Ömer Döngeloğlu hoca, geçtiğimiz Cuma akşamı AK Parti’nin önceki dönem milletvekili Cemal Yılmaz Demir’in misafiri olarak geldiği Samsun’da ‘Milli Ruh Milli Heyecan’ konulu bir konferans verdi.
Konferansı Samsun İlkadım Belediyesi, bölgedeki en uygun salon olan Samsun Atatürk Kültür Merkezi Devlet Opera ve Bale Müdürlüğü’nde gerçekleştirilmesini uygun gördü.
Ömer hoca programda Samsun Asarcık İlçesinde yapımı devam eden Asarcık Kur’an Kursu için dinleyicilerden yardım talep etti.
Ömer hocamızın belagatli konuşmasını, Kur’an kurslarına hassasiyeti olan dinleyiciler vazife telakki etti ve eller cebe…
Fakat Samsun Devlet Opera ve Bale Müdürlüğü yetkilileri ‘yasak hemşerim’ diyerek derneğin makbuz karşılığı Kur’an kursuna maddi yardım toplamasına engel oldular.
Gerekçeleri pek aşina, ‘Valilik izninin’ olmaması yani mevzuat hazretleri.
Tamam, bu da aşılır ve aşıldı; Vali sekreteri telefonla arandı Kur’an kursuna yardım için izin alındı. Cuma akşamı olduğu için resmi evraklar pazartesi…
Operacılar için bu da yeterli olmadı; ‘mevzuat, yönetmelik, olur, izin’ inatla yardım programını akamete uğratmayı başardılar.
Bir eski milletvekili, bir belediye başkanı ve Ömer Döngeloğlu hoca işin içinden çıkamadı ve Asarcık Kur’an Kursu için gerekli olan maddi yardım o gece toplanamadı.
Az önce Devlet Opera ve Bale Samsun İl Müdürüyle görüştüm “neden böyle oldu” diye…
Anlattığı şeyler gayet mantıklı; mevzuat, yönetmelik, olur izin falan filan;
“Valilikten izin alınsaydı, ben de orada olurdum. Durum böyle olmazdı, hatta benim gözetimimde program gayet sağlıklı tamamlanırdı, ama o gece salon tahsisli olduğu için bizler görevimizin başında değildik, izinliydik”
Müdür beyin samimiyetine inanmak durumundayız.
Lakin görüldü ki ortada müdür beyin de aşamadığı bir sıkıntı var; o da zihniyet sıkıntısı.
Biz bu haberi Akasyamhaber’de yayımlamamızın ardından gelen yorumlar operacıların müdür bey gibi düşünmediğini gösteriyor.
Operacılar ‘zamanın ruhunu’ idrak edememişler; mevzuat, bürokrasi gibi hükümetin aşabilmek için gayret sarf ettiği silahlarla saldırıya devam ediyorlar.
Bakın şu yorumlara;
“İlk önce adam gibi kanunları araştır ondan sonra haber yap!
Bir devlet kurumunda din kullanılarak yardım toplanamaz.
Hem ücretsiz sahne tahsisi yapıyor kurum size, hem de valiliğin bilgimiz dahilinde değil dediği halde yalan haberle para toplamaya çalışıyorsunuz. Ayıptır, günahtır. Tanımadığınız insanların günahına giriyorsunuz. Kuran’dan bahsediyorsunuz, iyi o zaman opera da gelsin kendi giderleri için sizin gazeteden para toplasın. Bu nasıl bir absürtlük.
Eğer İslam dinimizi biraz daha iyi bilmiş olsanız, bu tür insani ve dini yardımların bir el verirken öbür elin bile görmemesi gerektiğini bilip ona göre davranırdınız.
Böyle güzel ve modern bir kurumu karalamak için daha akılcı bir yöntem bulsanız şaşardım. Kur’an, din kimsenin tekelinde olamaz. Sahip çıkıyormuş gibi davranmayın. Devlet Opera Baledeki faaliyetlerden memnunuz”
Bu zihniyet fukaralarına Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Başbakanlığı döneminde mevzuyla alakalı olarak yaptığı konuşmayla cevap verelim
“Siz kimsiniz? Artık despot aydın tavrıyla milleti aşağılama dönemi sona erdi. Geçti o günler. Bu ülkede kendi tarihini bilen, mazisini iyi tanıyan, bu toprakların birikimini tanıyan, Batı’yı, diğer medeniyetleri de bilen, tanıyan, öğrenen bir nesil var.”