gibi zalimlerle sarmaş dolaş oluyor.
Dün Gülencilerin “otoriteden izin alınmalıydı” sözü ile bugün, CHP gemisini hangi oyunlarla ele geçirdiği hepimiz tarafından bilinen CHP’nin korsan Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun “Mavi Marmara korsan gemidir” sözü arasında bir fark var mı?
Bay Selahattin’in “Biz hiç tereddüt etmeden Ermeni soykırımının gerçekliğini kabul ediyoruz” sözü, o zihniyete bağlılığın ve sadakatin açık bir göstergesi değil mi?
Yani anlayacağınız Batı ve onun yerli işbirlikçilerinin asıl derdi, Ermenilerin hakkı ve sözde soykırım değil!
Öyle olmuş olsaydı, şu anda kişi başına düşen milli geliri 3 bin 48 dolar olan ve dünyada 121. sırada bulunan, dahası yaş ortalaması 75’e yükselen bir Ermenistan için “sözde soykırım”ı savunanlar, bu Ermenilerin bu sorununa bir el atarlardı.
Oysa bütün bu oyunları ve oyuncuları tezgâhlayanların Batı ve Batılılar olduğu gün gibi ortada!
Tek dertleri, Tayyip Erdoğan üzerinden ümmetin bu diriliş ve toparlanışını bozmaktır.
Bunun için yeni senaryolar yazıp sahneye sürüyorlar.
Hem de yerli şakşakçıların alkışları altında!
Bilmem farkında mısınız?
Şaşırmadan!