Dünya ülkelerinin tamamına yakınının uğraştığı, insanın olduğu her alanda etkisinin günden güne arttığı ve çok yıkıcı bir süreçle devam eden bir epidemi döneminden geçiyoruz.
Öyle bir periyot ki ne ülkelerin gelişmişlik düzeyleri ne de ekonomik, sosyal veya siyasi süreçleri önem arz ediyor.
Sadece kronik hastalığı bulunanlar üzerindeki etkisinin daha çok olduğu gerçeğini biliyor dünya an itibariyle.
Güney Kore de hastalığı geçirenlerde ikinci kez aynı virüse rastlanılması acaba ikinci kez Kovid-19 virüsü tekrar ederek yayılımına devam edecek mi sorusunu akıllara getiriyor.
Bu soruyla birlikte bazı Avrupa ülkelerinin kademeli olarak normal hayata şuanda dönmesinin ne kadar mantıklı olup olmadığı akılları kemiriyor.
Tüm bunları düşünürken insanların evlerinden biran önce çıkıp normal hayatlarına dönme isteğini de işitiyor insan kulaklarında.
Ama o anda doğruyu bulabilmek için düşünen bir insanın aklına şu iki soru geliyor:
Bir veya iki ay daha mı evde kalıp normal hayata dönmek insana mantıklı gelir?
Yoksa hemen normal hayata dönüp üç veya dört ay sonra tekrar virüsle mücadelede başa dönmek mi mantıklı gelir?
Pek tabi ki birinci soru insana daha mantıklı ve sürdürülebilir gelir. Dolayısıyla böyle hareket ederek daha temkinli bir şekilde normal hayatımıza dönmeye başlamak daha önemlidir.
Normal hayatın içerisinde ekonomik hayatta bulunmaktadır ki ekonomik olarak normalleşmeye ülkelerinde ihtiyacı en üst düzeydedir.
Çünkü şuan virüs sebebiyle hane halkları evlerinde oturdukları için tüketim birkaç sektör dışında yok denecek seviyeye kadar gelmiş durumdadır.
TÜRMOB un hafta başında yayınladığı “Korona Salgınının Türkiye Ekonomisine Etkisi Değerlendirmeler ve Öneriler Raporu”nda ortaya koyduğu gibi giyim, ayakkabı, ev eşyaları ve paket tatil sektörleri tamamen durmuştur. Kuaförlük, turizm acenteliği, restoranlar, oteller ve eğlence hizmetleri sektörlerinde ise keskin düşüşler vardır.
Rapor ülkemizdeki durumu ele almıştır ama ülkemiz dışındaki diğer ülkelerde de durum farklı değildir.
Buradan hareketle virüsün ortadan kalkmasından sonra ekonomik olarak normalleşmenin başladığı süreçte sektörlerin eskiye dönmeleri oldukça uzun zaman alacak gibi gözükmektedir.
Öyle ki virüs dönemlerinde insanlar internet üzerinden alışverişe yönelmiş durumdadır ve durum böyle olunca da e-ticaret e olan ilgide en üst seviyeye çıkmıştır.
Fakat her sektör e-ticaret için uygun olmayabilir. Özellikle hizmet sektöründeki birçok alanda e-ticareti kullanmak çokta mümkün değildir.
Örneğin bir berberden alınan hizmet, güzel bir Anadolu yemeğini tadarken harika bir manzarayı izlediğimiz hizmet, çocuğumuzu lunaparka götürdüğümüzde alınan hizmet, bir doktordan veya veterinerden alınan hizmet…
Sayılan hizmetlerin tamamında e-ticareti kullanamıyoruz. O zaman e-ticaretin faydası daha çok fiziksel taşınan ürünlerin temininde biraz daha ön plana çıkıyor ki normalleşmenin ardından ekonomik hayatın buna adaptasyonunu daha da hızlı bir şekilde gerçekleştirmek gerekiyor.
Yani evet hayatımızda e-ticaret önemli bir yerde olmalıdır fakat her alanda e-ticaretin yeterli olmadığını bilerek hareket etmeninde çok ama çok önemli olduğunun bilincinde olmalıyız.