Ermenistan’ın Stratejsi

Abone Ol

Ermenistan ordusunun saldırısı ile başlayan çatışmalar, 28 yıldır işgal altında kalan topraklarını kurtarmak üzere Azerbaycan ordusunun karşı atağı ile devam etmektedir. 20 günü aşkın bir zamandır Yukarı Karabağ çevresinde devam eden çatışmalarda, şimdiye kadar Ermenistan ordusunun asker ve teçhizat yönünden büyük kayıplar verdiği, işgal altında tuttuğu çoğu yerleri boşaltmak zorunda kaldığı gözlenmektedir.

Paşinyan yönetimindeki Ermenistan’ın, beklenmeyen bu  hezimet, geri çekilmenin verdiği dağınıklık ve kaybetme psikolojisi ile, savaşı daha geniş alanlara yaymak için Azerbaycan’ın farklı şehirlerine roket ve ağır silahlarla saldırdığı görülmektedir.

27 Eylül’de Yukarı Karabağ’da başlayan çatışmalarda Ermenistan’ın önemli kayıplar vermesi beklenmeyen bir durum olarak görülmektedir. Zira Ermenistan’ın son beş yıldır silahlanmaya büyük kaynak ayırmasının yanında Rusya, Fransa, İran ve çoğu AB ülkelerinin desteğini almakta olduğu bilinmektedir. Buna rağmen Ermenistan, Azerbaycan ordusu karşısında büyük darbeler almaya devam etmektedir.

Paşinyan yönetiminin Rusya ile arasının çok da iyi olmadığı, daha ziyade Amerika ve batı ülkelerine yakın bir politika izlediği bilinmektedir. Savaş başladıktan sonra Ermenistan ordusunun hezimeti ile başlayan süreç boyunca Paşinyan, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütünün (KGAÖ) bir üyesi olarak Rusya’ya müracaat ederek yardım talep etmiştir. Bu yardım talebi, savaşı durdurmaya yönelik olmaktan ziyade doğrudan Rusya’dan askeri müdahale şeklindedir. Rusya, yaptığı açıklamalarda da görüldüğü üzere savaşın Azerbaycan toprağında olduğunu ileri sürerek bu talebi şimdilik geri çevirmiş bulunmaktadır.

Bu nedenle Ermenistan, savaşı Yukarı Karabağ’ın dışına yaymak için Gence başta olmak üzere farklı şehirlere saldırarak, Azerbaycan’ı da benzer saldırıya teşvik etmektedir. Şayet Azerbaycan da Yukarı Karabağ dışındaki Ermeni şehirlerine saldıracak olursa, KGAÖ üyesi olarak Rusya devreye girmiş olacak ve askerlerini sahaya sürecektir.

Ermenistan’ın izlediği diğer strateji, Fransa, İran, Amerika ve diğer Avrupa ülkelerinin desteğini alarak Azerbaycan ve onun arkasındaki ülke olan Türkiye’ye baskı uygulamaktır.

İran’ın her zaman Ermenistan ile iyi ilişkiler içinde olduğu, zaman zaman bu ülkeye silah ve farklı yardımlar yaptığı bilinmektedir. Hatta çatışmalar başladıktan sonra bu ülkeden Ermenistan’a tırlar ile silahlar gönderilmiştir. Fakat ülkedeki 40 milyonu aşkın Türk nüfusun bu teşebbüsten rahatsızlığı görülünce ve gösteriler başlayınca, İran şimdilik bu desteği çekmiş görünmektedir.

Paşinyan’ın, AB devletlerine sürekli yardım çağrıları yapması, şayet yapılmazsa “Türklerin ancak Viyana’da durdurulabileceği” feryatları batı dünyasında bir sonuç vermiş bulunmaktadır. Fransa ve Almanya başta olmak üzere AB ülkelerinin, savaşın bir an önce durdurulması için Azerbaycan’a ve ona destek veren Türkiye’ye çağrıları, gerekirse ambargo tehditleri bunun sonucudur. Seçim sürecinde olan Amerika da açıktan bu yönde Ermenistan’a destek vermektedir. Yani geleneksel “Türk korkusu” batı dünyasını Ermenistan lehine harekete geçirmiştir. Bu süreçte dikkat çeken durum, savaşın durdurulması çağrıları yapılırken, “işgal ettiği toprakları derhal boşaltarak kendi sınırlarına çekilmesi” yönünde Ermenistan’a tek bir sözün bile söylenmemiş olmasıdır.

Savaşı cephede kaybeden Ermenistan’ın, dış dünyadan destek almaya yönelik izlediği strateji bu ülke adına başarılı olarak görülmektedir. Rusya, Amerika, AB ülkeleri ve hatta bölgedeki çoğu “Müslüman ülkenin” desteği Ermenistan’ın yanında görülmektedir. Bu durumda Azerbaycan ordusu işgal ettiği yerleri geri almak için acele davranmazsa, her geçen saat aleyhine dönebilir.