Başbakan Binali Yıldırım, Kayseri Valiliği ve Müstakil Sanayici ve İş adamları Derneği Kayseri Şubesince, (MÜSİAD) bir otelde organize edilen akşam yemeğinde, kanaat önderleri ve sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bir araya geldi.
Yemekte yaptığı konuşmada Yıldırım, Kayseri’nin, millet iradesine başvurduklarında güçlerine güç kattığını, kendilerine her zaman güçlü destek verdiğini dile getirdi.
Başbakan Yıldırım, ekonomisi dünyaya açılan Kayseri’nin, yalnızca ticaretteki başarısıyla ekonomiye kattığı yüksek değerle değil, demokrasiye, hukuk mücadelesine verdiği destekle milletin gönlünde taht kurduğunu vurguladı.
Kayseri’nin, 15 Temmuz gecesi meydanları doldurup, darbe yapmaya çalışan alçaklara da geçit vermediğini hatırlatan Yıldırım, “27 gün boyunca nöbet tuttunuz, demokrasiyi korudunuz. Cumhurbaşkanımıza, Meclisimize, hükümetimize, bayrağımıza, ezanımıza sahip çıktınız. Kayseri, 15 Temmuz’da üç şehit verdi. İkisi kadın, biri erkek. Cennet Yiğit, Kübra Doğanay kardeşlerimiz, istiklalimiz, istikbalimiz için şehit oldular. Aynı şekilde Murat Kocatürk kardeşimiz de şehadet şerbetini içenler arasında. Bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize acil şifalar diliyorum.” dedi.
“Hayır’ kampanyasında sınır tanımıyorlar”
Şehitlerin en kutsal emaneti olan ezan, bayrak ve vatana sahip çıkmanın, boyunlarının borcu olduğunun altını çizen Yıldırım, şöyle devam etti:
“Sizler var oldukça Türkiye her türlü zorluğu aşacak ve her türlü hain oyunu bozacaktır. Bugün FETÖ, PKK, DAEŞ, Avrupa, bazı ülkeler bir hedef, masa etrafında birleşmiş ‘hayır’ kampanyası yapıyorlar. Bu çok anlamlı. Yani bu anayasa değişikliği Avrupalıları niye ilgilendiriyor? Avrupalılar bizim anayasa değişikliğine oy mu verecek? Bunlar neden PKK’nın, FETÖ’nün yanında yer alıyor? İçeride ‘hayır’ kampanyası yapan başta anamuhalefet partisi olmak üzere diğer partilerin, grupların bunu iyice düşünmesi lazım. Türkiye’nin büyümesini, gelişmesini istemeyen bütün çevreler, ‘hayır’ kampanyasında sınır tanımıyorlar. Bakın Avrupa’ya, bölücü başının posterleri sokaklarda. Sokaklar ağzına kadar PKK, FETÖ sempatizanlarıyla taraftarlarıyla dolmuş taşmış, çıt çıkaran yok. Türkiye’den, memleket sevdalılarıyla gurbetçilerimizle buluşmak üzere giden milletvekillerimize, bakanlarımıza, hatiplere kapılar kapalı. Bunu hepimiz gördük, yaşadık. Avrupa değerleri diye yıllardır bize nasihat çekenlerin gerçek yüzünü bir kez daha gördük.”
Başbakan Yıldırım, Türkiye’nin, yalnızca bölgesinde güçlü olmasının yeterli olmadığına, güçlü kalmak mecburiyetinde olduğuna işaret ederek, “Çünkü Türkiye, tarihin her döneminde çok stratejik konumda olmuş ve bu topraklar, dünyanın gidişatını değiştiren bölgeler olmuş. Bugün bakalım etrafımıza, bütün olaylar bizim etrafımızda. Kuzeyimizde, güneyimizde, doğumuzda hatta batımızda, her tarafta bir huzursuzluk, karışıklık var. Bütün bu şartlar içinde Türkiye’nin dimdik ayakta kalması gerekiyor. Bunu bildikleri için de ‘Türkiye geleceği inşa edecek adımları atmasın.’ diye var güçleriyle, en son gayretleriyle çalışıyorlar. Tam bir ittifak, şer ittifakı var. Kandil oradan bas bas bağırıyor, ‘Aman evet çıkmasın, evet çıkarsa biz biteriz.’ Buradan, Kayseri’den söylüyorum ‘evet’ çıkacak, onlar da bitecek. Onların kandillerini söndüreceğiz.” ifadelerini kullandı.
“Meclisin etkinliği artıyor”
Yıldırım, bu anayasa değişikliğinin önemli olduğunun altını çizerek, şunları ifade etti:
“Önemi nereden geliyor? Önemi şuradan geliyor; anayasayı öyle bir şekilde değiştiriyoruz ki bütün vesayetleri kaldırıyoruz, tek vesayet sahibi oluyor, o da millet. Milletten başka hiçbir vesayet kalmıyor. Adına vesayet derseniz, tek vesayet sahibi millet oluyor, millet patron, her şeyin sahibi oluyor. Bu anayasa değişikliğinde ‘Seçim yapalım, ondan sonrasına bakalım.’ yok. Seçimi yapıyorsunuz, siz Kayserilisiniz, masarifi sevmezsiniz, hesabı, kitabı iyi yaparsınız. Ne o yazın seçim, kışın seçim yok. İki sandık geliyor, birinde hükümeti, birinde vekillerinizi seçiyorsunuz. İşi bitiriyorsunuz, işinize, gücünüze bakıyorsunuz. Şimdi, hiç iktidar emeli, hırsı olmayanlar buna karşı çıkacak. Çünkü onların milli iradeyle değil, zayıf hükümetlerde müdahalelerle iktidarın bir tarafından tutunma şansları var, o şans kayboluyor. Çünkü iktidar garanti, seçim oldu sandıklar kapandı, açıldı, yüzde 50 artı 1 alan iktidar oluyor, 5 sene sen sağ, ben selamet. Aynı şekilde Meclisi de seçiyoruz. Meclise de vekilleri gönderiyoruz.”
Bu değişikliğin, “Meclisi etkisiz hale getireceği” iddialarının bulunduğunu anımsatan Yıldırım, “Bunlar da külliyen yanlış, yok böyle bir şey. Meclis kendine geliyor. Milletvekillerinin etkinliği, özgüveni daha çok artıyor.” diye konuştu.
“Değişikliği okudukları yok”
Yıldırım, bugünkü Mecliste, iktidar partisinin kanun çıkarabileceğini ya da çıkarmayacağını, bunun dışında kimsenin kanun çıkarma şansının olmadığını belirterek, yeni sistemde bütün partilerin aynı konumda olacağını, kanun teklifini milletvekillerinin verebileceğini söyledi.
Meclisin denetiminin eksilmediğini, arttığını ifade eden Yıldırım, şöyle konuştu:
“Yine Mecliste genel görüşme, Meclis araştırması, yazılı soru var, yazılı soruyu 15 günde cevaplama mecburiyeti var. Mevcut anayasada bu yok. ‘Efendim gensoru, güven oyu yok.’ Kardeşim 80 milyonun güven oyu verdiğine, vekiller güven oyu verse ne olur vermese ne olur? Güven oyunu millet veriyor, hükümeti millet kuruyor. Gensoruyu kime vereceksin? Millet zaten gensoruyu veriyor seçime geldiği zaman. Çalıştıysa ‘tamam’ diyor, yoksa biletini kesiyor. Yetmedi, Meclis soruşturması var, cumhurbaşkanını, bakanları, yardımcılarını yargılayabiliyor. Şimdi bir yalan tutturmuşlar, ‘Ömür boyu koruma var.’ diyor. Yok böyle bir şey. Bunların değişikliği falan da okudukları yok. Hakikaten okumuyorlar. Olay şudur, şu andaki anayasada ne varsa, aynı şey var.”
Başbakan Yıldırım, cumhurbaşkanının görevi bittikten sonra bir suç işlemesi durumunda vatandaş gibi hesabını vereceğini, görev yaptığı seneyle ilgili suçlama olması durumunda ise Meclis aşamasından sonra yargılama sürecinin başlayacağını anlattı.