İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, dün yaptığı konuşmada “FETÖ ile mücadelede daha işin yüzeyindeyiz. Denizde henüz kulaç atıyoruz” dedi.
Bir yerde gizli örgütler ve sinsi planlar varsa, arkasında da devletlerin istihbarat destekleri vardır. Bunu daha önce detayı ile yazmıştım. Bugün buna değinmeyeceğim. Ancak bilmemiz gereken yeni bir konuyu gündeme getireceğim.
Bakan Soylu’nun açıklamasından FETÖ’nun paralel devlet yapılanmasının bütün unsurları ile henüz ortaya çıkarılamadığını anlıyoruz. Ancak istihbarat birimleri bunun tespiti için çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdürüyor. Elbette ki Türkiye, bu hainlerin devletin içindeki tüm etkinliğini, faaliyetlerini ve uzantılarını ortaya çıkaracaktır.
Katil polis Mevlüt Mert Altıntaş’ın Rusya Büyükelçisi Karlov’a düzenlediği suikast bize devletin yeniden yapılanmasının ne kadar zorunlu olduğunu bir kez daha göstermiştir.
Devletin içinde, 657 zırhını, makam ve mevki gücünü kullanarak, terör örgütlerine hizmet eden hangi örgüt üyesi olursa olsun, hepsinin devletten sökülüp atılması için yeni yapılanma da geliyor.
Bakan Soylu’nun “henüz işin yüzeyindeyiz” söyleminden yeni bir yapılanma öncesi yapılan çalışmaları anlayabiliriz.
İstihbarat, asker, emniyet ve bakanlıklarda, üniversitelerde üst düzey görevleri olan, özellikle de özel kalem, koruma, üst düzey bürokratların geriye doğru çapraz taranması yapılıyor. Yapılması da gerekiyordu. Devlet adeta kendine format atıyor. Virüsleri ayıklayarak, güçlü bir devlet olmak için yeni bir yazılım programı geliştiriyor. 21. Yüzyıla uygun, küresel dünya sistemi içinde Türk Devleti’ne yön verecek, bağımsız, saf, duru, milletin değerleri ile örtüşecek güçlü devletin ortaya çıkarılması için bir daha hacklenemeyecek bir anti virüs programı oluşturulmaktadır.
Yeni yazılım programı ile oluşturulacak yeni Türk tipi başkanlık sisteminin kabulü ile Türkiye millet olarak beklediğimiz ve özlediğimiz yapıya kavuşacaktır. İşte ondan sonra devletimiz küresel dünya sistemi içerisinde, uluslararası arenada atağa geçecektir. İç ve dış politikasında milletimizin beklediği manevraları daha kolay yapmaya başlayacaktır. Etkin ve saygın bir devleti dünya daha net görecektir.
Ancak bunu hala anlamayanlar, ya da birilerinin etkisi altında kalanlar var.
Bunun bariz örneğini önceki gün TBMM Anayasa Komisyonu’nda gördük. TBMM Anayasa Komisyonunda AK Parti milletvekilleri anayasa değişikliği teklifi üzerinde genel görüşmelerinin tamamlandığı yönünde önerge verdi. Önergenin oylanması üzerine CHP Grup Başkanvekili Engin Altay söz almak istedi. Söz verilmemesi üzerine CHP milletvekilleri ayağa kalktı. Altay, Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop’a yönelik, “Eşkıyalık yapma. Söz istiyorum. Ne yapıyorsun?” demesi üzerine tartışma yaşandı.
Tartışmanın devam etmesi üzerine CHP milletvekilleri, AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Kemalettin Yılmaztekin’e su attı.
Bu neyin hazımsızlığıdır?
Bence CHP şiddetini değil, fikirlerini konuştursun. Kavga siyasetini de bıraksın. Türk milleti 15 Temmuz’da yeni bir tarih yazdı. Şimdi sıra Meclis’te…
15 Temmuz Gazisi millet sizi izliyor…