Bugünlerde artık “Evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu da cehennem azabından kurtuluş’’ ayı olan mübarek Ramazan ayının son günlerini idrak ediyoruz. Minarelerden yükselen salaların arasında okunan ilahilerde ‘’Merhaba’’ların yerlerini ‘’ Elveda Şehr-i Ramazan Elveda’’ sözleri almaya başladı. Bir taraftan hüznümüz katmerlenirken öte taraftan da bir ömre bedel ve bin aydan daha hayırlı olan “Kadir Gecesi’’ne kavuşuyor olmanın sevinç ve heyecanını yaşıyoruz. Kadir Gecesi’ni ‘’Dünyanın gündüzden en aydınlık gecesi’’bilip en güzel şekilde değerlendireceğiz inşallah. Bizleri insan olarak yaratıp, mübarek Ramazan ayına eriştiren, sağlık ve afiyetle oruçlarımızı tutturarak Kadir Gecesi’ne ulaştıran, Rabbimize sonsuz şükürler olsun.
Kıymetli dostlar; Kadir Gecesi ‘Ramazan’ın her gecesini hakkıyla ihyâ edebilmemiz için’ Rabbimiz tarafından ramazanın son on gününe gizlenmiştir. “Her geceni Kadir, her geçeni de Hızır bil” sözü de işte bundandır. “Kadir gecesini, bir kader gecesi’’ olarak bilen herkes için, bu çok değerlidir. Kadir Gecesi esasen Ramazan’ın özüdür. Kadir Gecesi’ni bizler için fevkinde önemli kılan ise, yüce kitabımız Kur’ân-ı Kerim’in bu gecede ilk olarak dünya semasına indirilmesidir. Yani Kadir Gecesi demek, özetle ‘insan aklının, zihinlerdeki sınırları aşarak vahiyle buluşması’ demektir.
Kıymetli dostlar; Unutmayalım ki, zaman yıkıcı dünya geçicidir. Göz bizim ama fer bizim değildir… “Bu gecede, insanların kaderi yeniden yazılır ve çizilir. Yaşam ile ölüm arasındaki berzahta, gelecek bir seneye kadar cereyan edecek olan her türlü hâdiseler, meleklere işte bu gecede bildirilir.’’ Bu gecede, yeryüzüne başta Cebrâîl (as) olmak üzere çok sayıda melek iner. Tanyerinin ağarmasına kadar huzûr ve esenlik vardır. Bu gecede, insanlar her türlü kötülükten selâmettedirler. Bu geceyi dua, zikir ve ibadetle geçiren kişiler,‘’seksen sene gibi uzun bir ömürde kazanabilecekleri ecir ve sevabı bir gecede elde etme bahtiyarlığına’’ ermiş olurlar…
Kadir Gecesi’ni gereği gibi anlamanın ve hakkıyla değerlendirmenin yolu “Kur’ân-ı Kerîm’in eşsiz mesajlarını anlamaktan’’ geçmektedir. Bizler boğazına kadar günaha batmış günahkâr kullar olarak, bir dakikamızı dahi ziyan etmeden bala koşuşan arılar gibi, bu kutlu gecede, Allah’a ve Allah’ın kelamı Kuran’a koşmalıyız. Gözümüzün Nuru, İki Cihan Serveri, Fahri Kâinat Efendimiz; Hz. Muhammed’in (sas) “Kim Kadir Gecesi’ni, faziletine inanarak ve alacağı sevabı Allah`tan bekleyerek ibadet ve taatla geçirirse geçmiş günahları bağışlanır “müjdesine muhatap olmayı ümit ederek ‘’Allah’ım, sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affeyle’’ diye dua ederek gözyaşı dökmeliyiz…
Son tahlilde demem o ki dostlar: “O gün, akşam yatsı ve sabah namazlarını cemaatle kılalım. Gecesinde çokça namaz kılıp, çokça da Kur’an okuyalım. Tövbe, istiğfar ve dualar ile Rabbimizi zikredip, tefekkürde bulunalım inşallah…’’
Gereken gayret ve itinayı göstermeyi Cenab-ı Allah cümlemize nasip etsin.
Selametle…