Ezgin bir yazı

Abone Ol

Dışarıdan çocuk sesleri geliyor. Küçük canlar, şaşılası enerjileriyle sevinçli oyunlar oynuyorlar besbelli. Kafamı pencereden uzatıyorum, muhteşem bir bahar havası. Az önce seslerini duymak nedeniyle mutlu olduğum evlatlara bakıyorum, amacım oynadıkları oyunların bizim çocukluk eğlencelerimizle benzer yanlarını bulmak. Jenerasyonumun çocukluğuyla bu yavruların tek ortak yanının sadece duydukları sevinçler olduğunu görüyorum. Ama daha aklı başında ve daha az kavgasızca sürdürüyorlar mutluluklarını. Umutlanıyorum, inşallah bizlerden daha gelişkin ve donanımlı büyüyecekler.

– Ajanslar Halep’de bir okula Esed’in varil bombalarıyla saldırdığını ve onlarca çocuğun parçalanarak can verdiği haberini geçiyor. Kurtulabilmiş çocukların korku dolu çığlıkları mitralyöz mermileriymişçesine giriyor kulaklarımdan..

Günlerden çok sabah, biribirine karışmış insan ve araba gürültüleri geliyor dışarıdan. Hepsi birazdan İstanbul’un dehşetli trafiğinde sıradanlaşmış bir sabrı göze alacak kahramanlar. Kimisi memuru olduğu herhangi bir devlet dairesine, kimi işçisi olduğu fabrikasına, bir diğerleri her nereden ailelerine nafaka sağlıyorlarsa işte tam da oraya vakitlice yetişmek için sabahın yedisinde ayaktalar. Belki de yavrucukları o sevinçli sesleri rahatça çıkarabilsinler diye tüm bu tahammül.

-Çoluk çocuklarını ölümden kaçırmak zorunda kalan insanların sınırlarda oluşturdukları izdihamın aç ve geleceksiz sabrına takılıyorum.

Geniş geniş yollar, uçsuz bucaksız yerleşimler görüyorum, ışıkları gecenin belirli bir saatine kadar yanması planlanmış kocaman evler. Muhteşem cesametli fabrikalar ve en az onlar kadar ihtişamlı Mall’ları temaşa ediyorum, her türlü malı her bütçeye uygun olarak bünyesinde barındıran ve sabah yedide kalkmak zorunda olanların tüm emeklerini almaya namzet.

-Tarihiyle birlikte, istikballerinin de yerle bir edildiği Suriye şehirleri geliyor gözlerimin önüne. Işıkları süresizce söndürülmüş tarumar semtlerin yoksun ve yakıcı kokusu gelip genzimde düğümleniyor.

Uçakların önce sesleri duyulur, görüntüleri sonra belirir mavi gökyüzünde. Hiç tanımadığım bir pilot yüzlerce hikayesi olan insanları bir yerden öteki uzak bir mekana taşır. Uçan cihazlar gökyüzünde geziniyor beyaz ve yaşam dolu izler bırakarak sonsuz maviliğe. Kimbilir kimler hangi nedenlerle uçuşuyorlar şuralardan buralara.

– Semada görülen aygıtlar yakıcı ve yok edici anlamlar taşır Ortadoğu’da. Hama’lı bir anne o meş’um sesi duyar ve birazdan kusacağı ölüm ve yıkımlardan yavrularını kurtarabilmek ümidiyle ve gözlerimizin önünde, kaçar ha kaçar.

Bir berber itinayla müşterilerine hizmet veriyor. Saçları ya da sakalları uzamış mazbut insanlar çeki düzen vermesi için kendilerini berberin maharetli ellerine bırakıyorlar. Sıhhatler olsun diyor berber, son eylemi olan ucuz parfümünü müşterisine sıkarken.

Tam da bu sırada oldukça sıhhatli oldukları halde Suriye, Mısır, Bengladeş,Irak, Yemen ve Filistin’de uzamış mübarek sakallarıyla yüzlerce yiğit adam zulme ve adaletsizliğe baş kaldırdıkları için en tatlı raihaları insanlığa miras bırakarak Şehadeti kucaklıyor…

Selam ve duayla….