Evde onu namusuyla bekleyen eşine karşı telâfi edilemez bir güven ve sevgi kaybı yaşatır.Kadın ya da erkek bunu kolay unutamaz. Hatırına geldikçe krize girer ve karşısındakini de krize sokar. Bu durum, evlilik devam etse bile, yıllarca eşinin içinde bir yara olarak kalır.Toplumda her insanın bir itibar alanı vardır. Bu alanda yaptıkları duyulduğunda, “Artık kimseye güven kalmadı, bu insan bile bunu yaptıktan sonra” der ve insanlara dair güven zaafı yaşatır.Bu yanlışı yapanlar, namazında abdestinde, Müslüman kimliği taşıyan insanalarsa, ne yazık ki, “Dindarlar da artık hep böyle” algısı oluşabilir. Bu da hem dinimize hem de çevremizdeki diğer inancını yaşayan insanlara duyulan güvenin sarsılması anlamına gelir ki, bunun hesabını Allah’a (cc) nasıl vereceğimizi ciddi ciddi oturup hesap etmeliyiz.Yalan yanlışla birlikte bulunur. Yaptığı yanlışın duyulmasını engellemek, yaptığı harcamaları gizlemek ve eve gelmediği zamanları açıklamak için yığınla yalan söylemek zorunda kalırlar. Bu yalanlar, bir süre sonra artık inandırıcılığını yitirdiği için, başka soruları ve sorguları gündeme getirir. Bu da beyefendiyi (ya da hanımefendiyi) zora sokacağı için, hırçınlaşmaya, rest çekmeye, çekip gitmeye ve ayrılmakla tehdit etmeye başlar.Kimi erkek te yaptığı yanlışı unutturmak için eşinin namuslu olduğunu bile bile, ona, “Şuna niye baktın, bu saate kadar neredeydin, doğru söylediğini ne bileyim, kiminle yazışıyorsun” gibi soru ve sorgularla, eşinin olmayan bir durumu ispat etme karmaşasına sokar. Karşısında asla ona inanmayan bir eşe kendisini ispat edemeyeceği için, zaten kapıda hazır bekleyen depresyon eşinin gönlünün başköşesine kurulur. Artık hanım, lâf anlatamadığı eşinin saldırıları karşısında pes etmiş, küsmüş ve ümidini yitirerek içe kapanmıştır. Erkek te eşi peşini bıraktıktan sonra, daha rahat kendi yanlış yolunun yolcusu olmaya devam eder.
Evli bir erkeği ayartan, çoluk çocuğunun boynunun büküp kalmasına razı olan bir kadın, o erkekle evlense bile, aynı şeyi yeni evlendiği eşine yapmayacağına nasıl güvenilebilir? Bazen kadın da evli olabiliyor, ikisi de evli iken başka birisi ile eşini aldatıyor. O zaman eşine sadakat göstermeyen sana niye göstersin? Bu da aslında erkeğin de kadının da karşısındakine güvenini zedeleyen bir husustur. Siyasi ve sosyal arenada bilinir ki, yabancı düşmanlar yerli işbirlikçilerini çeşitli vaatlerle kandırır ve ülkeleri aleyhine işbirliği yaparlar. İşlerini gördükten sonra da onları pasifize eder ve çoğunlukla da bir bahane ile ortadan kaldırırlar. Çünkü vatanına milletine ihanet eden, kendilerine niye sadakat göstersin diye düşünürler. Yani ihanet eden aynı zamanda kendisini ve var olan güveni harcamış demektir.Eşini kendisinden tahsil, beceri ve maddi yönden açısından aşağıda görüyorsa ve arkasında aile desteği de yoksa daha kolay zalimleşebiliyor, hiçbir kural tanımadan ve Allah’tan da (cc) korkmadan ezebiliyor. Yanlış yapma hakkını (!) kendisinde görebiliyor.
Nasipse devamı yarın…