EURO 2016’da milli takımımız Hırvatistan’la karşı karşıya geldi. Millilerimiz ilk maçta kendilerini ‘sal’dılar. Türkiye’nin dört gözle beklediği turnuvada, ilk maçta Türkiye’yi hüsrana uğrattılar diyebilirim. Bu kadar sert konuşmamın sebebi ise yenilgi değil. Futbol bu, yenmek de var, kaybetmek de var, beraber kalmak da… Sorun bunlar değil. Sorun; turnuvayı ülke olarak merakla bekledik, gün saydık, televizyonlarda reklamlar yaptık, “Şöyle geliyoruz, böyle geliyoruz, korkun bizden” vs. dedik… Bunların sonunda ne oldu peki? Milli oyuncularımız resmen sahada yoklardı, sergiledikleri performans berbattı. Hani Süper Lig’de sezonun başından sonuna kadar kötü bir performans sergileyen Galatasaray vardı ya; tam ondan bahsediyorum. Galatasaray gibiydik dahada, ne defansımız vardı ne orta sahamız ne de forvetimiz. Böyle olmaz arkadaşlar; ülkemizi böyle mi temsil edeceğiz? Aklınıza yanlış bir şey gelmesin, Galatasaray ile Türkiye Milli Takımı’nı kıyaslamıyorum! Sadece performanslarını dile getiriyorum. Maç sonunda gerek sosyal medyada gerek televizyon rogramlarında sürekli aynı konular döndü. Neymiş, Ozan Tufan saçıyla oynamış, gol yemişiz. Arkadaşlar biz suçlu aramıyoruz, biz adam gibi çıkıp sahada top oynamalarını istiyoruz. Birileri suçlayarak, ona buna laf söyleyerek bir yere gelmeyiz; bu bir gerçek. Hırvatistan karşısında berbat bir oyun sergiledik ve bu oyunu İspanya karşısında sergilememiz halinde felakete sürükleniriz. İspanya’dan puan almak zorundayız. Bu turnuvada atılan gol sayısı bile önemli, bunları göze alarak hareket etmeliyiz.
Maç 90 dakika; uzatmalarda 4 dakika uzadı, toplam 90+4 dakikada Türkiye Milli Takımı’nda kim doğru düzgün top oynadı? Sayabileceğim 2-3 isim ancak
var. Bu kötü oyunun sorumluları tamamen oyculardır. Ne teknik direktör ne malzemeci nede taraftar. Maç sonunda kendi hatalarını bilen oyuncular özür
diledir, mesajlar attılar. Onlar da tabi ki istemezlerdi kaybetmeyi, kötü oynamayı; henüz turnuvanın başındayız ve bir an önce bu gördükleri hatalarını düzeltmeleri gerekiyor. İspanya karşısına da aynı oyun tarzı isteksiz futbolla çıkarsak neler olur bilemiyorum. Bizim için en güzel şey Eyfel Kulesi’ni kırmızı-beyaza boyamaktı, çok gurur verici bir şeydi. Bir de Hırvatları mağlup etseydik tadından yenmezdi.
BİZ İNANDIK SİZLERE, SİZ DE İNANIN BİZLERE
Tüm Türkiye olarak milli takımımıza destelerimizi sürdürüyoruz. Biz ülkemize vatanımıza her şartlar altında güveniyor ve destekliyoruz. Bizler inanıyoruz sizin başarılı olacağınıza, dünyaya sesimizi duyuracağımıza. O halde hemen toparlanıp EURO 2016’ya damga vurma zamanı. Haydi arkadaşlar, tek bayrak, tek millet, tek vatan için saldırılarım, sarılalım kupaya!