“Eşim beni aldattı, çok mutsuzum” -1

Abone Ol

“11 yıllık evliyiz, 8, 4, 1,5 yaşlarında üç çocuğumuz var. Eşim beni aldattı. Telefonda mesajlarını yakaladım. Ona ‘Canım, bitanem’ demiş. Ben bu kadar yıllık eşiyim, bana bir kere bu sözleri söylemedi. Demek ki söyleyebiliyormuş, bana lâyık görmedi demek ki. Bunca yıldır param yok diyerek bizi tatile götürmedi, birlikte tatile gitmişler. Kendimi inanılmaz derecede değersiz hissediyorum ve adeta kilitlendim, hiç bir şey yapamıyorum. ‘Bir hata yaptım, şimdi ayrıldım, bitti, artık büyütme, kapat bu konuyu’ diyor fakat içim rahat değil, güvenim yok, özür bile dilemedi. Bu konuyu içimde kapatamıyorum, sürekli ağlamak istiyorum. Ne yapmalıyım bilmiyorum”

Evliliğin temelleri sadakat üzerine kuruludur. Hangi dinden, hangi inançtan olursa olsun, ahlâki yapısı sağlam kalmış toplumlarda sadakatsizlik asla hoş karşılanmaz. Evliliğe ve eşine sadakatsizlik etmenin hiç bir haklı gerekçesi olamaz. Bu aile birliğine, güvene, duygulara, topluma ve değerlere indirilmiş ağır bir darbedir. “Bir hata yaptım, bitti, unut gitsin” denecek bir mevzu da değildir. Kaybolan para değil, eşya değil, mal mülk değil, insanları ve toplumu ayakta tutan ahlâk ve güvendir. Bunun kaybı çok ciddi zararlara gebedir.

İnsan sadece kendisini aldatır

Çünkü yanılan kendisidir. Aslında ‘aldatmak’ kelimesi aldatılan için değil, aldatanın kendisi için kullanılmalı çünkü asıl aldatılan, zarar gören ve içten bir yıkımı başlatan kişinin kendisidir. Bu, yanlışı yapanın insanî bir zaaf içinde olduğu, değerlerinde erozyon yaşadığı, ne yaptığının ve bu yaptığının kendisine, eşine ve çocuklarına ilâveten topluma ne kadar zarar verdiğinin farkında olmamak demektir. Hazlarının peşinde gidecek derecede zemin kayması yaşadığının ve aklının bunu engelleyecek bir gerekçesinin olmadığının ifadesidir. Bir insanın ayağının kayması; farkında olmasa da, dengesinin şaştığının ve acilen yardıma ihtiyacı olduğunun adeta imdat çığlığıdır.

Her yanlış adım zararı katlar

Yasak ilişki yaşayanlar, kendilerine ve topluma zarar vermekte işbirliği yapmışlardır. Bunların zararlarını kabaca şöyle sıralayabiliriz. 1. Kendilerine ömür boyu vicdan azabı ve pişmanlık tohumu ekmiş olurlar. 2. Bunları bilenlerin onlara ahlâki anlamda itimatları sarsılır. 3. Aynı yanlışı birlikte yaptıkları arkadaşları bile, onlara güvenip evine almak istemez, güvene dayalı bir işbirliğinde tercih etmez. 4. Çocukları babam annemi (ya da annem babamı) aldattı der ve evleneceği zaman kendisine olumsuz bir örnek ve nefret taşıyarak, gönlünde kocaman bir yara olarak evlenir. Kız çocukları, eşimde babamın annemi aldattığı gibi eşim de beni aldatırsa diye sürekli bir kaygı taşıyabilir ve bu kaygı bazen ciddi sıkıntılara sebep olabilir. Erkek evlât ise, annesinin çektiği sıkıntıları görüp babasından nefret edip annesinin yanında yer alabilir ya da o da babasının yolundan gidip eşini aldatabilir…

Nasipse devamı yarın…