Bir sol hezeyanıdır tutturmuş gidiyorlar…
‘Eş Başkan, Eş Cinsel, Eş Genel Başkan, Eş Komutan’ hatta artık ‘Evlilik’ demiyor ‘Eş Yaşam’ diyorlar…
Bir tek ‘Eş Önder’ yok. Zaten olması da beklenemezdi; Bir Kemalist Mustafa Kemal’e, bir Apoist de Öcalan’a ‘EŞ’ koşup haşa şirke düşme gafletinde bulunmazdı…
Bu sihirli ‘Eş’ kelimesi ile üyelerinin tümünün Kürt olduğu parti ve örgütlerin başına; üye sayısı örgüt ve parti isminin harf sayısı kadar olan Devrimci Türksolu örgütlerinin mensupları geçti…
Belediye başkanlığı ve Milletvekilliği başta olmak üzere her konuda NİMET paylaşımı yaparken Kürtsolu [Aposist] ile Türksolu [Kemalist] arasında üye sayısına, taban gücüne bakılmaksızın ‘EŞ’ kelimesinin gücü esas alınmış; tabiri caizse ‘Dokuz kişiye bir, bir kişiye tam dokuz pul verilmiş.’
Ancak sıra KÜLFET paylaşımına gelince işler değişmiş nimeti ortadan ikiye bölen ‘EŞ’ yok olmuş; tüm külfet Kürtsolu namı hesabına kaldığı için ödemek de onların kulu olan mazlum Kürtlere kalmış…
Yıkılan tüm şehirler Kürtlerin. Ölenler, göç edenler, ocağı sönenler hep Kürtler.
Duran Kalkan’ın deyimi ile ‘Halkların Demokrasi Gücü PKK’ya bu perspektiften bakın.
Asla savaşmayan Kandil’de harem kurmuş üst yönetimi tam da dedikleri gibi ‘Halklar’dan oluşan Eş başkanlardan müteşekkil hatta Anadolu’daki nüfus oranları esas alınarak çoğunluk da Türklere verilmiş. Ancak savaşan ve ölenler hep Kürtler…
Halklardan oluştuğu iddia edilen bir ordu tasavvur edin komutanlar tüm Halklardan ama askerlerin tümü bir halktan. Bir de o halklar adına komutan olmuş birinin çıkıp eşitlik zırvası yaptığını tasavvur edin.
Başkanlıklar, Vekillikler, İhaleler Kemalistlere; ölümler, hapisler Apoistlerin kulu Kürtlere kalmış.
Kemalist kadınlara mor fularla podyumlarda show yapmak, Kürt kadınlara ölüp sokakta teşhir edilmek kalmış.
Eş Başkan olan Yüksekdağ’ın tabanına Cihangir cafelerinden tivit atmak, Demirtaş’ın tabanına Kürtlerin evine roket ve molotof atmak düşmüş.
Kısacası ‘Eş Koltuk’ var ama ‘Eş Mezar’ yok.!
Anlayacağınız Sosylizmin EŞitliği sadece nimetlerin paylaşımında var; Anaların ağlamasında bir EŞitlik yok.!
Haklarını yemeyeyim…!
Başında ‘EŞ’ olan varlıklardan; İnsanlara göre en aşağılık olan-Solculara göre en onurlu olan ‘Eş Cinsel’in meşrulaştırılması, avukatlığı ve propagandası tamamen Kürtlere kalmış.
Kürtler adına bu büyük kazanıma (!) isterseniz ‘Türkün Gücü’ deyin, isterseniz ‘Kürdün Enayiliği’ deyin.
Bence mevzu başka…
Kemalistler ‘çağdaşlık’ adı altında Türk toplumun bir dönem istedikleri dönüşümü gerçekleştirip tüm değerlerini ayak altına alıp onları ‘Çağdaş’ yaptılar ama Apoistler hala bu görevlerini yapamadı; Kürtler hala İslamda, değerlerinde, aile kavramında ısrar ediyor.
Apoistler de Kemalizmin açtığı aydınlık yolda(!) Kürtleri Çağdaş yapana kadar bu mücadeleyi verip sahiplerine sadakatlerini göstermek zorundalar.
Sahipleri kim mi.?
HDP’nin Diyarbekir’de dün yapmayı planladığı LGBTİ etkinliğini halkın tepkisi üzerine iptal etmek zorunda kalması sonucunda sosyal medyadan ABD ve İngiltere’ye ingilizce tivit yazarak ‘Radikal İslamcılar, Diyarbekir’de LGBTİ etkinliğine linç tehditi ile izin vermedi’ demesinden anlaşılmıyor mu.?!
Son olarak dün bir Kürdün attığı tiviti sizinle paylaşmak istiyorum.
“Anadilim ile eğitim için LGBTİ ahlâksızları ile ittifak yapacağıma dilimi keserim”
Selam ve dua ile…