Bu ülkenin başına bela edilen PKK; DAEŞ ve FETÖ’yle mücadele çok yönlü olarak devam etmektedir. Dışarıdan desteklenen bu hain ve bölücü örgütler ülkemizin sosyal, ekonomik ve gelişmişlik değerlerini zayıflatmak için ellerinden geleni yaparken devletimiz de elindeki tüm imkânları seferber ederek bunlarla mücadele etmektedir.
Ancak milletimizin geleceğini çok ama çok olumsuz bir şekilde etkileyen ve bu ülkenin en büyük değeri olan gençlerimiz maalesef artarak devam eden uyuşturucu bataklığında yok olup gitmektedir. Genel olarak eroin ve esrar olarak bildiğimiz uyuşturucu yerini bugün çok fazla çeşitlenmiş uyuşturuculara bırakmış, birçok gencimiz hatta çocuk yaşındaki evlatlarımız bu uyuşturucuların bağımlısı haline gelmiş durumdalar.
Özellikle bonzai ve jamaika denilen uyuşturucuların gençler tarafından çok kullanıldığı bir gerçekken kolay ulaşılabilmesi de bir güvenlik sorunu olmanın yanında ülkemiz için de çok ciddi bir tehdit haline gelmiştir. Özellikle de satıcıların okullar çevresini mesken edinmeleri, sürekli polis operasyonlarına rağmen satıcılarının ve kullanıcılarının artış göstermesi işin ne denli vahim olduğunu göstermektedir.
Her gün üçüncü sayfa haberleriyle adeta sıradanlaşan bonzai, jamaika kullanıcılarının yakalanması, satanlarını tutuklanması ve bunun yanında uyuşturucudan ölenlerin sayısının hızlı bir şekilde artmasına rağmen hız kesmeden uyuşturucu satış ve kullanımının artması çok manidardır.
Yapılan istatistiklere göre uyuşturucudan ölenlerin yüzde 90’ının yaşı 35’in altındadır. Ve ortalama rakamlarla her sene yedi yüzden fazla insan uyuşturucudan direk ölürken bu rakamın bir kaç misli de dolaylı bir şeklide hayatının baharında uyuşturucunun sebep olduğu hastalıklar sebebiyle ölmektedir.
Bazıları buna su testisi suyolunda kırılır, belalarını buldular diye baksa da biz asla böyle bakmıyoruz. Bu ülkenin vatandaşı hele hele de gençleri bu ülkenin en önemli hazinesi, kaynağıdır. Ülkelerine hizmet etme çağındaki gençlerimizin ilimle, irfanla uğraşması gerekirken, iş sahibi olup hizmet etmesi gerekirken, ülkesi için kafa yorması gerekirken uyuşturucu bataklığına çekilip yok olup gitmesi ülkemize karşı tamamen planlanmış bir ihanet projesidir.
Polisiye tedbirler, yapılan çalışmalar, bilgilendirmeler, cezaların yetersiz kaldığı bir gerçektir. Bunun için topyekûn bir seferberliğe ihtiyaç vardır. Ve özellikle de ailelere büyük görev düşmektedir. Aileler mutlaka çocuklarına sahip çıkmalı, evlerini mutluluk merkezi haline getirmeli, çocuklarına sevgi ve şefkatle yaklaşmalı, sahipsiz bırakmamalıdır.
Son yıllarda yaşanılan hızlı, ticari, nefsani evliliklerin çok kısa zamanda boşanmalara dönüşmesiyle dünyaya gelen çocuklar ortada kalmakta ve sevgisiz ortamlarda büyümektedir. Anne-baba şefkati ve sevgisinden mahrum kalan çocuklar da aradıkları ilgiyi, sevgiyi maalesef sokaklarda bulmaya çalışırken uyuşturucu baronlarının eline düşmektedir.
Uyuşturucu satanlara, kullananlara verilen cezaların yetersizliği hepimizin malumu. Kesinlikle bu cezalara çok ama çok artırılmalı ama aslolan çocuklarımıza, gençlerimize sevgiyle, saygıyla yaklaşmak, sahip çıkmaktır. Aile yapılarımızı güçlendirmektir. Biz aile yapılarımızı güçlendirirsek çocuklarımız da bu insanlığın ve milletimizin düşmanı uyuşturucudan uzak duracak; sağlıklı, eğitimli, bilgili nesiller olarak ülkelerine hizmet edeceklerdir…