Enflasyon bilinci

Abone Ol

Şu günlerde ülkemizde yaşayan her bir bireyin en çok yakındığı konu enflasyondur.

Toplumun her katmanında derinden hissedilen en önemli ekonomik konudur enflasyon.

Hele yaz aylarında neredeyse kimi sektörlerde günlük fiyat değişimlerine şahit olduğumuz ve alım gücümüzü eriten bir canavardır enflasyon.

Özellikle geçtiğimiz ay olan temmuzda ürün fiyatlarındaki yukarı doğru hareket, çok hızlı ve ani yaşandı.

Bu durumun en önemli sebebi ise temmuz ayı enflasyonunun, son yılların en yüksek temmuz enflasyonu olarak yüzde 9.49 olarak gerçekleşmesidir.

Maalesef ki asgari ücretteki artış oranı, direkt ürünlere yansıtıldı; ayrıca bunun yanında akaryakıt fiyatlarındaki artış da normal olarak tüm ürünlerin fiyatlarına yansımış oldu.

Neredeyse bir araba yarışı gibi her gün fiyatlar artış eğiliminde; hal böyle olunca da vatandaş, yarın daha pahalıya alacağım endişesi ile cebindeki parayı hemen mal ve hizmet edinme yarışına çeviriyor.

Bir sonraki günde oluşan fiyatların bir önceki günde oluşan fiyatlardan daha yüksek olacağı düşüncesi ve beklentisi, insanları belki de ihtiyacı olmadığı halde mecburi bir tüketime yönlendiriyor.

İşte tam da burada çok ama çok büyük hata yapılıyor ki bu şekilde davranmak, enflasyon canavarını daha da büyütüyor ve baş edilmesi zor bir hale getiriyor.

Bu noktada enflasyon bilinci dediğimiz bilincin, insanlarda iyi bir seviyede tutulması gerekiyor aslında.

Öyle ki elinde parası olanın, fiyatların yükseleceği beklentisi ile alışverişe yönelmesi, böyle bir ortamda yapılacak en büyük hatadır.

Yapılması gereken daha doğrusu enflasyon bilincine sahip bir vatandaşın yapması gereken, sadece ve sadece ihtiyacı olanı almak; hatta yapabiliyorsa bu ortamda çok acil olmayan ihtiyaçlarını bile ertelemektir.

Çünkü piyasada mal ve hizmete olan talep arttıkça enflasyon daha da azmaya devam edecektir.

Enflasyon bilinci demek; fiyatlar daha da artacak tuzağına asla ve asla düşmemektir.

Yemek sektöründe günlük fiyat değişimlerine rağmen birçok yerde doluluk oranının yüksekliğini anlamakta ciddi anlamda güçlük çekiyorum.

Konuyu şöyle izah etmek mümkündür; bu durum, enflasyon bilinci ile yan yana gelemeyecek bir durum olduğundan bu güçlüğü maalesef ki yaşıyorum.

Ayrıca müşteri alışkanlıkları ile enflasyon bilincini birbirine karıştırmadan konuları değerlendirmek de ayrıca önemlidir.

Harcamaların hâlâ yüksek seviyelerde olması, kayıt dışılık konusunda ciddi sorunların var olduğunu gösteren bir gösterge olarak karşımızda durmaktadır.

Fakat özellikle kış başında yani dört ay sonrasında, buradaki problemlerin hangi boyutlara geldiği herkes tarafından hissedilecektir.

Olumsuzlukları az hissetmek ve enflasyon bilincini her tarafa yayabilmek için toplumun finansal okuryazarlık seviyesinin de yükseltilmesi, bir bakıma bir zorunluluk olarak önümüzde durmaktadır.

Finansal okuryazarlık seviyesi ne kadar yükselirse toplumun harcama yapma bilinci de o denli artacaktır.

Finansal okuryazarlıktan sonraki aşamada ise önümüze enflasyon okuryazarlığı çıkmaktadır ki bunu yapan kişilerin enflasyon bilinci de en üst seviyelerde olacaktır.

Enflasyon okuryazarlığı yerleştiğinde fiyatlar konusunda her birimiz, gelecek kaygısı duyulmasının ne kadar gereksiz olduğunun da farkına varacağız.

Her vatandaşımızda sırasıyla finansal okuryazarlık, ardından enflasyon okuryazarlığı, sonrasında da enflasyon bilincinin hızla oluşması temennimin özellikle de altını çizmek istiyorum.