Toplumun önemli bir kısmını farklı alanlarda içerisine alan STK’nın (Sivil Toplum Kuruluşları) toplum faydasına olan konularda özenle çalışmaları ciddi bir beklenti konusudur.
Gerek vakıflar, gerek dernekler, gerek odalar, gerek sendikalar, gerekse de sanayi ve ticaret odalarının faydalı işlerde gayret göstermeleri hem vatandaş hem de sivil toplum kuruluşunun üyeleri tarafından istenilen bir davranış şeklidir.
Faizin olmadığı ekonomik bir model için de daha çok iş dünyasının tam göbeğinde yer alan sanayi, ticaret odaları, işadamları dernekleri ve vakıflarının konuyla yakından ilgilenmeleri iş adamlarını rahatlatacak kararların alınmasında oldukça etkili olacaktır.
Bu anlamda bu tür STK’ların öncelikle hitap ettikleri kesimlere faizin bir işletmeyi hangi yönlerden etkilediği ve bu etkinin işletmeleri hangi sonuçlara maruz bıraktığını objektif bir dil kullanarak tüm yönleriyle anlatmalıdırlar.
Anlatım ortaya konulurken özellikle faizsiz iş yapan firma örneklerini baz alarak konuyu anlatmaları konunun çok daha basit bir şekilde anlaşılmasının yolunu açacaktır.
STK lar üniversitelerle birlikte konuyla ilgili çalıştaylar, sempozyumlar ve konferanslar düzenleyerek akademik camia ile iş dünyasını bir araya getirerek yapılmış akademik çalışmaların sonuçlarına göre şirketlere faizsiz finansın nasıl uygulanması gerektiğini anlatabilirler.
Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi özellikle yüksek lisans ve doktora tezlerinde faizsizlik prensibi üzerine öğrencilerin çalışılması teşvik edilerek tezlerdeki araştırma sonuçları doğrultusunda şirketlerin hareket etmeleri STK’lar tarafından sağlanabilir. Bu konuda STK’ların eğitim birimleri ile pazarlama birimleri kollektif çalışarak üyelerine deniz feneri olabilirler.
STK’lar bu konuyla ilgili çalışmak isteyen yüksek lisans ve doktora öğrencilerine burs vererek gençlerin faizsiz yöntemler konusunda uzmanlaşmalarını sağlayabilirler. Uzmanlaşan gençlerde sonrasında faizsiz finans uygulamalarını uygulamak isteyen şirketlerde çalışmaya yönlendirilebilirler. Dolayısıyla çok bereketli bir iş dönüşümü de bu şekilde başlamış olur.
Bir diğer hususta sanayi, ticaret odaları, iş adamları dernek ve vakıfları Karz-ı Hasen fonları kurabilirler.
Bu fon finansal anlamda sıkıntıya düşen şirkete sıkıntıdan kurtulabilmesi anında yardım edebilir.
Fon kurulurken ya Karz-ı Hasen aidatı denen bir aidat alınabilir burada belirli bir miktar belirlenebilir veya belirlenmeyerek herkes istediği kadar aidat verebilir.
Şirketlerde finansal sıkıntı yaşadıklarında gidip bankalardan faizli kredi çekecekleri yerde bağlı bulunduğu odaya başvuracak oda tarafından oluşturulmuş olan Karz-ı Hasen komisyonu şirketi inceleyecek ve inceleme olumlu sonuçlandığında bu fondan faizsiz olarak borç verilecektir. Bunun yapılmasıyla gerçekten sıkıntıya düşen şirketlerin bu fondan yararlanması sağlanmış olacaktır. Aksi taktirde kendi lehine kullanmak isteyen gözü açıklar çıkabilecektir.
Uygulamayla her taraf kazanacak ve küçük aidatlar damlaya damlaya göl olur mantığıyla büyüyerek dertlere derman olacaktır.
Nasıl olur da her taraf kazanır sorusuna is şöyle cevap verilebilecektir: Karz-ı Hasen aidatını veren sevap kazanarak ve iyilik yapmanın verdiği güzel duyguyu tadacaktır. Öyle ki Efendimiz (sas) in şu Hadis-i Şeriflerinde buyurduğu “Allah’a (cc) Karz-ı Hasen (güzel bir borç) verecek olan kimdir? Artık Allah (cc), bunu kendisi için kat kat artırır. Onun için oldukça üstün ve onurlu bir ecir vardır” kişiler grubuna girmek şerefine nail olacaklardır.
STK’lar üyelerinin iş kolaylığı sağlamasıyla daha başarılı olduklarını tüm çevreye duyurmuş olacaklardır.
Bu fonu kullananlarda hem daha az maliyetli borçlanacaklar hem de Allah’ın emrine uygun bir şekilde ticari hayatlarını sürdüreceklerdir.
Ne kadar doğru iş o kadar huzur, o kadar mutluluk…