Babam, ilkokul mezunu bir adamdır; âlim değildir ama arif bir adamdır. Çocukluktan ilk gençliğe geçtiğim zamanlarda ülkenin gidişatına, başındaki adamlara bakar da şöyle derdi: ‘’Bizim ülkemiz, gerçekten çok zengin bir ülkeymiş. Baksana her gelen yiyor, yediriyor ama yine de ülkeyi bitiremiyor.’’
Geriye dönüp baktığımızda gerçekten hem maddi hem manevi yönden çok zengin bir ülkeymişiz. Ehliyetsiz yöneticiler, maddi yönden; kimliksiz yöneticiler, manevi yönden yemekle bitiremedi güzel ülkemizi.
Ehil olmayan devlet idarecileri ve onları yönlendiren azgın azınlık tarafından ülke soyulup soğana çevrildi. Güzel ülkemin bütün sermayesi, azgın azınlığın emrine verildi; onların huzurunun kaçmaması, rahat etmesi için millet ezildikçe ezildi. İşinin ehli olan, devleti yönetebilecek kabiliyeti olanlar ise çeşitli ayak oyunlarıyla devlet yönetiminden hep uzak tutuldu. Sürekli partisi kapatılan Necmettin Erbakan ve Millî Görüş camiası bunun en somut örneğidir. Erbakan Hoca’nın iktidara gelmesini önleyemeyen azgın azınlığın hükûmetten indirmek için Erbakan’a, partisine neler yaptığını ise 30’lu yaşlarda olanlar daha dün gibi hatırlar. Erbakan Hükûmeti’nden sonra ülkeyi yönetenlerin ise ülkeyi ne hâle getirdiği malum. Bu ülkede kimler başbakan oldu, ülke yönetmeye kalktı: Ülkeyi kumarhane masalarından yönetmeye çalışan başbakanlar mı dersiniz, kendini yönetmekten aciz olup da ülkeyi yönetmeye çalışan başbakanlar mı dersiniz? Sonra gelsin krizler!.. Düşünebiliyor musunuz şimdi muhalefette bulunan partinin hükûmet ortağı, liderinin de başbakan yardımcısı olduğu dönemde bir gecede 22 -yazıyla yirmi iki- banka battı. Şimdi bu lider ve partisi, ekonomi eleştirisi yapıyor. Anladık ki devleti yönetmek için EHLİYET şart… Kuru laf karın doyurmuyor.
Bir de milletin kimliğini oluşturan dinini, millî ve manevi değerlerini, geleneklerini ve göreneklerini küçümseyip onlara sırtını dönen KİMLİKSİZ devlet idarecileri var. Bunlar, milletin bütün değerlerine savaş açıp milleti sindirerek devlet yönetmeye çalıştılar. Bunun en bariz örneği de ‘’Elinde Kur’an, göğsünde iman, geliyor Muhteşem Süleyman!’’ sloganlarıyla ortaya çıkan ama zamanla gerçek kimliği anlaşılan ve 40 yıl ülkenin, milletin kâbusu olan KİMLİKSİZ şahsiyettir. ‘’Din-İman-Kur’an’’ sloganını kullanıp da en son ‘’Başörtülüler, okumak istiyorsa Arabistan’a gitsin.’’ diyecek kadar cesurlaşan(!) milletin kimliği ile sorunu olan ‘’KİMLİKSİZ’’den ve onun türevlerinden çok çekti ülkemiz ve milletimiz.
Şimdiki cumhurbaşkanımıza, hükûmetimize milletimizin her seçimde desteğini artırarak sürdürmesinin sebebi şudur: EHLİYET ve KİMLİK sahibi olmaları… EHLİYET sahibidirler, çünkü son 13 yılda ülkeyi nereden alıp nereye getirdikleri bakar kör olmayanlar için ortadadır. KİMLİK sahibidirler, çünkü millet ne ise onlar da öyledir. Millet, onlarda kendini görmektedir. Milletin değerlerini küçümsememekte, bizzat üzerlerinde KİMLİK olarak taşımaktadırlar.
EHLİYETSİZ ve KİMLİKSİZ yöneticilerden ülkemizi ve milletimiz korusun RABBİM…