Yazımıza serlevha ettiğimiz ifade bir atasözü…
Bu atasözünü çağrıştıran şey ise İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun eşinin X platformunda paylaştığı bir post…
Kanadalı bir şirket 2001 yılında (yani AK Parti iktidara gelmeden önce), Kaz Dağları’nın 40 kilometre uzaklığında bulunan Kirazlı köyü Balaban Tepesi’nde altın madeni çıkarmak için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan ruhsat almış.
2000 yılında ‘SİT’ alandan çıkarılan bahse konu bölge, öteden beri spekülasyonların ve tartışmaların ana mihverinde duruyor bilindiği üzere…
Yakın geçmişte birçok ünlü yine durduk yerde bir tartışma başlatmış ve bu vesile ile ruhsatın verildiği tarihte henüz kurulmamış iktidar partisini topa tutmuşlardı hatırlarsanız.
“Ağaçlar kesilmesin, Kaz Dağları korunsun” diye ortalığın yangın yerine çevrildiği günlerde yapılan bir araştırmada, sanatçıdan sporcuya ve siyasetçiye varıncaya kadar birçok ünlünün bu civarda arsa ve villa sahibi oldukları anlaşıldı.
Yazımıza konu olan ve İmamoğlu’nun eşi tarafından atılan post yine bu temayı işliyordu.
Şöyle diyordu Bay Başkan’ın karısı…
“Kaz Dağları’nda rant uğruna binlerce ağaç kesiliyor. Doğaya düşman bu tutumun karşısında dünyamızı korumak, hayvanların sesi olmak, geleceğimizi savunmak için yine büyük bir mücadele veriliyor. Artık yeter; ağaçlara, doğaya, canlara dokunmayın!
Kaz Dağları hepimizin…”
Hayvanları, ağaçları ve doğayı canhıraş bir biçimde savunan bu paylaşımı görünce insanın gözleri yaşarıyor doğrusu.
Fevkalade bir duyarlılık ve doğa sevgisi değil mi?
Hayır, değil!..
Peki, neden değil?
Şundan…
Yukarıda, birçok ünlünün mezkûr yerde arsa ve villasının olduğunu söylemiştik.
Kimler mi o pek şöhretli şahsiyetler?
Şimdi sıkı durun!
Bu ünlülerin başını ‘İmamoğlu ailesi’ çekiyor…
Nasıl, çok enteresan değil mi?
Ekrem İmamoğlu’nun babası Hasan İmamoğlu, Kaz Dağları’nda 60’ın üzerinde arazi, 24 daire, altı kerpiç ev ve iki köy evi satın almış…
Hasan İmamoğlu’nun ayrıca yine Kaz Dağları’nın Balıkesir eteklerinde de yaklaşık 600 dönüm arazisi var.
Bu kadar mı?
Olur mu hiç, dahası var!..
Mesela, aynı yerde Ekrem İmamoğlu’nun da 5 bin metrekareden fazla arsası ve dairesi var.
Bununla birlikte Kaz Dağları Millî Parkı’nın hemen yanında İmamoğlu ailesine ait 11 bin 925 metrekarelik arsada yüzlerce ağacın kesildiği, bu yerin önceki ve sonraki fotoğraflarında açık bir biçimde görülebiliyor.
Değerli dostumuz Kenan Kıran, üşenmeyip, ilgili yerlerin görüntülerini bulup yayınladı…
Şimdi hep birlikte bir daha bakalım Bay İmamoğlu’nun karısının attığı ‘doğa, hayvan ve ağaç sevgisi’ temalı posta…
Bu paylaşımın sahici ve samimi olduğunu var sayarsak eğer; anılan bölgede arsa alan, villa yapan ve yüzlerce ağacı gözünü kırpmadan kesen kimselerin acımasız birer doğa düşmanı olduğunun haykırıldığını sanırsınız…
Oysa bunun böyle olmadığı ve zerre kadar samimiyet içermediği ortada.
Ne yani, Bayan İmamoğlu, sevgili eşini ve kayınbabasını hedef tahtasına mı koyuyor bu post vesilesiyle?
Elbette ki hayır!
Cevap ‘hayır’ ise hakikat nedir peki?
Bu, “Yavuz hırsız ev sahibini bastırır” atasözünün ete kemiğe büründüğü andır.
Bu bir ön almadır!
Bu, gelebilecek birtakım eleştirileri peşinen savmanın uyanıkça yöntemi yahut yazı başlığında da ifade etiğimiz üzere en iyi savunmanın iyi bir saldırıdan geçtiğini gayet iyi fark etmiş bir zihnin aldığı kurnazca pozisyondur…
Şu bir gerçek ki bunlarla asla baş edilemez!
Herkesi hatta tüm Türkiye’yi, pınara suyla götürüp susuz getirirler...
Nitekim yukarıdaki bilgilerden anlaşılacağı üzere Kaz Dağları’na, ellerinde ağaç resimleriyle ve doğa savunucusu pankartlarla gidip, bilahare ağaçlık alanı tıraşlayıp arsa tapularıyla geri döndüler.