Abdülfettah El Sisi geçtiğimiz Pazar günü Kuveyt’teydi.
Kuveytliler, Mısır cuntası liderinin para dilenmek için geldiğini ima ederek, “Allah’ım! Kuveyt hazinesini muhafaza eyle!” şeklinde dualar etti.
Kuveytlilerin çoğu için Abdülfettah El Sisi “istenmeyen misafir” idi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da dün Kuveyt’teydi.
Kuveyt Emiri Şeyh Sabah El Ahmed El Cabir El Sabah ile birlikte Kuveyt Uluslararası Havalimanı Yeni Ana Yolcu Terminali’nin temel atma törenine katıldı.
Temeli atılan terminal inşaatı, bir Türk firmasının yurt dışında tek başına kazandığı en büyük ihale.
Kuveytliler, Erdoğan’ın ülkelerine Abdülfettah El Sisi gibi para dilenmeye gelmediğinin farkında.
Bu nedenle ziyaretten oldukça memnunlar.
Türkiye’nin gıptayla izlenen başarılarından ve tecrübelerinden yararlanmak istiyorlar.
Bunu hem gazetelerde hem de sosyal medya paylaşımlarında açıkça görmek mümkün.
Kuveytli yazar Hamid Yusuf El Seyyid Haşim El Ğarbelli, Al Qabas (El Kabes) gazetesinde dün yayınlanan makalesinde Erdoğan’ın başarılarından örnekler verdi.
Milyonlarca Suriyeli mülteciye kucak açtığını, Türkiye’de yaşam seviyesini yükselttiğini, Arap ve İslam ülkeleriyle ve diğer ülkelerle başarılı ilişkiler kurduğunu, uluslararası güçler arasında askeri gerginliğin yükseldiği bir dönemde hassas jeopolitik sınırlara sahip ülkesini başarıyla yönettiğini, Türkiye’nin NATO’daki konumunu ve ülkesinin sınırlarını korumayı başardığını yazdı.
Yaşanan büyük krizden sonra Ankara’nın Moskova’yla yeniden dost olduğunu hatırlattı ve “Ebu Bilal, nasıl bir yaratıcı diplomasiye ve zekaya sahip?” diye sorarak hayranlığını ifade etti.
Kuveytli yazarın makalesinin sonunda dile getirdiği slogan da Türkiye’den ne beklediklerine işaret ediyor:
Ticaret ve imar…
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaret öncesi Kuveyt resmi haber ajansı KUNA’ya verdiği demeçte, Türkiye ve Körfez ülkelerini “sorunlarla boğuşan coğrafyada istikrar adaları” olarak niteleyerek, “Hep beraber bölgemizde barış, huzur ve istikrar arzu ediyoruz. Halkların çatışmalardan uzak müreffeh bir yaşam sürmelerini arzu ediyoruz” dedi.
Erdoğan’ın barış, huzur ve istikrara vurgu yapması önemli.
Çünkü Kuveyt, yakın geçmişte Arap Baharı rüzgarlarını ensesinde hisseden, Batı’nın ve Körfez ülkelerinin İran ile yaşadıkları gerginliklerden etkilenen bir ülke.
Bu nedenle Kuveyt Emiri El Sabah, Ürdün’de yapılan son Arap Birliği Zirvesi’nde Arap Baharı’nı yerden yere vurmuştu.
Kuveyt’in Mısır darbesine yaklaşımı Türkiye’nin yaklaşımından tamamen farklı.
Fakat bu görüş ayrılığı iki ülke ilişkilerinin her iki tarafın yararına olacak şekilde gelişmesine engel değil.
Kuveyt ayrıca Türk dizilerinin ilgiyle izlendiği ülkelerin başında geliyor.
Diriliş Ertuğrul’u, Bamsı’nın öldüğünü zannedip taziye çadırı kuracak ve Doğan Alp’in ölümü üzerine kaside yazacak kadar çok seviyorlar.
Kuveytliler arasında Türkiye’yi ziyarete ve Türkçeye de bir hayli ilgi var.
Geçen yıl yaklaşık 180 bin Kuveytli ülkemizi ziyaret etmiş.
Kuveyt’ten Türkiye’ye yönelik doğrudan yatırım miktarı 2016’da 22 milyon dolara ulaşmış.
Kuveytli ünlü analist Prof. Abdullah El Şayci, Abdülfettah El Sisi’nin ve Erdoğan’ın Kuveyt ziyaretleri vesilesiyle Twitter hesabında bir anket yaptı.
Takipçilerine sorduğu soru şuydu:
“Hangi devlet Kuveyt için daha büyük bir ticari ve stratejik müttefik sayılır?”
Son baktığımda cevaplar şu şekildeydi:
“Mısır (%10), Türkiye (%74), Mısır ve Türkiye eşit şekilde müttefik (%9), Mısır ve Türkiye Kuveyt’in müttefikleri değil (%7).”
Bu rakamlar Kuveytlilerin Abdülfettah El Sisi liderliğindeki Mısır’a ve Erdoğan liderliğindeki Türkiye’ye bakışlarını gayet güzel özetliyor.