“Eşim beni aldattı çok mutsuzum” -3

Abone Ol

Cinsel yönden iktidarsız olan erkek, bunu gizlemek ve psikolojik olarak çok ağır gelen bu yükü taşıyabilmek adına daha ağır bir yük alır ve ilâç alarak harama bulaşır. Bununla kendisinin sağlıklı olduğu zannını ve algısını yaşar ve yaşatmaya çalışır. Sanal ilgilerle mutlu olmaya çalışarak kendi gerçeğinden kaçar. Bazen de “Ben normalim senin yüzünden böyleyim, sen bana yetmiyorsun” diye eşini suçlar, doktor doktor dolaştırır yine de doktora inanmaz ve en basit şeyleri bahane ederek suçlamalarına devam eder.Yanlış yaşamayı iş edinmiş bazı kadınlar, sadece parası için erkelere yanaşır, elde eder, üzerine olabildiğince mal varlığı, lüks eşyalar, elektronik aletler, ev, araba, tatil gibi konforuna hizmet eden hizmetleri alır, sonra da bahaneler uydurup ortadan kaybolur. Hatta eşini çoluk çocuğunu terk edip başka bir kadınla evlenen erkeklerin, evlendikten yıllar sonra, yeni eşin her şeyi üzerlerine alıp ortadan kaybolduğu ve adamı ortalıkta bıraktığına ya da ayrıldığına dair çok örnekler var. Sen aldatırsan, aldatılırsın, haksızlık yaparsan sana da bir yapan bulunur. Bilerek yanlış yapmak, hayat alanına hormonlu deve dikeni ekmek gibidir. Acı ve sıkıntılar hayatı o kadar doldurur ki, mutlu olmaya alan bırakmaz.Aynı şekilde, neredeyse vaktinin tümünü sosyal medyada başkalarını takibe harcayan, evdeki eşine “seni seviyorum” bile demediği halde, başka erkekleri beğenen, birisiyle yanlış bir kanala girince, evde çeşitli bahanelerle şikâyet üreten ve ayrılacağım diye tutturan kadın sayısı da az değildir. Yanlış ilişki yaşadığı erkeğe sadakatli (!) olmak adına eşi ile yatağını ayıran ve gözü hiçbir şeyi görmeden yalan ve sahte vaatlere kapılıp mutluluğu yakaladım zannıyla her şeyi göze alan kadınlar, bilmeliler ki, yuva yıkanın yuvası olmaz. Kendisini para ve istismar için kandıran erkek çoğunlukla evlidir, bekârım diye yalan söyler. “Borcum var, borcumu bitireyim evlenelim der”, eşine parasını vermeyen kadın, yabancı erkek için bütün ziynetlerini verir, başkalarından borç bulur, adeta para yağdırır. Bunun devamını isteyen çıkarcı erkek ise, ihtiyacı olan sevgiyi bol bol vererek kendisine bağımlı hale getirir. Kadın ise bu mutluluğun sarhoşluğu ile eşine yüksekten atıp tutar, tehdit eder. Arkasında kendisini her durumda koruyacak bir erkek var zanneder. Bilmez ki haramın binası, ihtiraslının sınırı, yanlışın durağı olmaz. Bir süre sonra çocukları, eşi ve birileri fark eder. Erkek bu durumdan çok rahatsız olur çünkü işine gelmez ve biraz görüşmeyi seyrekleştirelim der ve giderek ayağını çekmeye başlar. Kadın krizdedir ve bu can havliyle oda sıkıştırmaya ve tehdit etmeye başlar. Kadın intihar etme tehdidinde bulunursa da artık erkek uzaklaşmaya başlamıştır. Bir süre sonra da koparlar. İşte bu, tam bir bunalım fotoğrafıdır. Kaybolan aile huzuru, çocukların gözündeki hayal kırıklığı, eşi öğrenince tepkisi ve eşine sınırlar koyması, kaptırılan paralar, ayyuka çıkan kavgalar, boşanma aşamaları, mahkemeler derken, kaç kişilik bir aile mahvolur. Sonuç, sıfıra sıfır elde var sıfır.

                                                                        

Nasipse devam edecek…