Ermeni tehciri

Abone Ol

Ermeniler, diğer Gayrimüslimler gibi Osmanlı devletinde 19. asra kadar hiçbir şikayetleri olmadan yaşadılar. Büyük devletlerin bazı vaatleri ile 1877-78 Osmanlı-Rus savaşından sonra Osmanlı devletinde Ermeni terörü ve bununla beraber de Ermeni sorunu ortaya çıktı.

Bu dönemde Ermenilerin arkalarında, aynı PKK’da olduğu gibi onlara silah, bilgi ve lojistik destekler sağlayan İngiltere, Fransa, Rusya, Amerika, Avusturya, Almanya gibi devletler vardı. Kıbrıs’ın yönetiminin 1878’de geçici olarak İngiltere’ye verilmesi Ermeni terörünün tırmanması ve isyanlara dönüşmesine zemin hazırladı. Çünkü İngiltere, Kıbrıs’ı Ermeni terör grupları için eğitim, toplanma ve lojistik destek yeri haline getirmişti.

Osmanlı devleti, Berlin Antlaşmasının getirdiği yıkıcı etkiler, ekonomik sıkıntılar, dış baskılar, içeride muhalif sesler ve salgın hastalıklar gibi sorunlar ile uğraşırken, Ermeniler öldürücü bir ağ gibi devlet bünyesini sarmış; suikastlar, saldırılar, kundaklamalar vs gibi terörize eylemlerle toplumu bunaltmışlardı.

Silah ve para sıkıntıları yoktu. Osmanlı devletinin tüm düşmanları onların arkasındaydı. Kendi içlerinden çıkan sağduyulu sesleri de hemen ortadan kaldırıyorlardı.

Osmanlı devleti, I.Dünya savaşına girdiğinde iki sorun en büyük handikapıydı; Ermeni terörü ve ekonomik sıkıntı.

Osmanlı devletinin savaşa girmesi, Ermeni terör grupları için bayram havasına sebep oldu. Hayal ettikleri devletlerine kavuşacaklardı. Savaş başlayınca Ermeni saldırıları daha da arttı. Korumasız kalan köylere ve kasabalara saldırarak kadın, çocuk, yaşlı ve hasta ayırımı yapmadan akla hayale gelmeyecek tarzda işkencelerle insanları katlediyorlardı.

Çanakkale deniz savaşında başarı gösteremeyen itilaf güçleri, kara savaşına hazırlık yaparken, içerde de devleti uğraştırmak için 1915 yılı başlarından itibaren Van, Erzurum, Muş ve Bitlis’te Ermenileri isyana hazırladılar.

Rus ordusunda da on binlerce Ermeni görev almıştı.

Başkumandan vekili Enver Paşa’nın Ermenilerin isyana hazırlandığı istihbaratını Dahiliye Nazırı Talat Paşa’ya iletmesiyle Osmanlı devleti, 24 Nisan 1915’te İstanbul başta olmak üzere Ermeni terörünün beyni olan 235 kişiyi tevkif ederek cezaevine gönderdi.

1 Haziran 1915’ten sonra geçerli olmak üzere de bir yıl süreli Tehcir kanunu çıkarıldı. Tehcirde Ermeni terör olaylarına karışan, savaş bölgelerinde tehlike arz eden Ermeniler, plan dahilinde o dönem Osmanlı coğrafyasında olan Lübnan ve Suriye taraflarına taşındı. İstanbul başta olmak üzere çoğu vilayetler Tehcir dışındaydı. Osmanlı devletinde bu sıralarda yaşayan 800 bin civarındaki Ermeni’den yaklaşık 400 bin civarında olan kısmı Tehcire tabi tutuldu.

Tüm Ermenilerin tehcir edildiği, çölün ortasına aç ve susuz bırakıldığı bilgileri tamamen yalandır. Gidenler, savaştan sonra geri dönüş haklarına sahiptir. Tehcire tabi olanların vardıkları mahallerde iaşe ve iskânları devletçe karşılanmıştır.

Soykırım veya katliam yoktur. Normal ölümler ve karşılıklı saldırılardan doğan telefler vardır. Fakat ortada Ermeni terörü ile şehit olan milyonun üzerinde çocuk, kadın, yaşlı ve korumasız masum Anadolu insanı da vardır. Nedense bunlar hiç dile getirilmemektedir.

Birinci Dünya Savaşı’nda tüm cephelerde savaş en şiddetli haliyle devam ederken, tehcirin uygulanması büyük başarıdır. Bu sayede Türkiye ve Türkler büyük bir felaketten kurtulmuşlardır.

Bu vesile ile büyük devlet adamı, vatanperver, Ermeni terörü kurşunu ile 1921 yılında Berlin’de 47 yaşındayken şehit edilen Talat Paşa’ya Allah’tan rahmet diliyorum. Saygı ile anıyorum.

Ermeni terörü sonucu şehit olan masum, gariban ve sahipsiz yüz binlerin mekânları cennet olsun.