Ey, fikir namusunun üzerine ruhsuz beton dökülen genç!
Hatırladığını varsayıyorum, 16 Mayıs, cenazesine bile haciz getirilen ceddin Vahidüddin Han’ın vefatının sene-i devriyesiydi…
Bir yandan Sultan Vahidüddin Han’a küfrederek hain damgası vuran, öte yandan ‘’Vahdettin hain değildi!’’ diyen Ecevit’e de ‘’çok dürüst adamdı’’ etiketini basan büyüklerin gibi olma sakın! Onlar da solcu, devrimci geçiniyordu. Tıpkı gönül verdikleri; bu ülkeye hiçbir katkısı olmayan rejim kuklası Ecevit gibi… Aynı ideolojik ekolün piyonlarıydı onlar neticede. Ecevit’i dürüstlük abidesi ilan ettikleri halde, Ecevit’in dahi, hakkında “Hain değildir!’’ kelamını ettiği Büyük Sultan’ı ihanet ile yaftalıyorlardı. İç muhasebeye yanaşacak kadar onurlu da değillerdi. Yanaşamazlardı da… Çünkü bu durumda, ya dürüst diyerek peşinden koştukları Ecevit yalancıydı ya da kendileri… Hoş, yalancı olduklarını öz nefislerine itiraf edebilirlerdi belki… Ama ahmak olduklarını kabul edemezlerdi:
Fikrinin ırzına dahi sahip çıkamayan et sürüsü… Buyruk bağımlısı robotik zihinler… Düştükleri antinomi çukurlarını mantık zirveleri addeden umutsuz kişilikler… Sahte tarihin kurbanları…
Velhasıl, altında boğulmaya terk edildiğin çürük fikir asfaltından kurtulamayacaksın belki genç! Fakat dedim ya, büyüklerin gibi olma! Onlar kendi devirlerinin vasatlarıydı zira. En azından dört duvara hapsettiğin izan kudretinin iffetine sahip çık! Ya küfründe samimi ol, ya hakikat arayışında…
***
Ey, politik öfkesi saltanat gibi babadan oğula geçen genç!
Çağını tanı. Kendini bil. Vicdanını tart. Ufkunu aç. Tarafını seç. Kimin düşmanı olduğun belli olsun. Zamana, mekâna, lidere, rotaya göre döneklik yapma. Aidiyetsizliğine tarafsızlık kılıfı geçirenleri örnek alma. Gazeteci ağabeylerin gibi bir gün Moskofçu, bir gün Amerikancı, bir gün Çin mandarenlerinin hayranı olma. Daha önce liderin için ‘’Amerika’nın köpeği’’ diyenler, bugün ‘’Amerika ile papaz olmak senin ne haddine’’ lakırdıları yapıyor. Terör oyuncağının kimin elinde olduğunu bilenler, -liderinin özelinde- “Türkiye terörün inşacısı ve destekçisi’’ yalanlarını atıyor. Yargı organlarının paralel çetelerin at koşturma meydanı olduğundan emin olanlar, yargı organlarındaki bin türlü dengesizliğin üzerinden senin liderine yükleniyor.
Bakma genç! Sez! Gör! İdrak et! Kuklayı da kuklacıyı da tanı! Çöz şu asırlık düğümlerini…
***
Ve sen…
Ölü ruhuna tükürülen ve bunu diriltici hayat suyu sanan genç!
En derinine nakşedilmiş necaseti kus, hayat suyu dedikleri zehri akıt ve kendine gel! Sana ve şahsiyetine biçilen düzmece tanımı reddet! Fiksiyon oluşların esiri ve eseri olma!
Seni bir müsvedde gibi kullanıyorlar. Ve o milyonlarca müsveddeden, milyarları sürükleyici adi bir kitap tertip ediyorlar. Küresel çiftliğe insan görünümlü hayvan yetiştirip, çiftliğin sözde sahibine sonsuz biat güdümleyen bir fikir, bir ideal tip kitabı… İşte bu kitap, çağlara göre kendi içyapısının keyfiyetini değiştiren fakat dış müdahale ile hiçbir değişikliğin teklif dahi edilemeyeceği bir kanunname niteliğindedir. Bu kitabı yak, kendini feda etmeyi göze al!
Üzerine geçirilen “düşünen hayvan” kürkünü at ve öz aklıyla bâtıla köleliği seçen bir hayvan olmadığını kanıtla!