Elleri kelepçeli, başlarına siyah çuvallar geçirilmiş, kollarından tutan silahlı iki asker eşliğinde ilerleyen gencecik kızların oluşturduğu uzun bir kuyruk… Kuyruğun arkası görünmüyor, belliki binlerce genç kız, yaşları 18-20 aralıklarında karanlık bir dünyaya doğru ilerliyorlar… Bir daha geri dönmemek üzere, ya bir trene ya da toplu bir kampa doğru ilerleyen genç kızlardan oluşturulan bu uzun kuyruğun etrafı yine elleri tetikte pür dikkat askerler tarafından gözetleniyor…
Hiçbirisi akıbetinin ne olacağını kestiremiyor; kendilerini düşman olarak belleyen iradenin insafına kalmış durumdalar ve çaresiz oldukları her hallerinden belli…
Yani 21. asrın utanç tablosu…
Bir korku filmi sahnesi gibi ama maalesef gerçek hayattan bir kesit. Bu genç kızların suçları ne hırsızlık, ne cinayet ne de bir başkası. Tek suçları var; Türk olmak, Müslüman doğmak ve Doğu Türkistan’da yaşamak. Modern dünyanın gözleri önünde, çaresiz soykırım kurbanları.
Elbette bu tabloyu dünyaya sunan iradenin, canavarca hislerde ve davranışlarda sınır tanımayan Çin devleti olduğunu tahmin ettiniz.
Çin yönetimi, Doğu Türkistan Türklerini “yok etmek” ve yaşadıkları coğrafyayı “haritadan silmek” için toprakların kadim sahipleri Uygurlara yönelik soykırm için uzun zamandır çok yönlü planlar içindedir. Bu çerçevede orta yaşın üstündeki erkekleri toplama kamplarına almak, bebek ve çocukları ailelerinden koparmak ve gençleri eğitimden, hayattan koparmak artık rutin olarak yapılan işlemler arasındadır
Çin yönetiminin Uygurlara yönelik bu insanlık dışı davranışları, medeni dünyadan gereken tepkiyi maalesef görmedi. En azından gencecik Uygur kızların başlarına çuvallar geçirilerek, elleri kelepçeli görüntüleri insanhakları konusunda ahkam kesen devletleri, kadın hakları konusunda yerleri gökleri inleten çevreleri harekete geçireceği tahmin edilirdi fakat yine ses seda yok.
Çin yönetiminin Uygurlara yönelik soykırımına yönelik modern dünyadan yeterli tepki gelmemesinin bilinen sebepleri açıktır.
Birincisi Çin, ekonomik olarak caydırıcı bir güce sahiptir. Ekonomisi zayıf ülkeler bu anlamda ses çıkarabilecek durumda değillerdir. İkincisi de Çin gibi emperyalist emellere sahip olan devletlerin görünürde cılıztepkiler gösterseler de perde arkasında Çin’in bu iğrenç politikasına destekvermeleridir.
Türkistan’ın batı kısmında ağırlıklı nüfuza sahip olan Rusya’nın, Çin’in Doğu Türkistan politikasından memnun olduğu aşikardır. Müslüman olarak bilinen devletlerin hal-i pürmelalleri zaten ortadır. Yani Uygurlara yönelik yakınlık duyan hissiyatları yoktur.
Şu ana kadar Uygurlara yönelik Çin zulmüne açıktan tepki koyan tek devlet Amerika’dır. Amerika’nın bu yöndeki politikasının Çin ile devam eden ticari savaşta Uygurları bir argümanolarak kullanma stratejisi içinde olduğu gayet iyi bilinmektedir.
Orta Asya’nın kadim milleti Türklerin bir uzvu olan Uygurların çektikleri zulüm, uğradıkları soykırımda samimice açıktan yanlarında olan yoktur. Dünyanın tüm mazlum milletleri sadece dualarıyla onların yanlarındadır.
Uygur Türklerinin erkekleri, kızları, kadınları, çocukları bugün Çin canavarının zulmü altında soykırıma tabi tutulmaktadır. Fakat biz biliyoruzki tarihte olduğu gibi, Metelerin, Atillaların, Kürşatların, Bilgekağanların, Alparslanların torunları elbette bu zulmü atlatacaklardır. Fakat zulme rıza gösterenler ve zalimler kalplerde gelecekte yargılanacaklardır.
Doğu Türkistan’dan gelen görüntülere yüreklerin dayanacak hali kalmamıştır. Tüm dikkatler doğal olarak mazlumların karşılıksız koruyucusu Türkiye’ye çevrilmiştir. Bu nedenle Türkiye’nin daha da güçlü olmasına şiddetle ihtiyaç vardır. Uygur kızların ellerine takılan kelepçeleri ve başlarına geçirilen siyah çuvalları zalimlerin başlarına geçirecek bir güce…