Mürvet KARA / Muhabir
Başıboş sokak hayvanlarına yönelik tartışmalar şiddetli bir şekilde sürüyor. TBMM’de gerçekleşen, sokak hayvanlarına yönelik düzenleme içeren kanun görüşmelerini sabote eden muhalif milletvekilleri ve hayvan hakları savunucuları (!) toplumda yeni bir krizin de fitilini ateşledi. İnsanlara saldıran sokak hayvanlarını canhıraş bir şekilde savunan kitlelerin radikal tavırları dikkati çekiyor. Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü ve Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Diriliş Postası’na özel açıklamalarda bulundu.
“Travmaları var”
Sokak hayvanları tasarısı için toplanan komisyon görüşmelerinde, köpek saldırıları neticesinde mağdur olan ailelere edilen hakaretleri değerlendiren Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Hayvan ile ilişkinin sağlıklı örnekleri olduğu gibi sağlıksız örnekleri de vardır. Hayvan saldırısında çocuğu ölen insanları bile anlayamayan kişiler bulunuyor. Bu kişilerin çoğunun, çocukluk çağı travmaları vardır. Mesela, bir hayvan, çocukken onun neden olduğu bir kötü muameleye maruz kalmış olabilir, kendisi sevgisiz büyümüş olabilir.
“Hayvan fobisi klinik bir olgudur”
Öte yandan hayvan fobisinin de tedavisi olan bir klinik olgu olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Tarhan, “Hayvanlar bizim dilsiz dostlarımızdır. Hayvan sevgisi psikoterapi etkisi yaratır. Hayvan korkusu ise klinik bir olgudur. Korkunun şiddeti orantısızsa veya hayvana sevginin şiddeti orantısızsa klinik bir olgudan bahsediyoruz demektir. Kişi istiyorsa bu, tedavi edilebiliyor. Mono-fobisi olan hastalarda çok daha kolay ilerleniyor. Hatta bunun için kişiye özel tedaviler yazılıyor.Bu tedaviler için yazılmış özel simülasyonlar var. Bu animasyonlarla travmalı kişileri hayvanlarla temas ediyormuş gibi hissettirerek bu fobiyle yüzleştiriyoruz. Yani kişi bundan şikâyet ediyorsa fobisini yenmesi mümkün.” şeklinde konuştu.
Unutulan travmalar kompleks davranışlara neden oluyor
Sokak köpeklerinin saldırısından sonra oluşan travmalara da değinen Tarhan, hayvan saldırısı travmalarının birincil ve ikincil travmalar şeklinde ikiye ayrıldığını söyleyerek,“Birincil travmalarda saldırıya direkt maruz kalan kişi travma yaşıyor. İkincil travma ise bir başkasının uğradığı saldırıya şahit olan kişilerde görülüyor. Böyle durumlar da kişinin istemesi hâlinde tedavi edilebiliyor. Ancak genellikle bu tarz travmalar,sonrasında unutuluyor ve arkasından kompleks davranışlar ortaya çıkıyor. Mesela bu kişiler bir hayvan gördüklerinde aşırı tepki verir ve duygularını orantısız yaşarlar. Bazen anne babalar çocuklarının yaşadığı saldırıdan dolayı matem tutar. Bunun da bir tedavi süreci vardır. Bazıları bunu aşar ve hayatlarında topluma faydalı şeyler yapmaya çalışırlar.” dedi.
“Makul kişilerin sözüne itibar edilmesi gerek”
Medyada köpek saldırılarına ilişkin gündemin insanlardaki köpek korkusunu yoğunlaştırdığına ve annelerin artık çocuklarını dışarıya çıkarırken çok dikkatli ve tedirgin davrandıklarına dikkati çeken Tarhan, “Özellikle çocuklar bu noktada çok mağdur oluyor. Eğer önlem alınmazsa bu popülasyon ölüm vakalarının artmasına neden olacak. Çünkü popülasyon çok yükseldi. Hayvanlar çeteleşiyorsa saldırmaması mümkün değildir. Çocukları av gibi görüyorlar. Bu nedenle çeteleşmeye izin verilmemesi gerekiyor. Barınaklara da bu noktada ihtiyacımız var.” ifadelerini kullandı.
“Akılla karar verilmesi gerekiyor”
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Sporda, bilimde ve müzikte olduğu gibi bu konuda da radikaller ve fanatikler olacak. Bunlar doğru karar vermeye engel olmamalı. Sokak köpeği saldırıları hem psikiyatrik olarak hem de fizyolojik olarak insanlara zarar veriyor. Dolayısıyla makul kişilerin sözüne itibar edilmesi, hislerle değil akılla karar verilmesi gerekiyor.” dedi.