Avrupa Ligi gruplara kalma adına Kadıköy’deki ilk maçta 3-0’lık avantajla rövanş için Grasshoppers mücadelesine çıkan Fenerbahçe zayıf rakibi karşısında hedefine ulaştı. Fakat futbol adına ilk maçın rahatlığından mıdır bilemiyorum 77 ve 84. dakikalarda gelen 2 gol dışında ve ayrıca genelde sahada oldukları her mücadelede oyun tarzlarından ve disiplinlerinden hiçbir zaman taviz vermeyen Mehmet Topal Simon Kjaer ve az da olsa Alper Potuk dışında yazmak için ipe sapa gelecek bir başka isim bulmadım. Sonuç olarak herkesin dediği gibi önemli olan gruplara kalmaktı ve kaldı lakin bu takım bu oyuncu grubu ile Avrupa’da ve Süper Lig’de başarılı olur mu işte orası verdiği tat gibi yani kabak tadı gibi… Her şey ortada onun için transfer yaması geç kalınmadan bir an önce yapılmalı.
Hafta içi malumunuzdur Başkan Aziz Yıldırım ve Şekip Mosturoğlu’nun özel bir TV kanalındaki canlı yayın programında yapmış oldukları açıklamalar gündemin başköşesine oturdu. Hani bir söz vardır ”Yarası olan gocunur” diye hah işte topyekûn bu işlerin içinde olanlarda cuk diye atladılar bile. Kimileri kendi kulüplerinin çıkarları adına kimileri yazarak çizerek “3 Temmuz Fenerbahçe şike yapmıştır” çığırtkanlığı ile ucuz reklam yapma adına. Şimdi başkan konuşunca herkes anında pençelerini orta yere çıkarttılar ahkâm kesmeye başladılar. Belli ki Aziz Başkan’ın söyledikleri bazılarınızın omuzlarına ağır gelmiş beyler omuzunuza değil vicdanınıza ağır gelsin. Söz konusu Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım olduğunda sizler mangalda kül bırakmazsınız çünkü sizler için menfaatleriniz vicdanlarınızdan önce gelir sizin terazilerinizin kefesine çıkarlarınız daha ağır basar. Bu yazıyı gazeteme yetiştirmek için acele ederken yanımda bulunan arkadaşım bir filmde duyduğu sözü söyledi tamda bu satırları yazıyorken ”Sizler istiyorsunuz ki hem ayranım dökülmesin hem testim kırılmasın” anlarsınız ya.
Konumum icabı gündemde olanlardan kopmamak adına özellikle canlı yayın futbol programlarını takip ederim. Bir spor kanalı var ki moderatörleri ve konukları hatta canlı yayında telefonla bağlananları bile hemen hemen aynı kişiler. Kısacası körler sağırlar birbirini ağırlar misali. Anlayacağınız programın büyük bölümünün konusu tabii ki Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe. İşte yukarıda yazdığım kişilerin bazıları burada ”Bol Bol” atıp tutuyorlar bağlı bulunduğu gazeteden yazarak salladığı yetmiyormuş gibi yeter ki ona etiket olsun. Ardından bir başkası kapıyor mikrofonu efendim Aziz Yıldırım kulüpten ilişiğini kestiği herkesle kavgalı ayrılıyormuş hocasından Fenerium mağaza müdürüne aşçısına kadar. Kardeş soruyorum; Aziz Yıldırım kim bu kulübün başkanı patronu peki sen kimsin senin cebinden bir şey çıkmadığı için atıp tutman kolay lakin oradan sallarken amacın başka tuttuğun renklerin başarısı için her şey mubah öylemi. Peki soruyorum sana taraftarı olduğun kulübün başkanı sürekli olarak sözleşmeleri devam eden başka kulüp futbolcularını gizli gizli ayartıyor, fair play adına neden sesin çıkmıyor bunları neden konuşmuyorsunuz o ekranlarda yürek lazım yalan mı?
Diyorum ki: ”Yapmayın beyler yıkmayın beyler durup durup futbolun içine etmeyin beyler.”
Allaha emanet olun…