Belediyelerde hâcet-i asliyye yani altyapı işleri çözüldükten sonra eğitim, kültür-sanat işlerine sıra gelir. Oysa altyapı işleri günümüze ve yakın geleceğe; eğitim, kültür-sanat ise uzak geleceğe yatırım yapmaktır.
Şimdi size uzak geleceğe yatırım yapan bir belediyeden söz edeceğim. İstanbul’un tarihî dokusunun dışında olmasına rağmen Esenler Belediyesi uzun yıllardır bıkmadan, usanmadan kültür ve sanatın merkezi olmayı başarıyor.
Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu edebiyattan sinemaya sanatın her alanında uzun soluklu faaliyetler yapıyor. Şehir Düşünce Merkezi tarafından yayınlanan Şehir ve Düşünce dergisi 22. sayısında “Şehir ve Teknoloji” başlığını konu edinmiş. Litros Sanat dijital gazetesi ise hayata sanat gözüyle bakanların yayını olarak varlığını sürdürüyor. Şehir Ekranı TV de yayınlarına devam ediyor. Ben de katılma imkânı buldum. Saliha Erdim Hanımefendi ile hayata dair bir sohbet gerçekleştirmiştik. Esenler Belediyesi bunun gibi çok sayıda kültür-sanat mecrasıyla insanlara doğru, iyi ve güzel bilgiler verme çabasını sürdürüyor.
5. Esenler Film Festivali’nin açılışına da katıldım. Kısa film yarışmasının yanı sıra sinemaya dair çok sayıda söyleşi ve oturumla dolu bir festival gerçekleştirildi. Festivalin bu yılki teması “Aile” olarak seçilmiş. Başkan Göksu, “Bugün bizim gibi toplumlar üzerinde inşa edilmek istenen cinsiyetsizleştirmeye karşı ailenin varlığını ve kutsallığını 7’den 70’e herkese bu beyaz perdede aktarmak istiyoruz. Film festivalimizin gayesi budur.” dedi.
Festivalde usta oyuncu Müge Akyamaç ile usta seslendirme sanatçısı Mazlum Kiper’e onur ödülü verildi. Programdan önce Mazlum Kiper’le Esenler Belediyesi’nin kültür işleri müdürü ve festivalin organizasyon yönetmeni Hüseyin Cerrahoğlu’nun odasında sohbet ettik. Hüseyin Bey her zamanki gibi tatlı bir telaş içinde işlerin yetişmesi için koşturuyordu.
Şirketimizin ilk işlerinden “Trabzon” tanıtım filmini 1996 yılında Mazlum Kiper seslendirmişti ve daha sonra farklı projelerde çalışmıştık. Mazlum Bey, uzun yıllar İsveç’te yaşamış. İsveçlilerin kökenlerinin Türk olduğunu söyledi. Finlandiyalıları duymuştum ama İsveçlilerin Türk kökenli olmalarını ilk defa duyduğumu söyleyince Prof. Sven Lagerbring tarafından 18. yüzyılda yazılan adlı bir kitaptan söz etti. Ben de aynı gün İstanbul Ticaret Üniversitesinde Dr. Latif Çelik’le “Almanya’da Türk İzleri” konulu bir sohbet yaptığımızı anlattım.
Bu önemli festivalin arkasında onlarca isim vardır ama işin önünde olan birkaç isimden bahsetmesem olmaz. Kültür-sanat alanından sorumlu Başkan Yardımcısı Dr. Hasan Taşçı, Festival Direktörü Suat Koçer, danışman ve yönetmen Ahmet Toklu, bu başarılı etkinliğin perde arkasındaki kahramanlardır. Suat Koçer, yazar ve festival direktörü olarak uzun yıllardır sektöre hizmet ediyor. Açılış programının sonunda Dr. Hasan Taşçı’nın makamında bir çay içimi kadar nefeslendik. Hasan Bey, kitabını imzalama lütfunda bulundu. Okuyorum; Sadettin hocayla medeniyet yolculuğundan çok şey öğrenmeye başladım. Şehre, kültüre, medeniyete değer katanlara selam olsun.