Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas, pazar günü Filistin Ulusal Kurtuluş Hareketi “Fetih” Merkez Kurulu üyesi Muhammed İştiyye’yi yeni hükümeti kurmakla görevlendirdi.
Fetih Hareketi Merkez Kurulu iki ay önce Rami El-Hamdallah’ın yerine bir başkasının başbakan olmasını tavsiye etmiş, bunun üzerine Filistin Başbakanı istifasını sunmuştu.
El-Hamdallah’ın ipinin çekilmesine iki şey yol açmıştı.
Birincisi, hükümetin tüm tepkilere rağmen uygulamaya çalıştığı sosyal güvenlik yasasını protesto için Batı Yaka’da düzenlenen gösteriler.
İkincisi ise Fetih içinden gelen tepkiler.
Fetih’in önde gelen isimleri hareketin lider kadrosundan bir ismin başbakan olmasını istiyordu.
Bu nedenle, Filistin Yönetimi Başkanı’nın İştiyye’yi başbakan tayin etmesi üzerine, “Abbas, Fetih’ten gelen baskılara boyun eğdi” şeklinde yorumlar yapıldı.
Filistin’de kurulacak yeni hükümetin sadece başbakanının ve bazı bakanlarının yeni, politikalarının ise bir önceki hükümetin politikalarının devamı olacağı söylenebilir.
Çünkü hükümetin genel politikasını Abbas belirliyor.
Filistin Yönetimi Başkanı, uzun bir süredir Gazze Şeridi’ne çeşitli yaptırımlar uyguluyor.
İsrail ablukasının üzerine eklenen yaptırımların amacı Gazze halkını boğarak Hamas’a ve diğer direniş gruplarına boyun eğdirmek.
İştiyye başkanlığında kurulacak yeni hükümetin de bu politikayı sürdürmesi bekleniyor.
Filistin Yönetimi ve Fetih, Gazze Şeridi’nin az da olsa nefes almasını sağladığı için Mısır’a tepkili.
Hükümeti kurmakla görevlendirilen İştiyye, katıldığı bir televizyon programında yaptığı açıklamada, Mısır’a olan kızgınlıklarını dile getirerek şöyle demişti:
“Filistin Yönetimi’nin yaptırımlarının Gazze Şeridi’nde patlamaya yol açabileceği yönünde yorumlar var. Bu nedenle Mısır’daki kardeşler Gazze Şeridi’ne nefes aldırmak için bazı şeyler yapıyorlar. Biz uyguladığımız yaptırımların delinerek Gazze Şeridi’ne nefes aldırılmasını istemiyoruz.”
Rami El-Hamdallah, Abbas’ın kararlarını harfiyen uygulamıştı.
Doğrusu, uygulamama gibi bir şansı da yoktu.
En küçük itirazında görevden alınırdı.
İştiyye’nin ise Gazze halkını en ufak bir nefes dahi aldırmadan boğmaya dünden hevesli olduğu anlaşılıyor.
Bu zihniyette birinden Filistin’e ve özellikle de Gazze’ye ne hayır gelir?
Kudüs ve Mescid-i Aksa tehdit altında.
Bu satırların yazıldığı sırada İsrail polisi Mescid-i Aksa’da Filistinli kadınları darp ediyordu.
Abbas ve çevresini saran cüceler Filistin davasına yönelik tehlikelere karşı önlem almak yerine Gazze Şeridi’yle uğraşmakla meşguller.
Gazze Şeridi’ni ele geçireceğiz derken Batı Yaka’yı tamamen işgalcilere kaptırıyorlar, haberleri yok.
“Ya Hamas boyun eğip Gazze Şeridi’ni bize teslim eder ya da Gazze Şeridi’ni yok sayıp Batı Yaka’da kendi işimize bakarız” havasındalar.
O nedenle İştiyye başkanlığında kurulacak yeni hükümetin de “bölücü” olacağı yorumları yapılıyor.
Filistinli gruplar Abbas’tan uzlaşı anlaşmalarını hayata geçirerek, milli birlik hükümeti kurmasını ve daha sonra başkanlık ve parlamento seçimleri yapılmasını istiyor.
Yani sandığın hakemliğine başvurulması ve halkın oylarıyla yeni bir yönetim teşkil edilmesi çağrısında bulunuyorlar.
Halk iradesinin kendilerinden yana tecelli etmeyeceğini çok iyi bilen Abbas ve çetesi ise tüm bu çağrılara kulak tıkamakta kararlı.
Çeşitli ayak oyunlarıyla ve işgalin gölgesinde sözde saltanatlarını sürdürme peşindeler.